Standart kozmoloji teorilerine göre evrenin büyük bir kısmını oluşturduğu varsayılan karanlık madde, henüz doğrudan gözlemlenememiştir. Işık emme, yansıtma veya yayma özelliğine sahip olmayan bu gizemli madde, yalnızca yarattığı kütleçekim etkisiyle tespit edilebilmektedir.
Birleşik Krallık’taki Nottingham Üniversitesi’nden araştırmacılar, skaler alan teorisini test etmek ve karanlık maddeyi “hapsedecek” bir vakum sistemi geliştirdi. Bu teoriye göre, karanlık madde, uzaya yayılmış çok düşük kütleli parçacıklara sahip varsayımsal alanlarla ilişkili olabilir.
Skaler alan teorisi, karanlık maddenin davranışını ve kütleçekimle etkileşimini açıklamak için skaler alanın özelliklerini kullanabilir. Bu teori doğruysa, skaler alanın varlığı karanlık maddenin sırlarını aydınlatabilir.
Doğrudan Karanlık Maddeyi Değil ‘Karanlık Duvarları’ Yakalayacak
Physical Review D dergisinde yayınlanan bir çalışmada, araştırmacılar doğrudan karanlık maddeyi değil, skaler alan teorisinde öne sürülen “karanlık duvarları” yakalamayı hedefliyor. Karanlık duvarlar, skaler alandaki yoğunluk değişikliklerinden kaynaklanan bozulmaları temsil eder.
Çalışmanın lider yazarı, yoğunluğun azalmasıyla ortaya çıkan bozulmaların karanlık duvarları oluşturduğunu söyleyerek, “Yoğunluk azaldıkça bozulmalar meydana gelir, bu da suyun donarak buz haline gelmesine benzer. Su molekülleri donduğunda rasgele bir düzen yerine kristal bir yapı oluşturur. Aynı şekilde skaler alanlarda da yoğunluğun azalmasıyla fay hatları oluşabilir.” diyor.
Araştırmacılar, uzaydaki yoğun bir ortamdan düşük yoğunluğa geçişi laboratuvar ortamında simüle edecek özel bir vakum sistemi geliştirdi. Bu deneyde, karanlık duvarların varlığı skaler alan teorisini doğrulayabilir.
Deneyin Önemi ve Beklentiler
Araştırmacılar, başarılı bir deney sonucunda karanlık duvarların saptanabileceğini öne sürüyor. Eğer skaler alan teorisi doğrulanırsa, bu karanlık madde hakkındaki anlayışımızı derinleştirebilir.
Deneyi tasarlayan Lucia Hackermueller, “Karanlık duvarların varlığını göstermek, karanlık madde ve enerji konusundaki bilgilerimizi genişletebilir. Deney sonucunda karanlık duvarlar saptanmasa bile bu çalışma, karanlık madde ve enerjiye dair anlayışımızı ilerletmede önemli bir adım olacaktır.” şeklinde konuştu.