Türk rock müziğinin evrimi ve güncel durumu
90’lı yıllarda zirveye ulaşan Türk rock müziği, o dönemin kültürel ve sosyal atmosferinin yansıması olarak geniş kitlelerce benimsenmiş ve büyük bir etki yaratmıştı. Ancak, dijitalleşmenin hız kazanması ve müzik sektöründe rap/hiphop ile elektronik müzik gibi yenilikçi türlerin ön plana çıkmasıyla birlikte, geleneksel Türk rock’ı giderek popülerliğini yitirmeye başladı. Son on yılda ise, alternatif rock türüyle birlikte yeniden canlanma sinyalleri gözlemleniyor. Bu dönüşüm, genç neslin kendini ifade etme biçimlerini ve müzik tercihlerini şekillendirirken, yeni nesil müzisyenlerin çıkışlarıyla birlikte Türk rock müziği açısından yeni ufuklar açılmaya devam ediyor.
Son Kalanlar: Güncel Türk rock sahnesinde yeni bir soluk
Geçtiğimiz aylarda tesadüfen izleme fırsatı bulduğum “Son Kalanlar” grubu, Türk rock müziğinin geleceğine dair umutları diri tutan önemli bir temsilci haline geliyor. Bu grup, özellikle genç yaşına rağmen sahne hakimiyeti ve özgün duruşuyla dikkat çekiyor. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Tarihi bölümü öğrencisi 26 yaşındaki Celal Dikmeci ile Yeditepe Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu 24 yaşındaki Orkun Çelebi tarafından kurulan bu oluşum, müziklerine duyduğu tutkuyu ve inancı açıkça ortaya koyuyor. Ayrıca, deneyimli müzisyen ve prodüktör Övünç Dan tarafından tanımlanan “Türkçe sözlü hafif gotik müzik” akımıyla özdeşleşen “Kana Kana” projesi, son dönemde sahne performanslarıyla dikkat çekiyor ve genç müzisyenlerin özgün ruhunu yansıtıyor.
Sanatın ve müziğin derinliklerine inen söyleşiler
Bu genç müzisyenlerle yaptığım röportajda, onlar müziğin kendileri için ne anlama geldiğini ve gelecek vizyonlarını anlattılar. Dikmeci, farklı müzik türlerini büyük bir ilgiyle dinlediğini, ancak grunge müziğinin onların ortak paydası olduğunu vurguluyor. “Mor ve Ötesi” ve “Redd” gibi Türk alternatif rock gruplarının müzikal yapılarından ilham aldıklarını belirtiyor. Çelebi ise, piyasadaki genel anlam kaybına dikkat çekerek, “Yıllar önce ortaya konan vizyon ve motivasyonun yerini günü kurtarmaya çalışan yaklaşımlar aldı” diyor. Bu noktada ikili, müziğin kalıcılığı ve anlamı konusunda ortak bir duruş sergiliyorlar: “Bizim için önemli olan, gerçekten iyi müzik yapmak ve kalıcı olmak. ‘Kalıcı olmak istiyoruz’ diyerek bu yola çıktık.”
Toplumsal duyarlılık ve isyan ruhu
Grubun şarkı sözleri, güçlü bir toplumsal bilinç ve isyan duygusunu yansıtıyor. Dikmeci ve Çelebi’nin ortak yazdığı sözlerde, toplumun adaletsizliklerine karşı çıkan, lirikalite ve derinlik barındıran bir anlatım hakim. Mayıs ayında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen konser ve Bilgi Üniversitesi’nde gerçekleşen dayanışma etkinlikleri, onların topluma karşı sorumluluk duygusunu ve duruşunu ortaya koyuyor. Dikmeci, “İkimiz de adalet duygusu çok yüksek olan insanlarız, adaletsizlik karşısında sessiz kalamıyoruz. Bu duruşumuz, müziğimize de yansıyor” diyor. Çelebi ise, sanatın bir duruş ve fikir meselesi olduğunu vurgulayarak, “Sanatçı, anlatmak istediği şeyin arkasında durmalı ve inandığı değerleri yansıtmalı” şeklinde görüşlerini paylaşıyor.
Yolculuk ve yeni başlangıçlar
İkilinin müzik yolculuğu, ilk olarak “Arada Kaldık” grubuyla başlamış, bu deneyim onların temel taşlarını oluşturmuş. Sonrasında ise, yeni bir oluşum olan “Son Kalanlar” ile özgün ve güçlü bir duruş sergilemeye devam ediyorlar. Grubun adını nasıl seçtikleri sorulduğunda, Çelebi şu yanıtı veriyor: “Önceki grubumuzda da birlikte yaptığımız son şarkının adıydı. Bu isim, bizim için yeni bir başlangıcı ve dayanışmayı temsil ediyor. Ayrıca, Türkiye’deki ötekileştirilen ve hor görülen kesimi temsil etmek istedik.” Bu genç müzisyenlere en büyük desteği, deneyimli prodüktör ve müzik adamı Genco Arı sağlıyor; onların müzik yolculuğunda önemli bir rehberlik ediyorlar. Bu destek, onların özgün ve etkili müzik yapma arzusunu daha da güçlendiriyor.