Çarmıhtan indirilen ölü İsa’nın bedenini taşıyan ve oğluna yas tutan Meryem imgesini vurgulayan betimlemeler İtalyanca’da merhamet, şefkat anlamına gelen Pietà ismiyle anılıyor.
Adından Rönesans dâhisi diye söz edilen heykeltıraş ve ressam Michelangelo Buonarroti, günümüzde Aziz Petrus Bazilikası’nda sergilenen Pietà’yı yaptığında henüz 24 yaşındaydı. Roma’da yaşayan Fransız Piskopos Jean de Bilheres’in siparişi üzerine çalıştığı, kucağında ölü İsa’yı tutan Meryem heykelinin, şöhretin kapısını sonuna kadar açacağını tahmin ediyor muydu bilinmez.
Oldukça çalışkan ve hırslı olduğu söylenen Michelangelo’nun biri diri biri ölü iki figürü, sade ve dengeli duruşuyla tezatlığa ahenk katıyor. Bunun yanında Rönesans dönemi resim ve heykel tekniklerine özgü; perspektif, anatomi, ışık-gölge oyunu açısından da eksiksiz bir görsel ritim sunuyor.
Meryem figürü genelde orta yaşlı, hafif tombul, al yanaklı sıfatlarıyla karşımıza çıkarken burada fazlasıyla genç. Michelangelo, Meryem figürünü yirmili yaşlarda genç bir kız olarak tasvir ediyor. Oysa İsa çarmıha gerildiğinde annesi ellili yaşlardaydı. Yani burada Meryem’in fiziksel anlatımından çok, ruhun berraklığına atıfta bulunuyor. Meryem figürünün kederli ifadesi yalnızca sol kolunu hafifçe açmasıyla vurgulanıyor.
İsa ise çarpıcı derecede gerçekçi. Annesinin kollarında ölü bir bedene bakarken yaşayacağımız duygunun hüzün olduğunu düşünsek de İsa’nın yüzünde dingin bir ifade yer alıyor ve bu da esere bakan kişinin duygular arası geçişlerini hızlandırıyor.
Pietà’nın üstün yetenekli bir elden çıkıp her detayına ayrı başlık açılacak kadar etkileyici olmasının yanı sıra üzerine atılan imza da eşsiz bir örneği temsil ediyor.
Rönesans dönemi dini eserlerin üzerinde sanatçıların imzası bulunmaz çünkü kutsal sahneler arasında başka dikkat çekici bir şeyin olması istenmez. Ancak eserde Meryem figürünün sol omzundan sağ tarafına doğru sarkan kuşakta Latince, “Floransalı Michelangelo tarafından yapılmıştır” yazar. Üstelik bu, Michelangelo’nun da bizzat imzaladığı ilk ve tek eseri olarak tarihe geçer.
Birbirinden önemli çalışmalarıyla Michelangelo, mermere sıkışmış ruhları kurtararak fazlalıktan arınmış güzelliklere dikkat çekerken eserleriyle karşılaşanların ruhlarını da etkin bir enerjiyle sarıyor.