ABD Başkanı Joe Biden, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile birlikte, Gazze’de ateşkes müzakerelerine yeniden başlanması ve rehinelerin serbest bırakılmasına ilişkin önemli bir ortak yazılı açıklama yaptılar. Bu açıklama, uluslararası toplumun dikkatini çeken ve uzun süredir devam eden çatışmaların sona ermesi yönünde atılan bir adım olarak değerlendiriliyor.
Açıklamada, yeniden başlayacak müzakerelerin Mısır’ın başkenti Kahire veya Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleştirilmesi gerektiği vurgulandı. “Uzun zamandır acı çeken Gazze halkı ile rehineler ve onların ailelerinin durumunu derhal iyileştirmenin vakti gelmiştir. Ateşkesin sağlanması ve rehinelerin serbest bırakılması anlaşmasının bir an önce sonuçlandırılması elzemdir.” ifadesine yer verildi.
Üç lider ve ekipleri, aylardır sürdürdükleri yoğun çalışmalarla bir çerçeve anlaşma oluşturmuşlardır ve şu anda masada yalnızca uygulamaya ilişkin detayların kaldığını belirtmişlerdir. Bu anlaşma, Başkan Biden tarafından 31 Mayıs 2024 tarihinde ana hatlarıyla açıklanan ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2735 sayılı kararıyla onaylanan ilkelere dayanmaktadır. “Artık kaybedecek zaman yoktur. Herhangi bir tarafın daha fazla gecikme için bir bahanesi olmamalıdır.” denildi. Rehinelerin serbest bırakılması, ateşkesin sağlanması ve bu anlaşmanın uygulanması için gerekli adımların atılması gerektiği ifade edilmiştir.
Arabulucular olarak, kalan uygulama sorunlarını çözmek için tüm tarafların beklentilerini karşılayacak nihai bir köprü önerisi sunmaya hazır olduklarını belirttiler.
Kalan tüm açıkların kapatılması ve anlaşmanın bir an önce hayata geçirilmesi için her iki tarafa da 15 Ağustos Perşembe günü Doha veya Kahire’de acil görüşmelere yeniden başlamaları çağrısında bulunuldu.
İsrail’in Müzakerelere Katılımı
İsrail hükümeti, ortak açıklamanın ardından 15 Ağustos’ta belirlenen yere bir müzakere ekibi göndereceğini duyurdu. Açıklamada, “ABD ve arabulucuların önerileri doğrultusunda, İsrail müzakere ekibini 15 Ağustos’ta belirlenecek bir yere gönderecektir.” ifadesine yer verildi. Bu adım, uluslararası toplumda umut verici bir gelişme olarak karşılandı ve taraflar arasında kalıcı barışın sağlanması için atılan önemli bir adım olarak değerlendirildi.