1. Haberler
  2. Sanattan
  3. Harbiye Açıkhava Konserlerinin Başlangıcını Yapan Grubun Solisti Duru ile 20 Yıllık ‘Redd’ Yolculuğunun Derinliklerine Yolculuk

Harbiye Açıkhava Konserlerinin Başlangıcını Yapan Grubun Solisti Duru ile 20 Yıllık ‘Redd’ Yolculuğunun Derinliklerine Yolculuk

featured

Sanatın Toplumsal Gücü ve Duruşu Üzerine Bir Bakış

Kuruluşundan itibaren müzikal ve lirikal kaliteyi her zaman ön planda tutan Redd grubu, toplumsal meselelerdeki duruşu ve aldığı tavırlarla pek çok yurttaşın sesi olmayı başarmıştır. Bu duruş, sadece müzikle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda toplumsal olaylar karşısında verdiği tutarlı mesajlar ve gösterdiği cesaretle de kendini göstermektedir. Öyle ki, Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nun yaz konserlerinin açılışını yapan bu grup, sahneye çıktıkları anlardan itibaren sadece bir müzik grubu değil, aynı zamanda bir toplumsal duruşun temsilcisi olmayı da başarmışlardır.

Bu toplumsal duruşun en önemli göstergelerinden biri, solist Doğan Duru’nun yaptığı açıklamalar ve sergilediği tavırdır. Duru, ekibinin sadece müziğiyle değil, aynı zamanda adalet ve özgürlük mücadeleleriyle de özdeşleşmiş olmasının önemine vurgu yapmıştır. “Burada aramızda olmayan genç arkadaşlarımız var, hapisteler. Aramızda olmayan belediye başkanımız ve diğer arkadaşlarımız da, onların da özgürlükleri için mücadele ediyoruz” diyerek, toplumsal dayanışma ve bilinçlenmenin sanatla nasıl iç içe geçtiğine dikkat çekmiştir. Ayrıca, tahliye edilen İBB Kültür AŞ Genel Müdürü Murat Abbas’a yönelik göndermeleriyle, sanatın ve sözün gücünü vurgulamış ve adalet talebini sahneye taşımıştır.

Sanat ve Kişisel Hikayeler: Redd’in 20. Yılı ve Kolektif Hafıza

Redd grubunun kurulduğu günden bu yana, 20 yıl geçti. Bu süre zarfında yaşananlar, değişen teknolojik imkanlar ve toplumsal dönüşümler, grubun müziğine ve duruşuna yansıdı. Doğan Duru ile gerçekleştirilen bu özel röportajda, ilk albümden günümüze uzanan yolculuk ve bu süreçte edindikleri deneyimler detaylıca ele alındı.

– İlk albümünüzün üzerinden 20 yıl geçti. Bu 20 yılı nasıl değerlendirirsiniz?

Doğan Duru, bu soruya şu sözlerle cevap verdi: “İki on yıl boyunca sadece biz değil, zaman da değişti. Müzik endüstrisi evrildi, toplumda dönüşümler yaşandı. Bu süreçte kendimizi sürekli yeniden tanımladık; kendi dilimizi kurduk ve her yeni albüm, içinde bulunduğumuz dönemi kayda geçirdi. Bu 20 yıl, kolektif hafızamızın inşasında dönüm noktaları ve öğrenme süreçleriyle doludur.”

– Bu 20 yılın muhasebesini yaptığınızda, “kırılma noktamız” dediğiniz olaylar var mı?

Yazar, müzisyen ve düşünür Doğan Duru, bu soruya şu yanıtı verdi: “Kırılma noktaları bazen dışsal olaylardan çok, içsel dönüşüm ve kendine dönük sorgulamalardan kaynaklanır. Bizim için ‘Mükemmel Boşluk’ albümü, tam anlamıyla böyle bir dönüm noktasıdır. Bu albümde, sınırlarımızı, alışkanlıklarımızı ve düşünce biçimlerimizi sorgulama ve yeniden inşa etme cesaretini gösterdik. O süreç, hem yaratımda hem de sonrasında bizi başka bir noktaya taşıdı.”

Sanatın Anlam ve Bağlamı Üzerine Düşünceler

– Sizin için hangi albüm diğerlerinden daha farklı ve hikâyesiyle dinlemek isteriz.

Doğan Duru, bu soruya şu yanıtı verdi: “‘Mükemmel Boşluk’ albümü, diğerlerinden ayrılır çünkü her kararı, bir vazgeçiş ve içsel dönüşümle aldı. Kayıt süreci teknik olarak zor olsa da, esas mesele zihniyet ve söylem üzerinedir. Ne söylemek istediğimizi ve ne söylemek istemediğimizi uzun uzun düşündük. Bazen susmak, en güçlü ifadedir. Bu albüm, bizim için yalnızca bir müzik koleksiyonu değil, aynı zamanda bir yüzleşme ve içsel dönüşüm manifestosudur.”

– Peki, sizin için en anlamlı şarkı veya şarkılar hangileridir?

Bu soruya cevap olarak, Doğan Duru, albüm bütünlüğüne vurgu yaparak şunları söyledi: “Bir şarkı, diğerlerinin bağlamı olmadan anlamını yitirir. Her eser, bütünlüğüyle düşünülmelidir. ‘Mükemmel Boşluk’ albümündeki şarkılar da bu bütünlüğün parçasıdır ve her biri, kendi içinde bir anlam ve hikâyeye sahiptir.”

Yazılı Edebiyat ve Şiir Dünyasına Adım

– İlk şiir kitabınız yayımlandı. Bu yeni ifade biçimi sizin için ne anlam taşıyor?

Doğan Duru, yazıya ve şiire dair duygularını şu sözlerle ifade etti: “Müziğin geçici ve anlık doğasıyla karşılaştırıldığında, yazı ve şiir kalıcılık ve derinlik sunar. Kelimelerle yalnız kalmak, bana yeni bir özgürlük ve çıplaklık duygusu verdi. Süslenmemiş, doğrudan ve bazen sert bir dil kullanmak, kendimi ifade etmenin farklı bir yoluydu. Bu deneyim, içsel dünyama yeni kapılar açtı.”

İrfan Alış’a Anlamlı Bir Vefa

– Kitabınızı, yakın zamanda kaybettiğimiz sevgili İrfan Alış’a armağan ediyorsunuz. Türkiye’de sanatçı ve entelektüel kayıplarına ilişkin düşünceleriniz nelerdir?

Doğan Duru, bu konuda derin bir farkındalıkla şunları dile getirdi: “İrfan Alış, çok yönlü, derinlikli ve etkili bir insandı. Sadece müzik değil, düşünce ve insan yetiştirme alanında da büyük izler bıraktı. Türkiye, onun neyi temsil ettiğinin farkında olmayabilir, ama biz onun değerini biliyor ve onun anısını yaşatmaya devam ediyoruz. Bu kitap da, onun anısına ve toplumdaki etkisine bir saygı duruşudur.”

Sanatçı Kavrayışında Sorumluluk ve Tanıklık

Son olarak, sanatçının toplumsal sorumluluğu ve tanıklık etmenin önemi üzerine düşüncelerini paylaşan Duru, şunları söyledi: “Sanatçı, sadece estetik kaygılarla değil, aynı zamanda toplumun aynası ve sesi olmalıdır. Tanıklık etmek, inanç ve duruş sahibi olmak, sanatın temel işlevlerindendir. Sanatçı, toplumun acılarını, sevinçlerini ve çelişkilerini görmeli, bunlara tanıklık etmelidir. Bu, onun gerçek görevidir ve sanatın en yüksek amacıdır.”

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin