Berrak bir zihnin sırrı: Kendine düşkünlük

featured

Alman filolog ve filozof, tam adıyla Friedrich Wilhelm Nietzsche, Ecce Homo’da “Uzun bir süre bana sinir hastası muamelesi yapan bir hekim sonunda: ‘Hayır! Sizin sinirlerinizde sorun yok, benim sinirim bozuk yalnızca’ demişti” diye anlatır.

Bu diyalog ile Nietzsche’nin veya bahsi geçen hekimin zihin berraklığı konusunda bir kanıya varmak zor. Nitekim bize aktarıldığı gibi hekimin sinirleri bozuk olabilirken Nietzsche’nin kabul etmekte zorlandığı birtakım travmalar da konuya dahil edilebilir.

Gerçek ne olursa olsun Nietzsche, tüm değerleri yeniden değerlendirmeyi kafasına koyar bir kere. “Kendi tedavimi kendim üstlendim, kendimi yeniden sağlığa kavuşturdum” cümlelerine kişinin sağlık bütünlüğünde önem taşıyan birkaç adımı da ekleyerek biz okuyucularla paylaşır.

Kendini yeniden oluşturma içgüdüsüyle hareket eden Nietzsche, cesaretini kıran her olay ve durumu yasaklar kendine. Gelişkinliğin insanın yalnızca kendine iyi gelen şeylerle sarmalanmasıyla başlayacağını savunur. İstemsiz gördüğü zararların da çaresini bulur ve unutur, kötü tesadüflerden yalnızca kendi çıkarları için yararlanır. Ne şansızlığa inanır ne de suça. Çevresini sınırlı uyaranlardan oluşturur. Bu ister bir kitap ister bir insan ister bir manzara olsun herkesi ve her şeyi sınar ve sonunda seçerek, izin vererek, güvenerek onurlandırır.

Tüm bunlar kulağa çok mantıklı ve konforlu gelse de hayata geçirildiğinde irade ve bolca pratik ister. Ancak Nietzche’nin sağlıklı zihin tanımını birkaç başlıkta toplamak mümkün.

Suskunluğa öfke

“En kaba söz bile suskunluktan daha iyi niyetli, daha nazikçedir” der Nietzsche, hatta “suskun kalanlarda kalp inceliği eksiktir” diye de ekler. Sadece bir tartışma, sonuca varma eylemi olarak görmez konuşmayı aynı zamanda bedensel sağlıktaki etkilerinin de altını çizer. Susan kişi her zaman şişkin gezer, öyle ki hazımsızlığı, olmayacak şeylere de öfkelenmesine yol açar diye açıklar.

Hınç hakkında aydınlanma

Hıçtan kurtulmanın tek yolu hınç hakkında aydınlanmış olmaktır. Hınçtan bitkin düşmüş kişi, hiçbir şeyi defetmeyi bilmez, her şey yorar onu. Oysa çözüm arayanlar, problemleri düelloya davet eder. Nietzsche tam da bu noktada yakalanması gereken ince ayrımı gösterir. Sorun düellodaki ustalığınız değildir, sorun düelloya davet ettiğinizdir. Kimse hor gördüğüyle savaşmamalıdır; emrettiği, altında gördüğüyle… Düşman karşısında denklik adil bir düellonun ilk koşuludur.

Olabildiğince az oturmalı kişi

“Açık havada ve özgürce hareket ederken doğmamış hiçbir düşünceye inanmamalı.”

Zaten uzun doğa yürüyüşleri hayli dikkat çeken Nietzsche’nin bir önemli tavsiyesi de hareket halinde olmak. Zihne düşen tüm önyargıların bağırsaktan geldiğini söyleyen Nietzsche, kalça büyütmenin günah olduğunu yazacak kadar da açık sözlüdür…

Dinlenme tarzınızı seçin

Her bir kişinin kendine özgü bir dinlenme tarzı olduğunu belirten Nietzsche kendi dinlenme tarzının kitaplarla çevrili olduğunu söyler ve dinlenme tarzını arayan inşalar için de kendi dinlenme alanının tanımını şöyle yapar: “Beni kendimden koparan beni ruhsal gezintiye çıkaran her ne ise o”.

Evet x Hayır

Evet demenin bir kendinden vazgeçiş anına sebebiyet vereceği durumda hayır demek gerekir. Nietzsche, olumsuz amaçlarla israf edilmiş bir enerjiden sakınır. Evet ve hayır söylemlerinin önemini vurgular ve bu durumun beraberinde getirdiği bir zorunluluktan bahseder. “Belli sınırlar için hayır demek elzemse ‘hayır’ı da olabildiğince az telaffuz etmek gerekir.” Yani kendimizi hayır demek zorunda kalmayacağımız ortamlarda tutmak, ilişkileri doğru bir çevreyle sürdürmek önem kazanır.

Kendine düşkünlük

“Kişi nasıl olduğu kimse olur”un yanıtını veren Nietzsche, “Kendini koruma sanatındaki asıl hüner, kendine düşkünlüktür” der. Yaşam boyu yan yollar, çıkmazlar, gecikmeler olacaktır ancak kişi kendini bildiği an, kendiyle yüzleşmeyi öğrendiği an akış içinde kaybolmaktan kurtulur. Bilincin tüm yüzeyine erişmenin tek bir yolu bulunur: “kendine karşı samimiyet”.

Nietzsche, güçlüyken de zayıf haldeyken de dolu dolu yaşamak gerekir, hastalığıma ne çok şükran borçluyum ifadelerini kağıda dökerken biz okuyuculara ne denli ilham olacağını biliyor muydu dersiniz?

Kitap: Ecce Homo – Kişi Nasıl Olduğu Kimse Olur

Yazar: Friedrich Nietzsche

Çeviren: Mustafa Tüzel

Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları

Tür: Felsefe

Sayfa Sayısı: 120

2
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin