Jim’le tanıştınız mı?

featured

1933’te ABD’de doğan ancak en üretken yıllarını Paris’te geçiren sosyolog ve yazar Jim Haynes, dünyayı gezmekle kalmıyor dünya üzerinde aynı ruhu, şevki taşıyan her yaratıcı beyni de bir araya getirerek şimdilerin popüler söylemi “network”ün kurucusu haline geliyor.

İngiltere’deki ilk ince kapaklı kitap dükkânı Paperback’i açan, dönemin ilk avangart tiyatrosu The Traverse’i kuran, kendi atölyesinde bastığı Dünya Pasaportu’nu binlerce kişinin kullanımına sunan Haynes’in ilham verici hikâyesi yönetmen Ece Ger’in üstlendiği Jim’le Tanışmak (Meeting Jim, 2018) belgeseli ile sosyal bağların gücünü keşfetmek için ilham verici bir yolculuğa davet ediyor bizleri.

Belgesel Jim Haynes’in yaşamının bir kesitini yakalayarak etkileyici bir manzara sunuyor. Haynes, tanıştığı herkesin adresini ve telefonunu not ediyor. Çekmecelere sığmayan bir defter arşivi oluşuyor böylece. Örneğin Amerika’da bir yönetmenle mi tanışıyor hemen aklına Fransa’daki başka bir yönetmen dostu geliyor ve karşısındakine, “Ben sana onun da iletişim bilgilerini vereyim eminim birlikte çok güzel işler yaparsınız” diyor. Belgesel aktıkça Haynes’in egodan sıyrılmış, fedakâr ve cüretkâr haline hayran kalıyorum.

Haynes’in kendi evinde düzenlediği yemekler de gün geçtikçe genişleyerek “Haynes’in Pazar Akşamları” olarak bilinen ünlü bir topluluk haline geliyor. Sırf bu akşam için yurt dışından gelenler oluyor. Haynes yine insanları tanıştırmaya, aynı alanda çalışanları bir araya getirmeye gönüllü oluyor. Böylece sanatçılar, yazarlar, müzisyenler ve diğer yaratıcı bireyler bolca fikir alışverişinde bulunuyor. Müzik, şiir ve performans sanatlarıyla neşelenen bu akşamlarda insanlar birbirinden bağımsız deneyimlerini paylaşarak farklılıklarını ve benzerliklerini keşfederken, birbirlerinin dünyalarını genişletiyor. Üstelik yönetmen Ece Ger de bu belgeselde birlikte çalıştığı kişilerle Haynes’in evinde tanıştığını söylüyor. Ne muhteşem şey!

“Meeting Jim”, yabancıların bir araya gelerek anlamlı bağlar kurabileceği ve yeni fikirler keşfedebileceği bir dünyanın çok da zor olmadığını olanca geniş gülümsemesiyle tekrar ediyor. Kültürlerarası diyalog ve anlayış ile daha barışçıl ve üretken bir dünya yaratma hedefine katkıda bulunuyor.

Belgeselin son dakikalarında evet yahu insanlar birbirini beslemeli ve desteklemeli, derken benim de aklıma bir isim geliyor: Kalem Ajans’ın Kurucusu, Edebiyat Ajanı Nermin Mollaoğlu. Kendi evinde verdiği davetlerle yayıncılık dünyasından birçok farklı beyni bir araya getiriyor, insanları tanıştırıyor. Herkes merak ettiği alana dair soruları açıkça soruyor, yeni şeyler öğreniyor. Aa, diyorum Türkiye’nin de bir Jim Haynes’i var ve ben de o davetlerden birinde yer alan şanslılardanım. Demek ki umut hep var!

Kişisel yaşantımda kullanmayı alışkanlık haline getireceğim bir cümle yerleşiyor artık zihnime.

“Siz … ile tanıştınız mı?”

5
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin