Profesyonel bağımsız parfümörlük yapan ve kokular üzerine çalışmalar yapan Vedat Ozan ile kendisinin kaleme aldığı “Kokular Kitabı” sayesinde tanışma fırsatı yakaladım. 2014 yılında basılan bu kitap aslında dört ciltlik bir serinin ilk kitabı olma özelliğini taşıyor. İlk kitaptan sonra sırasıyla “Parfümler”, “Kültürler” ve “Lezzetler” kitapları yayınlandı.
Koku duyusuyla ilgili ne kadar büyük bir merakım olduğunu bu kitabı heyecanla okurken fark ettiğimi söyleyebilirim. Vedat Ozan’ın akıcı, rahat okunan, esprili ve hiçbir şekilde okuyucuyu yormayan tarzı sayesinde büyük bir okuma keyfi sunduğu rahatlıkla söylenebilir. Koku hakkında besleyici bilgiler verirken bunu tarih, mitoloji, ekonomi, edebiyat ve gündelik hayat gibi konuları da kapsayan bir şekilde yapıyor. Bu alanda yapılan deneyleri, hikayeleri aktarırken bazen kendisiyle konuşuyormuş hissine kapılıyorsunuz. Bir hayli keyifli olan bu hissin, kitap boyunca devam etmesi de okuyucu açısından oldukça mutluluk verici.
Benim için bu kitabın etkileyici olmasının bir diğer nedeni de sürekli yeni şeyler öğrenirken sizi daha önce düşünmediğiniz konularda düşünmeye sevk etmesi olabilir. Mesela, beş duyumuzdan biri olmasına rağmen koku duyusuna diğer duyular kadar önem verilmemesi ve hatta “koku duymak” gibi, dilimizde başka duyular için kullanılan fiillerin yardımı ile bir durumun tarif edilmeye çalışılması, kokunun diğer duyulardan farklı olduğunu gösteriyor. Benzer şekilde, anılarımızda bir yeri hatırlamaya çalışırken orada duyduğumuz bir kokunun tekrar burnumuzda hissedilmesi, ortamda bulunan kokunun kötü veya iyi olmasına göre kişilerin hareketlerinin/seçimlerinin direkt olarak etkilenmesi yine bu duyumuzun biz farkında olmasak bile verdiğimiz kararlarda ne kadar etkili olabildiğini gösteriyor.
Yazar, daha kitabın önsözünde; “…Bir odaya girip o odanın duvarındaki bir resmi veya nesneyi tesadüfen görmemiş olabiliriz ama eğer duyusal algılarımız olağan işlevlerini sürdürebiliyorsa, aynı odadaki ses ve kokuyu es geçmemiz, atlamamız imkânsız. Bu ne demek? Kaçınılmaz bir uyaranla karşı karşıyayız, demek. Bu uyaran, bizim bellek ve duygularımızı da yine kaçınılmaz bir şekilde etkiliyor, koku içeren anılar da bu nedenle beynimize dövme yapılmış gibi kazınıyor.” şeklinde merak uyandırarak vadettiklerini kitabın bitimiyle birlikte okuyucuya sunmayı başarıyor.
Bu konuya ilgisi olan ve olmayan herkesin sevebileceğini düşündüğüm Kokular Kitabı’nı okurken gerçekten çok keyif aldım. Bu nedenle serinin diğer kitaplarını da kitaplığıma eklemeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
