Çorum’daki bir otelde tarım sektörü temsilcileriyle bir araya gelen Pakdemirli, burada yaptığı konuşmada, Bakanlığın bürokratlarıyla Türkiye’yi il il dolaştıklarını, son 3.5 yılda yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına rağmen yaklaşık 700 toplantı gerçekleştirip üreticilerle bir araya geldiklerini söyledi.
Çiftçilerin sorunlarını sahada çözüp derdine derman olmayı istediklerini vurgulayan Pakdemirli, “Zaman zaman dertlerimiz ve çözümleri sürekli değişecek. Biz de sürekli çabalıyor olacağız. Eğer derdiniz varsa, gece uyumuyorsanız, evin ışıkları açıksa bizim de derdimiz var, Bakanlığın ışıkları açık, sizin için düşünüyoruz, dertleniyoruz demektir” diye konuştu.
‘Ülkeler stokçuluk yapmaya başladı’
Kovid-19 salgınıyla mücadelenin devam ettiğine dikkati çeken Pakdemirli, sözlerini şöyle sürdürdü:
Çiftçilere ‘kanola ekin’ çağrısı
Pakdemirli, çiftçileri kanola üretimine davet ederek, şöyle konuştu:
Pakdemirli, kanola üretimiyle ilgili TMO’ya çalışma talimatı verdiğini, çiftçilerin hiç korkmadan üretim yapabileceğini, gerekirse TMO üzerinden alım yapabileceklerini anlattı.
‘Kuraklığın artık geçici olduğunu düşünmememiz gerekiyor’
Dünyada son 50 yılda sel, fırtına ve kuraklık afet sayısının beş misli arttığına işaret eden Pakdemirli, şunları söyledi:
Pakdemirli, yaklaşık 7 ay üzerinde çalıştıkları Su Şurası’nın dün kapanışını yaptıklarını hatırlatarak, verimli bir çalışma ortaya koyduklarını aktardı.
‘Artışların minimum derecede olması gayreti içinde olduk’
Salgın ve küresel belirsizlikler sebebiyle ciddi fiyat artışları yaşandığını dile getiren Pakdemirli, şunları kaydetti:
Bakan Pakdemirli, gıda fiyatlarındaki artışın çözümünün yapısal değişiklikler olduğuna işaret ederek, “Bununla ilgili kısa vadeli çözümler ortaya koyuyoruz ama yapısal değişiklik olarak en önemli değişikliği, sözleşmeli üretimde görüyorum. Sözleşmeli üretimde pancar, domates gibi ürünlerde deneyimimiz var ama gelişmiş ülkelerde yüzde 85 oranında sözleşmeli üretim yapıldığını biliyoruz. Bizde ne yazık ki yüzde 5. Bizim çiftçimiz ekerken, dikerken, ektiğinin diktiğini kaç paraya satacağını bilmiyor. Günün sonunda, yani harman zamanı bir iddia oynanıyor ve deniyor ki, ‘Harmanda iyi fiyat yakalayacağım’. Ekseriyetle yakalanıyor ama yakalanmadığı durumlar da oluyor. Çiftçimizin daha konforlu olması için bence hızlı şekilde sözleşmeli üretime geçmemiz lazım. Bana göre Türkiye buna geç kalmıştır” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye artık serbest piyasa ekonomisinden geri dönemez’
Muhalefet partilerinden gelen taban fiyatlara ilişkin eleştirileri de yanıtlayan Pakdemirli, “Dün de ana muhalefet partisi lideri taban fiyatlarla ilgili bazı açıklamalarda bulunmuş. Bu işin çözümü taban fiyatta değil. Türkiye artık serbest piyasa ekonomisinden geri dönemez. Türkiye hem ithalata hem ihracata açık, yani dış ticarete açık bir ülke. Türkiye Küba değil. Taban fiyatla artık yürütemezsiniz bu işleri. Bu işleri ancak sözleşmeli üretimle, yani mesela üreticinin sürekli üretimde kalması, tohuma küsmemesiyse, bunları ancak sözleşmeli üretimle yapabilirsiniz. Sözleşmeli üretimle ilgili yasal mevzuat eksiğimiz de var. Bununla ilgili Gazi Meclis’imizle görüşüyoruz ama bunu sihirli değnek gibi algılamamamız lazım. Sözleşmeli üretimin toplam üretimdeki payını artırması zaman alacaktır ama Türkiye için gecikmiştir. Bir an evvel bunu devreye koymak lazım. Özellikle yapısal değişikliklerin en başında sözleşmeli üretim geliyor diye düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Fiyat artışlarıyla ilgili yoğun mesai yürüttüklerinin altını çizen Pakdemirli, “Gıda fiyatlarını izleme kurulumuz, gıda komitemiz ve komite içinde Merkez Bankası erken uyarı sistemi getirdi. Bu şekilde ürünlerin hepsinin takibi yapılıyor. Dış ticaretteki dengelerde problem olduğunda bunları ortaya koyuyoruz ve bu takipler neticesinde gerekli tedbirler hızlı şekilde alınıyor. Aslında gıda komitemiz ayda bir toplanıyor gibi görünüyor ama 3-4 bakanlık her hafta alt komitelerde toplanıyor ve ağırlıklı olarak daha çok tarımın meseleleri, gıdanın meseleleri konuşuluyor. İşin içinde Ticaret Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı var. Gerektiğinde diğer bakanlıklardan, imalatla ilgili süreçler geldiği zaman diğer bakanlıklardan arkadaşlar da geliyor ama bu konular aslında her hafta hükümetin gündemine taşınmış durumda ve her hafta konuşuluyor” dedi.