Baş döndürücü bir hızla sürekli değişen, sosyal ağların şekillendirdiği küresel bir dünya herkesin arzu ettiği yaşam şeklini yansıtmayabilir. Hızlı tüketim kültürü kişide panik duygusuna yol açabilir. Çağın gerektirdiklerine uyum sağlamak kimilerine zor ya da anlamsız gelebilir. Tüm bu hıza ve kalabalığa karşı kalkan edilen akımların başında minimaliz geliyor. Kişinin hayata bakışını ve yaşam alanını sadelik, ferahlık, temiz enerji üzerine kurduğu düzene uyum sağlayabilenler için şehirden kaçış da daha kolay hale geldi. Artık minimalizmi takip eden bir yeni terim var, cittaslow.
Cittaslow nedir?
‘Citta’ İtalyanca’da ‘şehir’, ‘slow’ ise İngilizce’de ‘yavaş’ anlamını taşıyor. Bu iki sözcüğün birleşmesinden türeyen cittaslow, ‘sakin şehir’ olarak karşımıza çıkıyor. Kentlerin yaşam kalitesini yükseltmek, refah seviyesini artırmak amacıyla farklı bir kalkınma modelini benimseyerek düzenlenmesi fikrini savunan cittaslow akımı kısa sürede tüm dünyaya yayıldı.
Cittaslow, 1999 yılında Greve in Chianti’nin eski belediye başkanı Paolo Saturnini’nin girişimleri sonucunda 4 küçük İtalyan kentinin (Orvieto, Greve in Chianti, Bra, Positano) bir araya gelmesiyle ortaya çıktı. İlk toplantıda bir “Sakin Şehir”de bulunması gereken ana özellikler belirlendi. Bunların başında daha sakin ve daha az kirli fiziksel çevrelerin oluşturulması; yerel estetik geleneklerin, yerel el sanatlarının ve yerel mutfağın korunması bulunuyordu. Ayrıca daha sağlıklı çevreler oluşturmak, vatandaşlarına daha iyi yaşam ortamları sunabilmek adına yönetimsel çözümler aramada birbirlerinin deneyimlerini paylaşmayı, bu yönde alınan kararları uygulamada teknolojiyi en üst düzeyde kullanabilmeyi karara bağlamışlardı.
Günümüzde de cittaslow unvanını kazanmak isteyen şehirlerin yerine getirmeleri gereken yükümlülükler bulunuyor. Şehir nüfusunun 50 binden az olması ve sosyal uyum ilk sıralarda yer alıyor. Yeterli puanı toplayabilmek için başvuru dosyasında yer alan; çevre politikaları, altyapı politikaları, kentsel kalite için teknolojiler ve tesisler, yerel üretimi korumak, tarım, turizm, esnaf ve sanatkarlara dair politikalar, misafirperverlik, farkındalık ve eğitim maddelerinin altını doldurmak şart.
Cittaslow Türkiye listesi
Uluslararası bir ağı bünyesinde toplayan bu hareketin içinde Türkiye de yer alıyor. Seferihisar’ın (İzmir) 2009 yılında Cittaslow Birliği üyesi olmasıyla başlayan serüven ile bugün birliğin Türkiye’den 21 üyesi bulunuyor. Seferihisar’ın ardından gelen üyeler ise Ahlat (Bitlis), Akyaka (Muğla), Arapgir (Malatya), Eğirdir (Isparta), Foça (İzmir), Gerze (Sinop), Gökçeada (Çanakkale), Göynük (Bolu), Güdül (Ankara), Halfeti (Şanlırurfa), İznik (Bursa), Köyceğiz (Muğla), Mudurnu (Bolu), Perşembe (Ordu), Şavşat (Artvin), Seferihisar (İzmir), Taraklı (Sakarya), Uzundere (Erzurum), Vize (Kırklareli), Yalvaç (Isparta) ve Yenipazar (Aydın).
Mekânlar ve dilekler
Toplumu bir arada ve güvende tutma gayesiyle kurulan kentler hıza ve tüketime dayalı standartlarla insanın kendi gelişimini kaçırdığı bir düzene dönüşüyor. Hızlı yemek, hızlı çalışmak ve hızlı hareket etmek üzerine tasarlanan mekânlar artıyor. Tüm bunların yanında cittaslow da ağını genişletmeyi sürdürüyor. Yaşam alanını seçmek her zaman mümkün değil, ancak seçebilme özgürlüğü elinde olanlar için sayısız akım ve alan mevcut. Metropol insanlarının da cittaslow sakinlerinin de verimli ve sürdürülebilir bir dünya hayaliyle hareket etmesi ise ortak dileğimiz.