Enerji Krizi Çözülecek mi?

featured

Koronavirüs pandemisi ile başlayan enerji krizi, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ile ileri bir seviyeye taşındı. Koronavirüsün tüm dünyayı etkisi altına aldığı dönemde dünya çapında üretimin kısılması ve enerji kaynaklarına duyulan ihtiyacın tarihte görülmemiş derecede azalması durumu, enerji krizinin işaret fişeğini yakmıştı. Nisan 2020’de -40 seviyesini gören petrol fiyatı, tarihte ilk kez negatif değerden işlem gördü.

Pandemi etkisinin azalması ve büyük sanayi firmalarının üretimleri hızla artırması ile enerji kaynaklarına duyulan ihtiyaç hızla artmaya başladı. Bu noktada ise enerji üreticileri, üretim ihtiyacındaki hızla artışa cevap veremeyince fiyatlar hızla yükseldi. Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya saldırısı ise zaten yükseliş trendinde olan enerji fiyatlarında çok keskin bir kırılmayı beraberinde getirdi.

Rusya, zengin gaz rezervleriyle dünya enerji piyasası için hayati öneme sahip bir ülke konumundadır. Ancak Rusya hem petrol hem kömür ihracatında ilk üç ülke arasında yer almaktadır. Hatta Avrupa’nın söz konusu üç fosil yakıt için de en büyük tedarikçisi, en az yaklaşık %40 oranında olmak üzere, Rusya’dır. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ile birlikte batı dünyası, Pasifik’ten bazı destekçileriyle birlikte Rusya’ya karşı benzersiz yaptırımlar uygulamaya başladı ve bu yaptırımlar kömür ve petrolü de içine alacak şekilde belirlendi. Ancak Avrupa, gaz konusunda Rusya’nın güvenilir bir alternatifini yakın zamanda bulamayacağının farkında olduğu için, doğal gaz konusunda bir yaptırım uygulayamadı. Çünkü hem dünya üzerinde Rusya kadar zengin doğal gaz rezervlerine sahip bir ülke yok hem de coğrafi yakınlık sebebiyle Rus gazı Avrupa için diğer ülkelere kıyasla oldukça uygun fiyata mal olmaktadır.

Peki enerji krizinin çözülmesi için gerekli olan şartlar nelerdir ve bu şartlar yerine getirilebilecek mi? Getirilebilirse ne zaman mümkün olabilir?

Avrupa dünyanın en büyük üretim merkezlerinden biridir. Bu nedenle sınai üretimini tüm dünyaya ihraç etmektedir. Enerji nedeniyle Avrupa’nın yaşadığı üretim sıkıntıları tüm dünyadaki enflasyonu da tetiklemektedir. Ayrıca Rusya’nın Avrupa’ya “karşı yaptırım” olarak nitelendirilebilecek politikaları da enerji fiyatlarının artmasında kilit rol oynamaktadır. Şu an yapılabilecek hamleler ise enerji kaynak ve rotalarını çeşitlendirmek ile enerji depolama kapasitelerini hızla genişletmek olacaktır. Bu bağlamda yenilenebilir enerji ve nükleer enerji ön plana çıkarken sıvılaştırılmış gaz da önemli bir yer teşkil etmektedir. Ne var ki sayılan tüm kaynakların kendilerine has dezavantajları bulunmaktadır.

Örneğin yenilenebilir enerji kaynaklarının genel olarak dezavantajı, fosil yakıtlar kadar enerji yoğunluğuna sahip olmamalarıdır. Bu nedenle her bir yenilenebilir enerji kaynağı için çok geniş arazilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu büyük arazilerin şehir dışlarında kurulmaları bir zorunluluktur. Ancak elektrik iletiminin şehir merkezlerine elektrik telleriyle sağlanması gerekliliği, bu yöntemi tehlikeli ve çok maliyetli bir hale getirecektir. Ne var ki, rüzgâr gülleri hem çok büyük mekanizmalardır hem de ya kuşların rotalarını değiştirmelerine ya da hayatlarını kaybetmelerine sebep olmaktadır. Ayrıca rüzgâr güllerindeki gerekli manyetiklerin üretilebilmesi için gerekli “nadir toprak elementleri” bakımından zenginlik konusunda Çin, dünyanın açık ara en önde gelen ülkesidir. Bu durum da Rusya’dan bağımsızlığı kazanmaya çalışırken Çin’e mecbur olmak gibi bir sonuç doğuracaktır. Güneş panelleri için ise yeterli büyük araziler bulmanın çok büyük bir sorun teşkil edeceğine ek olarak kullanım ömrü sona eren güneş panellerinin ne şekilde değerlendirilebileceğine yönelik bir çözüm halen geliştirilememiştir. Ayrıca güneşsiz, rüzgârsız geçen zamanların öngörülememesi durumu da bu kaynakların güvenilirliği ve sürdürülebilirliğinin tartışılması gerekliliğini gündeme getirmektedir. Nükleer enerji ise tarihte yaşanmış çeşitli krizlere rağmen, yenilenebilir enerji kaynaklarına göre daha sürdürülebilir bir kaynak özelliği taşımaktadır. Ayrıca hidroelektrik santrallerinden dahi daha çevre dostu olması da dikkat çekici bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır.

Son yıllarda değeri artan kaynaklardan biri ise, sıvılaştırılmış doğal gazdır (LNG). LNG ihracatı ise çok maliyetlidir ve ithal edilebilmesi için ülkenin kendi limanlarında, sıvılaştırılmış doğal gazı tekrar gaz haline getirecek özel terminallere sahip olması gerekmektedir. Bahse konu terminallerin yapılabilmesi ise hem uzun zaman alacaktır hem de LNG ithalatı her halükârda boru hatları ithalatına göre çok daha maliyetli olacaktır.

Sayılan tüm enerji kaynaklarının özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, Rusya’nın enerji piyasasında dünya üzerindeki etkisinin kısa sürede giderilemeyeceği ortadadır. Bahsi geçen kaynakların ve bunlara sahip farklı ülkelerin, ithalatçı ülkelerdeki paylarının dengeli olması sağlanmalıdır. Enerji depolanması ise bu noktada tamamen bağımsız takip edilebilecek bir politika ile düzenlenebilecek olup hayati önem taşımaktadır.

4
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin