Teknolojik Dönüşümün Dinamosu: Elektrikli Araçlar

featured

Küresel ısınmanın başlıca nedenleri arasında sayılan içten yanmalı motorlu araçların çevre üzerinde yarattığı yıkıcı etkiler dolayısıyla, dünyada bu alanda yaşanan gelişmeler her geçen gün hız kazanmaktadır. Dönüşümün kaçınılmaz hale gelmesi sebebiyle, süreci bir “elektrikli araç devrimi” olarak tanımlamak yerinde olacaktır. Nitekim, dünyanın önde gelen ülkelerinin büyük bir bölümü 2035 yılına dek fosil yakıtlı araçların yasaklanması yönünde adımlar atmaktadır.

Otomotiv endüstrisinde son dönemde hibrit ve elektrikli araçlara doğru bir yönelim olduğu dikkatleri çekmektedir. Bu sektörde faaliyet gösteren büyük firmaların, yakın zamanda elektrikli otomobil yatırımlarına hız kazandırdıklarını gözlemlemekteyiz. Nitekim, gelinen noktada otomobil üreticisi firmalar sadece yeni modeller piyasaya sürmemekte, bunun yanı sıra sürekli olarak yeni adımlar atarak sektörde öncü şirketler arasında yer almayı hedeflemektedir. Örneğin Japon otomobil firması Honda, Güney Kore’nin en büyük kimya şirketi olan LG Chem ile elektrikli otomobil batarya fabrikası kurmak için 4,4 milyar dolar değerinde bir yatırım yapmayı planlamaktadır.

Tamamen elektrikli modellere geçiş

Kısa bir süre içinde, Avrupa’da elektrikli araç kullanımının benzinli araçları geçeceği öngörülmektedir. Pek çok otomobil firması, ilerleyen süreçte dizel ve benzinli araçları satmayı bırakıp tamamen elektrikli modellere geçiş yapmayı planlamaktadır. Firmaların bu eğilimi, önümüzdeki yıllarda iklim değişikliği ile mücadelede fayda sağlayacaktır. Ülkemizde ise önümüzdeki sene pazara çıkması beklenen elektrikli ve sıfır emisyonlu TOGG, uzun vadede yenilikçi girişimler ile desteklenen etkili bir ulusal teknolojik dönüşüm sürecinin yaşanarak ülkemizin teknoloji alanında önemli ülkeler arasında yer alabileceğini gözler önüne sermesi bakımından umut vadetmektedir. Şu anda, ülkemizde elektrikli araç pazarı Avrupa’daki kadar gelişmiş olmasa da önceki yıllara göre satışlarda bir miktar artış görülmektedir.

Elektrikli taşıtlar piyasada daha da baskın bir konuma geldiğinde, bu durum benzinli araçlar için parça üreten şirketler için bazı sorunların doğmasına neden olacaktır. Bu tür şirketler, piyasada tutunabilmek için elektrikli arabalara uygun parçalar üretmek zorunda kalacaklardır. Ayrıca, yedek parça mağazaları ve tamircilerin de bu sürece adapte olmaları gerekecektir.

İklim krizinin ciddi bir boyuta taşınmasında büyük bir payı olan otomobillerin yol açtığı zararın minimize edilmesi noktasında elektrikli ulaşımın ve bu alanda yapılacak yenilikçi atılımların üzerinde durulmasında yarar vardır, zira elektrikli ulaşımın sürdürülebilirlik bakımından günden güne daha hayati bir konuma geldiği göze çarpmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’nin de imzaladığı Sıfır Emisyonlu Araçlar için Glasgow Mutabakatı 2040 yılına dek tüm kamyonet ve otomobillerin sıfır emisyonlu olmasını amaçlamaktadır. Mutabakatta yer alan bu taahhüde uyulduğu takdirde, ulaşım endüstrisi kaynaklı emisyonun büyük çoğunluğuna neden olan karayolu taşımacılığının çevreye olan olumsuz etkileri önemli ölçüde azalacaktır.

Öte yandan, elektrikli otomobiller sağladıkları tasarruf sayesinde fosil yakıtlı araçlara nazaran çok daha düşük maliyetli olmaları itibarıyla tüketiciler tarafından epey cazip karşılanmaktadır. Böylelikle hem çevreci hem de oldukça ekonomik olan elektrikli otomobillere olan talep artma eğilimi göstermiş olup elektrikli araç pazarında son zamanlarda belirgin bir büyüme meydana gelmiştir. Son dönemde Çinli otomobil üreticileri ve Tesla’nın pazarda ön planda yer aldığı dikkat çekmektedir.

Dönüşümün ilk adımı: Şarj altyapısı

Elektrikli arabaların yaygınlaşması için atılması gereken bir dizi adım bulunmaktadır. Öncelikle, bu dönüşümün gerçekleşmesi için uygun şarj altyapısının oluşturulması gerekmektedir. Bunun için de şarj istasyonlarının gerekli noktalarda kurulumunun yapılması önem arz etmektedir. Özellikle, İngiltere gibi birtakım ülkelerin elektrikli araç şarj istasyonları için önemli miktarda kaynak ayırdığı görülmektedir. Ayrıca, gerekli düzenlemelerin en kısa zamanda yürürlüğe konulması, geçiş sürecinin problemsiz bir biçimde ilerlemesi bakımından elzemdir. Avrupa ülkelerindekine paralel olarak Türkiye’de de bu alana ilişkin muafiyet ve teşviklerin uygulamaya konulması önem arz etmektedir. Dünya genelinde şarj istasyonu ve elektrikli araç sayısının net şekilde artması dönüşüm sürecinin önemini gözler önüne sermektedir.

11
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin