Attilâ Atasoy: Müzik ve Karakterin Büyüleyici Birleşimi
1970’lerin özgün ve dikkat çekici figürlerinden biri olan Attilâ Atasoy, kendine has tarzı ve sahne duruşuyla Türk müzik sahnesine derin izler bırakmıştır. Püsküllü deri yeleği, altın zincirli kolyesi, dar lacivert jeansleri ve kovboy tarzı çizmeleriyle adeta bir Western figürünü andıran görünümü, onu diğerlerinden ayıran ilk detaylar olmuştur. Sadece dış görünüşü değil, aynı zamanda Chuck Norris’e benzer şekilde dikkat çekici mavi gözleri, sarı saçları, sakalları ve geniş alın yapısıyla, geleneksel Türk görüntüsünden uzak, güçlü ve karizmatik bir profil çizmiştir.
80’li yıllara geldiğimizde, TRT’nin en sık izlenen sanatçıları arasında yer alan Atasoy, aynı zamanda 1984 yılında Kadınca Dergisi tarafından “en seksi erkek” seçilmiştir. 80’lerin sonunda ise, 1989 yılında yayımladığı ve beşinci albümü olan “İmkânsız (Rüyalar ve Anılar)” ile olgunluk dönemini temsil etmiş, müzik kariyerinde yeni bir sayfa açmıştır. Bu albüm, asıl mesleği olan eczacılığı sürdüren bir sanatçı için, müzikal olgunluğunun ve deneyiminin önemli bir göstergesidir. Mahalle ortamında Pangaltı’daki eczanesinde de mesleğine devam eden Attilâ Atasoy, müzik yaşamını hep içtenlikle sürdürmüş ve 36 yıl sonra ilk kez, farklı bir kapakla, plak formatında yeniden basılmıştır.
Yapımcılığını Orhan Topçuoğlu’nun üstlendiği, düzenlemeleri Garo Mafyan’a ait olan bu özel albümde, Bülent Tezcan, Sevingül Bahadır ve Sibel Tüzün gibi önemli sanatçıların vokalleriyle katkıları bulunmuştur. Müzik yelpazesi poptan sanat müziğine, tangodan çeşitli geleneksel ezgilere uzanan bu çalışma, Türk müzik tarihine değerli bir koleksiyon parçası olarak kazandırılmıştır. “İmkânsız (Rüyalar ve Anılar)” plak albüm, hem dönemin ruhunu yansıtan hem de zamansız bir müzik mirasıdır.
‘Disco Folk Fasıl-2’: Batı Çalgılarıyla Geleneksel Türk Müziği Yeniden Yorumlanması
1970’li yılların ikinci yarısından itibaren, Türkiye’de müzik piyasasında yeni bir akım ortaya çıkmıştı. Batı enstrümanları ve sounduyla memleket havalarını buluşturan düzenlemeler, müzik dinleyicilerine farklı bir deneyim sunmaya başlamıştı. Anonim eserler, genellikle gitar ve moog synthesizer gibi modern enstrümanlar eşliğinde yeniden şekillendirilerek, yeni bir tarzın kapılarını aralamışlardı. Bu dönemin en dikkat çekici ve özgün örneklerinden biri, İstanbul’u gurbet ellerde temsil eden Adanalı müzisyen Zafer Dilek’in düzenlemesiyle kaydedilen “Bizim Pop Fasılcılar – Disco Folk Fasıl-2” idi.
1979 yılında, Sıtkı Acim’in stüdyosunda Hayri’de kaydedilen bu plak, sadece bir müzik kaydı olmanın ötesinde, o dönemin müzik anlayışını ve yenilikçi ruhunu yansıtan önemli bir eser olmuştur. Garo Mafyan, Turan Yükseler, Yurdaer Doğulu, Cengiz Coşkuner ve Metin Alkanlı gibi seçkin müzisyenlerin katkılarıyla, her biri kendi enstrümanında ustalıkla çalan sanatçılar, bu albümde unutulmaz performanslar sergilemişlerdir. Bağlamada Hamdi Özbay, bas gitarda Mehmet Horoz, cura ve ud gibi sazlarda Zeki Adsız, davulda Aykan Karataş, piyano ve synthesizer’da Doruk Onatkut, aynı zamanda buzukiyiyle Uğur Dikmen yer almıştır. Albümdeki 19 düzenleme, yıllar boyunca hafızamızda yer edinmiş ve Türk müzik tarihine yeni bir soluk getirmiştir.
Son yıllarda, orijinal analog master bantlardan hazırlanan ve yeniden basılan bu plak, hem müzik tutkunlarının hem de koleksiyoncuların ilgisini çekmeye devam etmektedir. “Disco Folk Fasıl-2”, geleneksel ezgiler ve modern soundların ustaca buluşmasıyla, Türk müzik tarihinin özgün ve yenilikçi çalışmalarından biri olarak kayıtlara geçmiştir.