Siyasete Çağrı

featured

Deprem yeni bir durum yarattı, POLİTİKA popülerleşiyor. Tüm olup bitenler ve hâlâ devam eden süreç, siyasi duyarlılığı ve siyasi bakışı etkinleştiriyor. Toplumda tepkisellik hâkim, bu tepkilerin bir bölümü bireyseldir, şimdilik geçici görünmektedir, diğer bölümü de sivil toplum kurumları nezdinde devam eden eleştirilerden oluşmaktadır.

Siyasi partiler de kendi düzlemlerinde politikalarını aktifleştirdi. Bu geçicilik unsurunu barındırmıyor, tersine yeni seçimleri de kapsayacak yeni politik hat oluşturuluyor. Özellikle CHP yeni bir stratejiye geçmiş durumdadır.

Siyaset yapmak, siyasete girmek yeni tartışma başlıklarını oluşturuyor, depremler sonrasında oluşan organizasyonlara dair düzensizlik ve kötü organizasyon iddiaları, hükümete yönelik eleştirel bir siyasi dili aktifleştirdi, yaşam hakkına saygı nezdinde bir arayışa dönüştü.

Ancak eleştirilerin arkasında yatan yenilenme ve dönüşüm çabalarının artık sivil toplum kurumlarıyla yapılamayacağına dair yaygın bir kanaat de bir yandan oluşmaktadır, çünkü sivil toplum kurumlarının sınırları çok belirgin ve kapsamlı dönüşüm iddiaları için yeterli değil.

Yeni bir bakış gelişiyor, bu yeni bakış çözüm için siyasete atılmak, siyaset yapmak arayışlarını barındırmakta. Bu arayış haklı bir dile ve talep silsilesine dayanmaktadır.

Elbette siyaset ama nasıl bir siyaset? Artık tam ve kesin SOSYAL BİR SİYASETİN gerekli olduğu hususu, arayışı bilince çıkmalıdır. Çok yüksek bir söylem ile seslendirilmelidir.

Sosyal siyasetin sonuçlarından birisi de toplumsal öz eleştiridir. Deprem yurttaşlar nezdinde yeni bir bakış geliştirmektedir, bu bakış sosyal siyaset ile bağ kurmalıdır. Çünkü yurttaşların bireysel ve tepkisel bakışı örgütlü bir politika ile yükselmedikçe kalıcı olmayacaktır. Siyasi tarih örneklerle doludur. Aksi halde depremin getirdiği psikolojik ve iyi niyetli bir toplumsal duyarlılığın yavaş yavaş söneceğini söylemek kolay bir söylem oluşturacaktır.

Siyasetten uzak kalmış, bireysel ama ülkenin omurgasında önemli bir yurttaş topluluğu, duygusal bir şekilde ne yapılması gerektiğine dair oluşacak sorularına dair cevapları, düşünsel zeminlerde ya da siyasi partilerin politik çağrılarında göremez ise duyarlılık başka bir felaket zamanına kadar günlük hayatın dayanılmaz çekiciliğinde sönümlenecektir.

Bugüne kadar yaşanan olaylar sonrası oluşan toplumsal duyarlılıklar ilerlemiş ama siyasete dönüşmedikçe gerileyerek son bulmuş ya da sivil toplum kurumları nezdinde süren çabalar olarak kalmıştır.

Ancak siyaset çözer. Siyaset çözümdür.

Tekrar olsa da tüm tarihsel süreçlere bakıldığında tek çözüm merkezi SİYASETTİR. Siyaset dönüştürme gücüdür, siyaset daima güçle ve örgütlenme ile yapılır. Bir örgüt tercihi ile bir örgütlenme projesi ile gelişir. Bunun için de fikri temel ve siyasi kararlılık gerekir.

ÖRGÜTLÜ SİYASET gelinen noktada çözüm yolunda yürümek demektir.

ÖRGÜTLÜ SİYASETİN KARŞILIĞI SİYASİ PARTİLERDİR. YA YENİ SİYASİ PARTİ KURMAK YA DA MEVCUT SİYASİ PARTİLERE KATILMAK ÖRGÜTLÜ SİYASETİN TA KENDİSİDİR.

Ama siyaset ülkemiz özelinde kalıcı ve çok kapsamlı bir sosyal devlet projesine ve ilerleyen, sürekli demokrasi programına dayanmalıdır.

Ölen yurttaşlarımız güneşi görmeden, gökyüzünü görmeden, yıldızları görmeden öldüler.

Akıl ve bilime dayalı siyaseti öne çıkarmak, para ve çıkara dayalı yaklaşımları geriletecektir.

Mümkündür ve zamanıdır.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin