Bu konferans, sadece devletlerin ve devletler arası örgütlerin katıldığı bir etkinlikti. Sonuç bildirgesine de ancak bu özelliğe sahip olanlar imza atabilirdi. O halde Fener, böyle bir bildirgeye nasıl imza attı? Üstelik de “ekümenik patrik” unvanıyla.
Fener Patrikhanesi ve Türkiye
Fener Patrikhanesi, İstanbul’un fethinden beridir, yani 571 yıldır, Türkiye sınırları içinde. ABD, ekümeniklikle birlikte patriğin Türk vatandaşı olma şartının kalkmasını istiyor. ABD vatandaşı Ortodokslar da patrik seçilebilsin isteniyor. Bu, Türkiye’nin hiç denetleyemediği, ABD’nin denetimine geçen ve çevre ülkelere yönelik olarak siyasi tavırlar ortaya koyan bir devlet içi devletin ortaya çıkması demek.
Fener Patrikhanesi Tarihi ve Yetkileri
Fatih, Osmanlı’yı dini cemaatler aracılığıyla yöneten “millet sistemi”ni kurumsallaştırmış ve bütün Ortodoksların yönetimini patriğe vermişti. Dünyevi yetkilerle donanan Fener patriği, Osmanlı’nın modernleşmesine, din ile dünya işlerinin ayrılmasına da şiddetle karşı çıkacaktı.
Fener Patrikhanesi ve FETÖ İlişkisi
Son olarak Fener Patrikhanesi’nin 1990’ların ikinci yarısından itibaren Fethullahçılarla (FETÖ) “dinler arası diyalog” adı altında nasıl sıkı fıkı olduklarını, FETÖ yayın organlarında patrikhaneye nasıl güzellemelerin başladığını hatırlayın.
O nedenle ekümenikliğe “evet” demek Cumhuriyetçiliğe de Atatürkçülüğe de uymaz.