Meryem Ermeydan: “Kitap, insan zihnine ve ruhuna yapılan bir yatırım”

featured

Türkçe öğretmeni, çocuk kitapları yazarı, yaratıcı drama lideri, P4C eğitimcisi… Çocukların hayatına dokunan birçok alanda parmak izi bulunan Meryem Ermeydan ile çocuk edebiyatına dair konuştuk…

Sevgili Meryem, seni birçok unvanla tanıtmak mümkün. Peki sen kendinden bahsederken nelerin altını çiziyorsun?

Yanıtlamakta zorlandığım sorulardan biridir bu soru. Kendimi tanıtırken neyi ön plana almalıyım, bilmiyorum. Bir iş başvurusu için yukarıda yazılanların hepsini söyleyebilirim; fakat bir birey olarak Meryem Ermeydan için bu söylenenler yeterli olmaz sanırım. Dikiş dikmek, lezzetli yemekler pişirmek, kitap okumak, farklı yerler gezmek, çevreye özen göstermek, araştırmak, organize etmek, çocuklarla birlikte vakit geçirmek… Bunların hepsi kendimi tanımladığım özelliklerim diyebilirim. Öğrenmeye ve yeni yönlerimi keşfetmeye de devam ediyorum.

Yazarlık serüvenin nasıl başladı?

Üniversite öğrencisiyken yerel bir gazetede muhabirlik ve köşe yazarlığı yaparak yazarlık serüvenimin ilk adımını atmıştım. Anne olduktan sonra oğluma kitaplar okuyor ve onlar hakkında sohbet ediyorduk. Oğlumla beraber kitaplara dalmışken, ben de bazı notlar almaya, hikâyeler üretmeye başladım. Bu hikâyecikler zamanla berraklaştı ve bir edebiyat dergisinde 10 kadar hikâyem basıldı. Bir sonraki adımımda ise büyük bir talihsizlikle karşılaştım. İlk resimli çocuk kitabım için büyük bir yayınevi ile 2017 yılında sözleşme imzaladık. Çok uzun süren bekleyişin ardından herhangi bir aşama kaydedilmedi ve yaşanan tatsız olaylar sonucu dosyamı geri çektim. Aradan epey zaman geçti. Bu sırada yeni hikâyeler yazmaya devam ettim. Güvenim sarsıldığı için yeni dosyalarımı hiçbir yere göndermeye cesaret edemedim. Bu nedenle Az Bilinen Çok Sevilen Hayal adlı yeni dosyamı kişisel yayıncılıktan çıkarmaya karar verdim. Bu sırada yazdığım öyküler, masallar birikmeye devam ediyordu. İlk kitabımın basılmasından cesaret alarak Geri Dönüşüm Ülkesi kitabımı birçok yayıneviyle paylaştım. Çoğundan yanıt gelmedi. Çoğu da dosyayı uygun bulmadıklarını yazdı. Zaman hızla akarken ve benim de umudum kırılmışken Uçanfil Kitap dosyamı çok beğendiğini ve yayınlamak istediğini söyledi. Sonrası çorap söküğü gibi devam etti. İlginçtir, 2021 yılında Geri Dönüşüm Ülkesi kitabım yayınlandıktan 3 ay sonra, bilinen bir yayınevinden artık basılı bir kitap olan Geri Dönüşüm Ülkesi dosyasının uygun olmadığına dair bir e-posta aldım. Yüzümde tatlı bir gülümseme hissettim. Güvenim yerine gelmişti. Sonrasında da kitabım 2021 White-Raven liste girince güvenim daha da arttı. Aynı yıl 19. Tudem Edebiyat Ödülleri Resimli Kitap Yarışması’nda 2.’lik ödülünü aldığımda yazarlık serüvenimde açık denizlere açıldığımı söyleyebilirim.

Çocuk edebiyatına dair kaleme aldığın inceleme yazıları da pek çok mecrada karşımıza çıkıyor. Çocuk kitapları, hacimlerine zıt olarak oldukça sorumluluk isteyen bir alan. Peki çocuk kitapları seçerken nelere dikkat etmeli?

Kitap, insan zihnine ve ruhuna yapılan sınırsız bir yatırımdır. Kitap seçimi de düşünceli bir ilgiyi hak ediyor. Bu yüzden kitap seçimine biraz fazla zaman ayırabiliriz. Çocuğunuzun en sevdiği kitaplar çok satanlar, ödüllü kitaplar, rafların en önünde parlayanların dışında kuytu köşede sizi bekliyor olabilir.

Kitap seçerken göz önünde bulundurulması gereken birçok etmen vardır. Çocukların istek ve ilgisi, ihtiyaçları, okuma seviyesi, okumaya karşı tutumu, merakları, yaşı, bağımsız okuma veya etkileşimli okuma vb. birçok faktör birlikte değerlendirilmelidir.

Yetişkin ya da çocuk fark etmeksizin okurlar tanımlayabilecekleri temalardan hoşlanırlar. Kitabın teması zamansız ve kalıcı olursa aynı kitap defalarca kez okunmak istenebilir. İlgi çekici ve aynı zamanda inandırıcı bir ortamı ve karakteri olmalı.

Çocuk kitapları ele alındığında görsellerin çok büyük önemi vardır. Özellikle 4-8 yaş arası çocuklar için canlı, net görüntüler kitabın çekiciliğini etkiler. Resimlerin olay örgüsüne uygun olması, çocukların görselleri inceleme ve yorumlamasına imkân tanır.

Hikâyenin dili hitap edilen kitleye uygun olmalıdır. Kitabın dili çocuğun yaratıcılığını geliştirecek, kelime haznesini zenginleştirecek ve uyarıcı nitelikte olmalıdır. Çocuğun yaşına uygun okuma seviyesi ve kelime bilgisi içermelidir.

Kitabın kapağı, boyutu, yazı tipi ve puntoları da kitap seçiminde önemli bir yere sahip.

Geri Dönüşüm Ülkesi kitabın hem The White Ravens 2021 kataloğunda Türkiye’den seçilen iki kitaptan biri oldu ve kısa sürede Katalanca, İspanyolca ve Kore dillerine çevrildi hem de çocuk tiyatrosu olarak sahnelendi. Bu kitaptaki başarıyı nasıl değerlendiriyorsun?

Geri Dönüşüm Ülkesi’ni yazarken büyük bir heyecan ve coşku yaşamıştım. Bu hislerim metnin tamamına yansıdı. Fakat başarıyı sadece bunlarla sınırlamak doğru olmaz. Söz konusu bir kitap olduğunda metin kadar resimleme, tasarım ve yayınevinin katkıları da önemli.

Bir kitabın ses getiren bir başarıya sahip olması için iyi bir metin gereklidir elbet, ancak metin tek başına yeterli değildir. Bir kitabın başarısını ele alırken metin, resimleme ve yayınevinin sunduğu katkıları bir bütün olarak değerlendirmek gerekir. Yaptığı işi seven ve henüz yolun başındayken yaptığı işi sahiplenen ve ona inanan bir ekibin iş birliği çok önemli. Ben, Geri Dönüşüm Ülkesi kitabımla tüm bu unsurlara sahip olduğum için mutluyum.

Ayrıca ele aldığım konu güncel bir konu ama ben bunu bir masal edasıyla sunabildim. Marketten alınan bir yağ şişesini kişileştirip, geri dönüşümü ilkokul ve okul öncesi çocuklara bir şekilde anlatabilmesi başka bir açıdan kitabın başarısı diyebilirim. Güncel bir sorunu bu şekilde işlemeyi de sanırım çocuklar didaktik bulmadı ve benimsedi diye düşünüyorum.

Son kitabın “Eyvah! Ayakkabılarım Kaçıyor” minik okuyucularıyla buluştu. Geri bildirimler sana ne hissettiriyor?

Yalnız değilmişim, diyorum bir ebeveyn olarak. Çocuklarının dağınıklığından, eşyalarını özensiz kullanmalarından mustarip o kadar çok ebeveyn varmış ki… Sosyal medyadan iletişim halindeyiz. Gülüyoruz halimize. Geri Dönüşüm Ülkesi kitabımdan sonra da benimle iletişime geçen anneler olmuştu. Aykız karakterini çocuklar benimseyip anneleri kızartma yaptıktan sonra Aykız’ı kavanozda biriktirmeye başlamışlardı. Eyvah! Ayakkabılarım Kaçıyor kitabımda da benzer bir etkileşimle karşılaştım. Çocuklar ayakkabılarını temizlemek, boyamak istemiş. Yazdığım bir kurgunun gerçek hayatta çocuklarda yer edinmesi ve davranışa dönüşmesi iyi ki yazmışım dedirtiyor.

Türkçe öğretmeni ve yazar kimliğinle kitap okumaya mesafeli çocuklar için bir tavsiyen var mı?

Okuma, çocukların öğrenebileceği en önemli beceridir. Ebeveynlerin çocuklarına verebileceği en değerli hediye çocuklarına okuma sevgisi kazandırmaktır. Birlikte okumak, kütüphaneleri birlikte keşfetmek, kitapları oyuna dahil etmek çocuklarda ilgi uyandırabilir.

Çocuklarımız okumayı sevsin mi istiyoruz yoksa birilerinin seçtiği kitapları mı severek okusun istiyoruz? Derdimiz çocuklarımızın okumasını istemekse bırakalım istedikleri türleri; tarihsel kurgu, kurgu dışı kitaplar, fantastik kitaplar, dergi, harita, atlas, karikatür, çizgi roman, şiir, masal vb. okusunlar. Seçme hakları olduğunu bilsinler. Okuma yarışmaları, günlük şu kadar okuma, şu kadar sayfa gibi yöntemler ne kadar eleştirilse de ben bu tür etkinliklerin olumlu sonuçlar doğurduğuna şahit oldum. Okumak için dış uyaranla tetiklenip sonrasında onu içselleştirebilmek büyük başarı.

Eğer okumasını istediğimiz türleri ya da belli başlı kitapları okusun istiyorsak ve sonuç alamıyorsak o zaman yetişkin olarak durup düşünmeli ve elimizi taşın altına koyup birlikte hedefe ulaşmayı deneyimleyebiliriz.

Ülkenin ekonomik durumu, kâğıt krizi derken yayıncılık dünyası da hayli zor bir dönemden geçiyor. Çocuk kitapları da renkli ve resimli baskı süreçlerinde mücadeleyi sürdürüyor. Sence önümüzdeki süreçte çocuk kitapları alanını neler bekliyor?

Yayıncılık dünyasının tüm bileşenleri olarak son derece zor bir dönemden geçiyoruz. Kâğıdın bu kadar önemli olduğu ve çok konuşulduğu bu dönemde, bir tasarruf paketi hazırlamak kaçınılmaz bir gerçek.
Ben matbu eserlerin ölümsüz olduğuna inananlardanım. Şartlar ne kadar zorlasa da matbaalardan mürekkep kokularının yayılacağı, kitap fuarlarının devam edeceği, insanların kitap sayfalarına dokunmaktan vazgeçmeyeceği inancındayım.

Geleceği ön göremeyiz belki; fakat var olan koşulları gözeterek okur, yazar, çizer, yayıncı vb. birlikte tüm sorunlara çözümler üretebiliriz.

Çocukken seni en çok etkileyen, heyecanlandıran kitabı hatırlıyor musun?

Hiç unutmadım ki! Cin Ali. O zamanlar Cin Ali ve kitaptaki diğer karakterlerin benim yaşadığım hayata benzer bir hayatları vardı. Mesela ben de geniş bir ailede yaşıyordum ve dedemin bir atı vardı. Bu benzerlik kitapla aramızda bir bağ kurmuştu. Okumak kolaydı, cümleler kısa ve anlaşılırdı. Kitabın boyutu küçücüktü ve çabucak bitiyordu. Bir kitabı bitirebilmek büyük bir zafer coşkusu yaratıyordu. Kitaptaki çöp adam çizimleri de çok hoşuma giderdi. Yıllar sonra anne oldum. Benim çocukluğumda okuduğum kitapları şimdilerde çocuklarımın da okumasıyla Cin Ali serisi daha da bir anlam kazandı.

Bir de sonradan hatırladığım “Bitkilerin Şifalı Dünyası” (tam olarak adı bu muydu emin değilim, çok zaman geçti üzerinden) ansiklopedisi düşmezdi elimden. Bahçeye çıkıp kitaptaki bitkileri bulmaya çalışırdım. Bulduklarımı küçük çizgili defterime yapıştırıp bitkinin adını ve özelliklerini kurşun kalemle yazardım.

Bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederim, son olarak çocuk kitapları yazarlığına ilgi duyan gençler için neler söylemek istersin?

Yazarlık hayatında acı çekmiş -ki sizler de bunu tadacaksınız- bir yazar olarak en çok ihtiyaç duyduğunuz erdem, sabırdır. Yazarlık hayatında her şey göründüğünden çok daha uzun sürüyor. Bir dosyayı ortalama 6 ayda yazdınız diyelim. Yayınevlerine gönderiyorsunuz. Dosyanıza dönmeleri için bazen 6 ay bazen birkaç yıl bekliyorsunuz.

Senaryo 1: Kalıplaşmış, otomatik, kısa bir iki cümleyle dosyanız reddedildi.

Senaryo 2: Hiç kimse dosya başvurunuza yanıt vermedi.

Senaryo 3: Bu en sevdiğim senaryo. Dosyanız beğenildi ve sözleşme vs. her şey yolunda gidiyor. Dosyanın kitap haline gelmesi, satışa sunulması için ortalama 9 ay daha (bazen çok daha fazla) bekliyorsunuz. Yazar olmak için gereken bilgi ve becerileri de birkaç yıl içinde eğitimlerle, tecrübeyle desteklediğinizi de bu süreye ekleyelim. Tüm bunlar yıllarınızı alıyor.

Yazma hayatında her şeyin ışık hızında ilerlemesini talep edenler şimdiden kendilerine başka hedefler belirleyebilirler. Gerçek şu ki: Yazarlık hayatı, yavaş, istikrarlı bir çalışma ve bir dervişin sabrını gerektirir. Yazar olmak sonsuz sabır ve emek isteyen bir uğraş. Bolca kırılmak da var bu serüvende havalara uçmak da.

Bir gecede yazar olunmaz. Bir öyküyle de bu iş yürümez. Başarılı yazarlar, “pat” diye ön plana çıkmadan önce aylarca, yıllarca kimselere görünmeden azimle çalışırlar.

Eğer hayatınızda sabır yoksa bu sizi sadece sert bir yazara dönüştürecek; şikâyet eden, çok soru soran, sorularına yanıt verilmeyen, telefonları açılmayan hatta belki her işe burnunu sokan biri gibi değerlendirilebilirsiniz.

Kısaca diyeceğim o ki; sabırla yazmaya devam edin.

5
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin