Demokratik Bölgeler Partisi (DEM) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Gezi Davası’ndan hüküm giymiş olan Çiğdem Mater ve Mine Özerden’i Bakırköy Kadın Cezaevi’nde ziyaret etti. Ziyaret yaklaşık 3 saat sürdü. Ardından Hatimoğulları ve Bakırhan, Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER) ile birlikte Bakırköy Cezaevi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
“Mahpuslara Karşı İnsanlık Dışı Muamelenin Bir An Önce Son Bulmasını Talep Ediyoruz”
Cezaevlerindeki kötü koşulları dile getiren Hatimoğulları, şu şekilde konuştu:
- “Bugün hapishanelerde, dışarıdaki sıkıyönetim uygulamalarının bir yansıması olarak benzer durumların sürdüğünü gözlemliyoruz. Özellikle İmralı’da devam eden tecrit, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yollarla çözülmesine engel teşkil eden önemli bir bariyer oluşturuyor.”
- “Buradan bir kez daha çağrımızı yineliyoruz; İmralı’daki tecrit derhal sona ermelidir. Cezaevlerinde, başta hasta mahpuslar olmak üzere, tüm mahpuslara karşı uygulanan insanlık dışı muamelelerin ve ağır hak ihlallerinin son bulması için mücadele etmeliyiz.”
- “F tipinden sonra geliştirilen L tipi ve şimdi S tipi cezaevleri, mahkumları adeta işkenceye maruz bırakmakta ve tecrit uygulamalarını derinleştirmektedir.”
Hatimoğulları, “Bizler bu sistemin insan haklarıyla asla bağdaşmadığını ifade ediyoruz. Tüm yetkililere sesleniyoruz; bu sorunlar acilen çözülmelidir. Hasta mahpusların durumları gözden geçirilmeli ve cezaevlerinde yaşanan ağır hak ihlalleri bir an önce durdurulmalıdır. Aileler her pazar burada seslerini yükseltiyor, biz de bu sese katılarak insan haklarını savunma ve özgürlüğü koruma mücadelesini sürdüreceğiz. Başaracağız, bu demir parmaklıkları ve soğuk duvarları hep birlikte yıkacağız.” şeklinde sözlerini sürdürdü.
“Cezaevlerinin Kapısını Açın”
Tuncer Bakırhan ise, Kürt meselesine değinerek şu ifadeleri kullandı:
- “Diyalog ve müzakere bu ülkeyi bölmez. Aksine, Kürt ve muhalif görüşlere cezaevinde yer ayıran zihniyet, bu ülkeyi böler.”
- “Kürt meselesinin muhataplarıyla görüşülmesi ülkeye zarar vermez. Ancak mevcut uygulamalar, tam tersine ülkemize büyük zararlar vermektedir. İkili hukuk uygulamalarıyla karşı karşıyayız.”
- “Bir an önce bu akıl tutulmasından, vahşetten, işkenceden ve ırkçılıktan vazgeçilmeli. Öncelikle hasta mahpuslar, ardından haksız yere tutuklu bulunan siyasi mahpuslar, en son olarak da cezasını tamamlayan insanlar özgürlüklerine kavuşturulmalıdır. Cezaevlerinin kapıları açılmalıdır.”
Bakırhan, “Cezaevlerinin kapılarının açılması, Türkiye’nin demokrasi ve özgürlükleri tartışmasını sağlamak demektir. Bu, aynı zamanda Kürt meselesinin de tartışılmasına zemin hazırlar. Cezaevlerinde tecridin kırılması ve kaldırılması, Türkiye’de yaşayan 85 milyon insanın kardeşçe ve insanca bir arada yaşamasının önünü açacaktır.” ifadelerini kullandı.
Açıklamanın ardından DEM Partili Eş Başkanlar, cezaevindeki tutukluların aileleriyle birlikte bir süre oturma eylemi yaptı.
