Hamas, Diplomatik Gelişmeler ve İran’ın Tepkisi

featured

Hamas ve Diplomatik Gelişmeler

Bölge ülkeleri ve küresel güçler arasındaki diplomasi trafiği, Haniye suikasti ile bir kez daha karmaşık bir duruma düştü. Hamas’ın elinde bulunan İsrailli rehinelerin serbest bırakılması ve ateşkes ilan edilmesi için yürütülen diplomatik çabalar, Haniye’nin öldürülmesiyle başarısızlıkla sonuçlandı. Ancak, Haniye liderliğindeki Hamas, bu olayın ötesinde önemli istişareler yapıyordu.

Çin’de Filistin Birliği

Temmuz ayının sonlarında, Batı Şeria’daki kontrolü elinde bulunduran El Fetih ve Gazze yönetiminden sorumlu Hamas’ı temsil eden yetkililer, Çin’de bir araya geldi. Bu görüşmenin ardından iki grup, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) çerçevesinde birleşme kararı aldı. Pekin Deklarasyonu olarak adlandırılan bu karar, Gazze’nin yeniden inşasını yönetecek ortak bir hükümetin kurulmasını ve her iki bölgede de tek bir çatı altında seçimlerin yapılmasını öngörüyor. Ancak, İsrail ve ABD bu durumdan rahatsızlık duyuyor. Hamas’ın FKÖ çatısı altına girmesi, İsrail’in savaş sonrası Gazze planlarını altüst edebilir. İsrail, Hamas’ın bu şekilde meşruluk kazanmasının ve Filistin devletinin tanınma sürecinin hızlanmasının endişesini taşıyor. Haniye’nin öldürülmesi, bu birlik anlaşmasının hayata geçirilmesini zorlaştırabilir.

İran’ın Tepkisi Ne Olacak?

Çin’in arabuluculuk yaptığı diğer bir ülke ise İran. Suudi Arabistan ile Çin aracılığıyla sağlanan barış, İran’ın son yıllarda ABD ve İsrail’den gelen saldırılara maruz kalmasıyla zor bir döneme girdi. İran’ın bölgedeki vekil güçleri, son yıllarda önemli kayıplar vermiş durumda.

  • 2019: İran Devrim Muhafızı lideri Kasım Süleymani öldürüldü.
  • 2020: Bilim insanı Muhsin Fakrizade suikaste uğradı.
  • 2024: Süleymani’den görevi devralan Rıza Zahedi dahil olmak üzere 7 Devrim Muhafızı komutanı öldürüldü.

İsrail’in İranlı yetkililere yönelik saldırıları yeni değil ancak son yıllarda, özellikle 7 Ekim sonrası, bu saldırılar hız kazandı. İran’ın İsrail ve ABD saldırılarına verdiği yanıtlar, birçok gözlemci tarafından “zayıf” olarak değerlendirildi. Nisan ayında İran, kaybettiği 7 Devrim Muhafızı komutanı için gerçekleştirdiği saldırıda 300 kadar SİHA ve çeşitli balistik füzeler kullanmıştı. Bu, İran’ın İsrail’i doğrudan hedef aldığı ilk saldırıydı; ancak saldırı önceden haber verildiği için Ürdün ve Suudi Arabistan gibi ülkeler, ABD, Birleşik Krallık ve İsrail’e ait savaş uçakları, SİHA’ların çoğunu hedefine ulaşmadan bertaraf etti.

Bu hafta gerçekleştirilen suikastla, İsrail’in İran’ı ilk kez doğrudan Tahran’da hedef almış olması, taraflar arasındaki gerilimin yavaşça arttığını göstermekte. Bu nedenle, İran’ın vereceği tepki, Nisan ayındakinden daha yüksek ihtimalle daha yoğun olacaktır. Ayrıca, Haniye’nin kaldığı binanın tespiti, İran’daki güvenlik zafiyetini de gözler önüne serdi.

İran İstihbarat Bakanı İsmail Katip, saldırıdan bir hafta önce en büyük başarısının “Mossad’ın istihbarat ağını yok etmek” olduğunu iddia etmişti. Ancak İran’ın benzer bir karşılık verecek teknolojiye sahip olup olmadığı veya İsrail içinde derin bir istihbarat ağının bulunup bulunmadığı belirsizliğini koruyor. İsrailli yetkililer, başta Netanyahu olmak üzere birçok siyasetçiyi seyahat etmemeleri konusunda uyardı. Bu süreçte, AB ülkeleri, İngiltere, Lübnan ve İran’daki vatandaşlarının ülkelerini terk etmesi için çağrılar yapmaya devam ediyor.

Görünen o ki İran, Nisan’daki saldırıya benzer ancak biraz daha yoğun bir karşılık verecek. İran’ın bölgedeki en büyük avantajı, İsrail’in Hizbullah ile yeniden konvansiyonel bir çatışma içerisine girmesi olacaktır. 2006 yılında İsrail’i çekilmeye zorlayan Hizbullah, artık daha fazla insan gücüne, deneyimli askerlere ve Irak ile Suriye üzerinden İran’a kadar ulaşan bir lojistik ağına sahiptir. Ancak, İsrail bugüne kadar Lübnan’a girmeden Hizbullah’a ciddi kayıplar verdirmeyi başardı. ABD’li kaynaklara göre, Hizbullah, 30 kadar komutanını ve 400 kadar militanını hava saldırıları sonucunda kaybetti.

Eğer İsrail Lübnan’ı işgal ederse, daha dezavantajlı bir çatışma ortamıyla karşılaşabilir. Bu nedenle İran, vereceği tepkiyi Hizbullah’ı da kullanarak şekillendirmeyi tercih edebilir. Ancak Haniye suikasti sonrasında, ne Gazze’de ne de İsrail’in kuzeyinde bir ateşkes sağlanması pek olası görünmüyor. İngiltere, İran ve İsrail’i olası tepkilerinde “hesap hatası” yapmamaları konusunda uyardı. Böyle bir durumda, tüm bölgeyi kapsayan bir çatışmanın fitili ateşlenebilir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin