Sivrisinekler: Doğanın Küçük Vampirleri
Bir yaratık düşünün ki, hiç utanıp sıkılmadan hem uçuyor, hem kaçıyor, bulduğu her canlıyı sokup kanını emiyor, ürediğinde binlerce yumurta bırakıyor… Bu durum, sivrisineklerin doğadaki rolünü düşündüğümüzde ne kadar da korkutucu bir tablo çiziyor, değil mi? Ama bu minik zararlılar sadece bunlarla sınırlı değil; insanlık olarak 1970’lerde keşfedip kullanmaya başladığımız kızılötesi sensörlerle avlarını tespit edebildiklerini öğrendiğimizde, işin rengi biraz daha değişiyor.
Şimdi şöyle düşünün… Eğer insanlar dünyada oldukça rahat ve keyif içinde yaşıyorlarsa, bu durumu kıskanarak hayatı onlara dar etmek amacıyla uzaylılar tarafından kasten tasarlanmış bir biyolojik silah olsalardı, bu varlık hiç şüphesiz sivrisinek olurdu. Bilim insanlarının bu uçan böcekler üzerine yaptığı son araştırmalar, sivrisineklerin kızılötesi duyulara sahip olduğunu kanıtladı. Yani bu minik arkadaşlar, gece karanlığında operasyona giden özel kuvvet askerlerinin kullandığı 3000 dolarlık özel kızılötesi görüş dürbünlerine benzer bir yetenekle doğuyorlar.
Gece uykuya daldığınızda, karanlık odanızda hem yerinizi hem de bilinç durumunuzu, vücudunuzdan yayılan ısı farklarıyla anlayıp saldırıya geçiyorlar. Yani aslında her şeyin farkındalar!
Kızılötesi Işık ve Sivrisinekler
UC Santa Barbara’dan araştırmacılar, sivrisineklerin avlarını tespit etmek için kızılötesi ışığı kullandığını kanıtladı. Bu ışık sayesinde, vücut ısısından kaynaklanan kızılötesi (IR) ışığı görebiliyorlar ve kurbanlarının yerini tam olarak belirleyip ardından saldırılarını planlayabiliyorlar. Bu minik yaratıklar, yalnızca birkaç damla kan alıp gitse belki büyük bir sorun olmayabilir; fakat ısırdıkları insanlara çok ciddi ve ölümcül virüsleri bulaştırabilen taşıyıcılar olmaları sebebiyle, göz ardı edilebilecek durumda değiller.
Sivrisineklerden Nasıl Korunabiliriz?
Peki, onlardan korunmak için gece yatarken özel kuvvetlerin kullandığı, kızılötesi ışığı engelleyen kumaştan üretilmiş pijamalar mı giymeliyiz? Muhtemelen buna bütçeniz yetmeyecektir, ama giyseniz bile açıkta kalan en ufak deri parçanızı bulup sizi yine sokmayı başaracaklardır. Aradığınız sorunun cevabı, sivrisineklerle etkin mücadele yöntemlerini öğrenmekte yatıyor… Bu da sadece ilaçlamadan geçmiyor.
- Evinizin pencerelerini tüllerle korumak,
- Sivrisinekleri rahatsız eden frekansları öğrenip kullanmak,
- Sivrisinekleri kendine çeken kapanlar kurmak gibi çok katmanlı bir koruma planı oluşturmalısınız.
Yine de bu baş belası canlıların, yakında ışınlanmayı ve görünmezliği de icat ederek var olmaya devam edeceklermiş gibi hissediyoruz…
