Küresel Ekonomide Durgunluk ve Merkez Bankalarının Faiz Politikasındaki Değişim

featured

Küresel ekonomik büyümedeki durgunluk ve iş gücü piyasasında artan risklere dair belirgin işaretler, dünya genelindeki merkez bankası yetkililerinin toplandığı ABD’nin Jackson Hole sempozyumunu gölgede bıraktı. Bu bağlamda, büyük merkez bankalarının faiz indirimleri yapma niyetleri, para politikasındaki yön değişimini gösteriyor. ABD Merkez Bankası (Fed) ile Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkililerinin dikkatleri, yüksek enflasyondan zayıflayan iş gücü piyasalarına kayarken, Japonya Merkez Bankası (BOJ) ise fiyatlardaki sürekli artışın devam etmesiyle birlikte, Japon ekonomisini uzun süreli parasal destekten kurtarma konusundaki kararlılığını yineledi.

Özellikle Çin ekonomisindeki süregelen zayıflık, para politikalarındaki farklılıkları artırmakta ve bu durum küresel ekonomi ile mali piyasalar açısından çalkantılı dönemlere işaret ediyor. Bu ayın başlarında açıklanan ABD’deki zayıf istihdam verileri, resesyon endişelerini güçlendirirken, piyasalardaki dalgalanmayı tetikledi. Bu dalgalanmanın, BOJ’un Temmuz’da yaptığı beklenmedik faiz artırımı ile derinleşmesi sonucu, Jackson Hole’da bir araya gelen yetkililer, gelecekte neler olabileceğine dair önemli bir değerlendirme yapma fırsatı buldular.

Şimdiye kadar birçok analist, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) ABD ekonomisinde yumuşak iniş, Avrupa’da ekonomik büyümenin hızlanması ve Çin’in durgunluktan çıkmasını öngören tahminlerine katılmaktaydı. Ancak, bu iyimser tahminler, ABD ekonomisinde yumuşak inişe dair oluşan şüpheler, euro bölgesinde büyümenin yeniden ivme kazanamaması ve Çin’in tüketim durgunluğu gibi sorunlar nedeniyle sarsıcı bir temele oturmaktadır.

Başlıca merkez bankalarının faiz indirimlerine yönelmesi, bu adımların kısıtlayıcı politikanın “normalleşmesi” olarak mı yoksa büyümenin daha da sekteye uğramasını önlemeye yönelik ilk adımlar olarak mı değerlendirileceği konusunda belirsizliğe yol açıyor. Bu belirsizlik, küresel borsaları ve para birimlerini piyasalardaki dalgalanmalara karşı daha hassas hale getirebilir. Enflasyonu kontrol altına almak için para politikalarını sıkılaştıran büyük merkez bankaları, enflasyonun dizginlenmesiyle birlikte parasal gevşeme döngüsüne girmeye hazırlanırken, IMF baş ekonomisti Pierre-Olivier Gourinchas, “Piyasalar daha önce tecrübe edilmemiş bir noktada bulunuyor, dolayısıyla başka piyasa dalgalanmaları da görebiliriz” şeklinde bir değerlendirme yaptı.

Gourinchas, “Japonya biraz daha farklı bir döngüde. Piyasalar bunların ne anlama geldiğini anlamakta zorluk çekiyor ve aşırı tepki veriyor. Bu nedenle daha fazla dalgalanma yaşayacağız” dedi.

Büyüme Riskleri

Fed Başkanı Jerome Powell, Cuma günü gerçekleştirdiği ve dikkatle izlenen konuşmasında, faiz indirimlerine yakın bir zamanda başlanabileceğini belirtti ve iş gücü piyasasında daha fazla daralmanın hoş karşılanmayacağını ifade etti. Powell’ın bu açıklamaları, 2021 ve 2022’de enflasyon yükselirken yaptığı konuşmalara kıyasla önemli bir değişiklik gösterdi. Powell, Fed’in gösterge faiz oranını çeyrek yüzyılın en yüksek seviyesine çıkardığı ve bir yıldan fazla bir süre bu seviyede tuttuğu para politikasını terk ettiğine dair görüşleri pekiştirdi.

Jackson Hole’da sunulan yeni bir araştırmaya göre, ABD ekonomisi yeni iş ilanlarındaki devam eden düşüşün, işsizlikte daha hızlı bir artış anlamına gelebileceği bir dönüm noktasına yaklaşmış durumda. ECB yetkilileri ise kısmen ılımlı fiyat artış baskıları ve büyüme tahminlerindeki kayda değer zayıflama nedeniyle Eylül ayında faiz indirimi konusunda uzlaşı sağlıyor. Euro bölgesi ekonomisi, özellikle Almanya’da görülen daralma, imalat sanayinin derin bir resesyonda olması ve büyük ölçüde Çin’den gelen zayıf talep nedeniyle ihracatın duraklamasıyla, geçtiğimiz çeyrek dönemde neredeyse hiç büyüme göstermedi.

ECB’nin faiz belirlemeden sorumlu yetkilisi Olli Rehn, “Euro bölgesinde negatif büyüme risklerinde son dönemde görülen artış, Eylül’deki gelecek ECB toplantısında faiz indirimi yapılması olasılığını güçlendirdi” şeklinde bir yorumda bulundu. Japonya’daki enflasyona ilişkin son veriler, talep kaynaklı fiyat artışında BOJ’un faiz artırımlarına devam etme kararını zorlaştırabilecek bir yavaşlama olduğunu gösteriyor. Tüketim ikinci çeyrekte toparlanma belirtileri gösterse de, analistler ücretlerin hanelerin artan yaşam maliyetini telafi edecek kadar yükselip yükselemeyeceği konusunda belirsizlik yaşıyorlar.

Tokyo’daki Keio Üniversitesi’nde akademisyenlik yapan eski BOJ yönetim kurulu üyesi Sayuri Shirai, “İç talep oldukça zayıf. Ekonomik açıdan bakıldığında, BOJ’un faizleri artırması için pek fazla neden yok” dedi.

Çin’e Yönelik Endişeler

Küresel ekonomik büyümenin gidişatına yönelik endişelerin bir diğer kaynağı ise Çin ekonomisindeki durgunluk. Dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin, deflasyonun eşiğinde duruyor ve uzun süredir devam eden emlak krizi, artan borçlar ile tüketici ve işletme güvenindeki düşüşle baş etmeye çalışıyor. Çin’de ikinci çeyrek büyümesinin beklentilerin altında kalması, Çin Merkez Bankası’nın geçen ay beklenmedik bir şekilde faiz indirimine gitmesine yol açtı. Ekonomik büyümedeki düşüş, IMF’nin Çin ekonomisine yönelik büyüme tahminlerini düşürme ihtimalini artırdı.

IMF’den Gourinchas, “Çin, küresel ekonomide büyük bir oyuncu. Çin’deki zayıf büyümenin, dünyanın geri kalanına da yansımaları olacaktır” dedi. ABD ve Çin’deki büyümenin daha da yavaşlayacağına dair işaretler, dünya genelindeki imalatçılar için talepteki düşüşün baskısını artıracak bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Satın alma yöneticileri endeksi (PMI), Temmuz ayında ABD, Avrupa ve Asya’daki fabrikaların zorlandığını göstererek, küresel ekonomik toparlanmanın zayıf kalacağı riskini artırdı.

Brezilya gibi zengin kaynaklara sahip gelişmekte olan ülkeler için, Çin’in ekonomik büyümesindeki yavaşlama metal ve gıda ihracatını olumsuz etkileyebilir. Ancak bu durum, daha ucuz ithalat yoluyla enflasyonist baskıları hafifletme potansiyeli de taşıyor. Jackson Hole’un kapanış oturumunda konuşan Brezilya Merkez Bankası Başkanı Roberto Campos Neto, “Net etki… yavaşlamanın ne kadar olduğuna bağlı” şeklinde bir değerlendirme yaptı.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin