Düşünme üzerine düşünce

featured

Düşünme, bir yüklemi vurgulayarak eylemden söz ederken düşünce, eylemden etkilenen bir öğedir. Düşünme ve düşünce; birbirilerine bağlı birbirlerinin devamı niteliğindeki kavramlardır. Her eylem -bilinçli ya da bilinçsiz- düşünmeyi gerekli kılar.

Düşünmenin yıllar içinde değiştiği, sadece bilişsel bir süreç olarak ele alınmadığı; terimler, imgeler ve içsel muhasebelerle bir arada geliştiği bilinir. Töz arayışından, spesifik ve kişisel değerlendirme süreçlerine kadar düşünmenin bağlamları arasında en kuvvetli şekilde kabul görülen sistem ise mantıktır.

Felsefe tarihinde de düşünme üzerine düşünceleri fısıldayan sebep-sonuç ilişkileri bambaşka perspektiflerden okunur.

Sokrates, düşünme üzerine cevaplar yerine soruların önemli olduğunu sorgulama şekliyle ortaya koyar. Sokratik diyalog olarak bilinen bu yöntemde kesin sanılan bilgilerin bile irdelenmesi gerektiğinin altı çizilir.

Platon, şekillerle fikirleri aynı potada eriterek görünüşlerin düşüncelerimizi etkilediğini vurgular. Biçimler zihinde kelimelere dönüşür kelimeler ise düşünceleri şekillendirir.

Aristoteles düşünme için usun bağımsız ve kendine özgü ayırma, birleştirme, karşılaştırma yetisine dikkati çeker. Düşünmenin belli kural ve ilkelere tabii olduğu bu nedenle mantık düzleminden çıkan şeylerin kişiyi hakikate götüremeyeceğini ortaya koyar.

Descartes, bilinen ve hatta bilinmeyen her şeye kuşkuyla yaklaşılmasını destekler. Bu durumda akla “Kuşku, düşünmek midir?” sorusu gelebilir. Descartes bu ikilemi “Düşünmeseydim, kuşku duyup duymadığımı da bilemezdim” cevabıyla sonlandırır. Düşünme, düşünceden var olmaya geçiş sürecidir.

Kant, düşünmeyi bir puzzle edasıyla birleştirerek; algılama, zihin, akıl yoluyla bütüne varmayı hedefler. Tüm tesirler algılandığı andan itibaren bu yolculuktan geçmek zorundadır. Duyuların işi görmekken, anlama sürecini geliştirmek düşünmektir.

Hegel’e gelince düşünmek diyalektik bir alanın tam ortasında konumlanır. Karşıtlıklar içindeki birlik anlam bütünlüğü oluşturarak düşünmeye katkı sunar.

Heidegger için düşünme olup biten bir şeyden çok uzak, zamanla kavranan bir olgudur. Varlığa aittir. Var olan her şeyin doğasında düşünme mevcuttur; soyut ancak gerçektir.

Düşünme ve düşüncenin özsel yakınlığı tarihler hangi yılı gösterirse göstersin süregelir ancak asla sona varmaz. Üstelik kişisel olarak düşünme mekanizmalarını geliştirmek mümkündür. Her sonuç yeniden ele alınabilir ve çok yönlü düşünme kabiliyeti edinilebilir. Zamanla bir refleks halinde düşünme üzerine düşünülebilir.

2
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin