Kültür ve Sanatın Serinletici Dansı Yaz Aylarında Şehri Sarmalıyor
Yaz mevsiminin tüm sıcaklığıyla devam ettiği şu günlerde, kent yaşamına kültür ve sanatın taze bir soluk getirdiğine şahitlik ediyoruz. Bu hafta, şehrin sokaklarından sinema salonlarına, tiyatro sahnelerinden müzelerle dolup taşan sergi alanlarına kadar, ruhu besleyen ve düşünce ufkunu genişleten etkinliklerle dopdolu. Gündelik telaşların arasında saklı kalan bu sanat şöleni, kent yaşamına anlam ve estetik katmak isteyenler için adeta bir kaçış noktası haline geliyor.
Sinema Perdesinde Geçmiş ve Günün Buluşması
Paribu Cineverse platformu, bu hafta nostaljiyi ve çağdaş anlatıları bir araya getirerek film tutkunlarına unutulmaz anlar yaşatmaya hazırlanıyor. Üç kült filmi yeniden vizyona sokuyoruz: Will Smith’in başrolünde yer aldığı “Ben Efsaneyim”, kıyametin ardından yalnızlığın ve direnişin destansı hikâyesini anlatırken; “İncir Reçeli”, bir dönemin kalbinde yer eden romantik dramıyla, izleyicilerin hafızasında yer eden bir başyapıt olarak karşımıza çıkıyor; ve “Sil Baştan”, hafızayı silerek aşkı yeniden inşa etmenin insani ve felsefi boyutlarını sorgulatan bir yapım olarak sinemaseverlerle buluşuyor. Bu filmler, sadece anılardan ibaret değil; yeni bakış açılarıyla da yeniden keşfedilmeyi hak ediyor.
Yenilikçi yapımlar ise perdede kendine yer buluyor. “Şirinler Filmi”, Şirin Baba’nın kötü büyücüler tarafından kaçırılmasıyla başlayan renkli ve eğlenceli macerasıyla çocukların ve çocuk kalanların hayal dünyasına hitap ediyor. Gerilim tutkunları ise “Geçen Yaz Ne Yaptığını Biliyorum” ile 90’ların karanlık atmosferini günümüze taşıyan tedirgin edici bir yeniden anlatımın içinde buluyor kendilerini. Ayrıca, “Gelenek Görenek” adlı yerli yapım, taşra mizahının sıcak ve samimi dokusu ile izleyiciyi nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor. Korku severler ise “Cin Kitabı” ve “Münafık 2” ile geleneksel anlatılar ve modern korku sinemasının iç içe geçtiği iki farklı deneyimle karşılaşacaklar.
Sahne Sanatlarında Yıldızlar ve Efsaneler
Dev tiyatro ve müzikal sahneleri, bu hafta da sanatın büyüleyici gücünü sergiliyor. Selçuk Yöntem, Zuhal Olcay ve Cengiz Bozkurt’un aynı sahnede buluştuğu “Don Quixote” müzikali, hem görsel hem de duygusal anlamda zengin bir deneyim sunuyor. Bu eşsiz yapım, usta yönetmen Işıl Kasapoğlu’nun vizyonuyla, hayal ile gerçeğin iç içe geçtiği epik bir anlatı haline geliyor.
Öte yandan, Kadıköy Selamiçeşme Özgürlük Parkı’nda 28 Temmuz’da sahnelenecek “Cimri” oyununda, Serkan Keskin’in unutulmaz Harpagon yorumu ve Molière’in zamansız klasikleri, günümüz izleyicisiyle buluşuyor. Atatürk Kültür Merkezi’nde ise 24 Temmuz’da, “Hayatı Hikâye Olan Adam: Sait Faik” adlı tek kişilik oyun, büyük ustanın öykü dünyasından beslenerek, insanın içsel yolculuğuna ve varoluşun anlamına dair derin bir sahne dilini ortaya koyuyor. ENKA Açıkhava Tiyatrosu ise yaz gecelerine edebiyat ve tiyatronun büyülü dokunuşlarını sunuyor. 21 Temmuz’da “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” sahnede olurken, 23 Temmuz’da Zuhal Olcay’ın şarkı seçkisiyle müzikseverlerin ruhunu okşuyor.
Haftanın Ritmi: Film, Müzik ve Dans
Zorlu PSM’nin açık hava sahnesi Vestel Amfi, bu hafta da çeşitli etkinliklerle dolup taşıyor. 21 Temmuz’da “Pluxee Sinema Günleri” kapsamında, Quentin Tarantino’nun kült klasiği “Pulp Fiction” ücretsiz gösterimiyle izleyiciyle buluşacak. Aynı gece, mizah dolu bir stand-up performansı ile TuzBiber serisinin sevilen ismi Aksel Gürel sahnede olacak. 22 Temmuz’da, müzik tutkunlarının merakla beklediği “City Sounds” serisi kapsamında Konuralp sahne alacak. 24 Temmuz’da ise Afterwork Party ile yaz akşamları dans ve müziğin ritmiyle buluşuyoruz. 25 Temmuz’da ise sahne, uzun zamandır beklenen The Flabbies performansına ev sahipliği yapacak; bu, Vestel Amfi’nin enerjik ve coşkulu gece deneyimlerinden biri olacak. Haftanın kapanışını ise 26 Temmuz’da gerçekleştirilecek “City Sounds: Eren” konseri ile yapıyoruz. Tüm etkinlikler ücretsiz olup, katılım için yalnızca zorlupsm.com üzerinden ön kayıt gerekmektedir.
Edebiyatta Yeni Ufuklar: Üstün Dökmen’in “Mektup”u
Haftanın edebiyat gündeminde, Üstün Dökmen’in yeni romanı “Mektup” dikkat çekiyor. Bir öğretmen adayının eline ulaşan gizemli bir zarf, yalnızca bireysel bir yolculuğun değil, aynı zamanda ülkemizin eğitim sistemine ve toplumsal umut arayışlarına dair geniş bir sorgulamanın kapılarını aralıyor. Mirza Emir adlı karakterin anlatımıyla, sınavlar, beklentiler ve dayatmalarla örülmüş gençliğin içsel çalkantıları mizahi ve hüzünlü bir dille aktarılıyor. Dökmen, yalın ve etkileyici üslubuyla, bireyi sistemin merkezinde ve kıyısında düşünmeye çağırıyor. Bu roman, “Ne olmak istiyorsun?” sorusundan çok, “Kim olarak kalmak istiyorsun?” sorusunu gündeme getiriyor.
Sanat ve Müze Dünyasında Yenilikler
Sanat ve kültür dünyası da bu hafta hareketli. Türkiye İş Bankası Müzesi, üç milyonuncu ziyaretçisini ağırlayarak, Cumhuriyet’in başlangıcından günümüze uzanan ekonomik ve toplumsal dönüşümün izlerini taşıyan eşsiz bir koleksiyon sunuyor. İzmir İktisat Kongresi’ne ait, daha önce hiç gün yüzüne çıkmamış belgelerle zenginleşen müze, tarih severlere yeni bir perspektif kazandırıyor.
İstanbul Modern ise, Uluslararası Misafir Sanatçı Programı kapsamında Londra’da yaşayan Yunan besteci Dimitris Skyllas’ı konuk ediyor. Skyllas, İstanbul’dan aldığı ilhamla bestelediği eserlerini 12 Eylül’de müzede icra ederek, disiplinlerarası sanatın sınırlarını zorluyor. Bu program, sanatın farklı disiplinleri bir araya getirerek, yeni ve özgün anlatımların ortaya çıkmasına olanak tanıyor.
Kısa film dünyası ise yeni sezona merhaba diyor. 22. Akbank Kısa Film Festivali başvuruları başladı ve 23 Mart – 2 Nisan 2026 tarihleri arasında gerçekleştirilecek etkinlik, ulusal ve uluslararası filmler, paneller ve atölyelerle zengin bir sinema ortamı hazırlıyor.
Haftanın son günlerinde ise müzikseverlere büyük bir müjde var: Oscar and the Wolf, 8 Ekim’de Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde hayranlarıyla buluşacak. Belçikalı sanatçı Max Colombie’nin sahne performansı, elektronik, pop ve R&B tarzlarının mükemmel uyumunu sunarken, görsel şovlarıyla da unutulmaz bir deneyim vadediyor.
Sanatın Yaşamımıza Katkısı
Sanat, yalnızca zaman geçirmek için değil; yaşamı derinleştiren, anlamlandıran ve ruhu besleyen bir yaşam biçimidir. Bu hafta, şehir yaşamında sanatın farklı dallarındaki etkinlikler, bize kendimizi yeniden hatırlatıyor. Ruhun kendini toparladığı, insanın kendine geldiği o anlar için durup dinlenmek gerek. Çünkü şehir bu hafta, sanatla konuşuyor ve bizlere, yaşamı anlamlandırmanın en önemli anahtarını sunuyor.
