Google’ın Tekel Gücüne Karşı Avrupa’nın Hareketi
Dünyanın en büyük arama motoru olan Google, algoritmaları ve pazardaki hâkimiyeti sayesinde tekel konumunu güçlendirerek birçok şirket için zorluklar yaratmaktadır. Bu durum, Avrupa Birliği’ni (AB) harekete geçirdi. AB’nin temel hedefi, Google’ın tekel gücünü engelleyerek dijital ortamda çeşitliliği artırmak ve gerçek rekabeti sağlamak. Amaç, küresel ağın yüzde 50’sini kapsayan, 185 dilde 3.1 milyar URL (bireysel alt sayfalar) için alternatif arama motorları oluşturmaktır.
AB, Google’a Cezasını Kesti
Avrupa Birliği, Google’a 8 milyar Euro para cezası uyguladı ve bu cezanın ardından Almanya’da OpenWebSearch projesi hayata geçirildi. Bu projeye AB’den 8.5 milyon Euro fon sağlanırken, üniversite hocaları, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasından oluşan bir konsorsiyum kuruldu. Projenin amacı, ücretsiz bir dizin oluşturarak arama pazarındaki çeşitliliği sağlamak ve Google’ın tekeline son vermek.
Google’ın Pazar Hâkimiyeti
Almanya’da Google, arama pazarının yüzde 88’ine hâkimken, onu Microsoft’un Bing’i yüzde 6 ile takip ediyor. Ecosia, Startpage, Metager, Yahoo, DuckDuckGo ve Qwant gibi alternatif arama motorları mevcut, ancak bu motorlar da tam anlamıyla yeterli bir alternatif sunamıyor.
“Tek Şirket Hâkim Olamaz”
OpenWebSearch projesinin başkanlığını yürüten Dr. Stefan Voigt, bu oluşumun bir vakıf-dernek niteliğinde olduğunu ve merkezinin Bavyera’da bulunduğunu belirtti. Alman Havacılık ve Uzay Merkezi’nde çalışan Voigt, arama motorlarının içeriklerin görünürlüğüne kendi karar veren bir yapıda olmasının „yarı tekelci“ bir tehlike oluşturduğunu ifade etti. ZDF kanalına verdiği demeçte, bir arama motorunun etkili bir şekilde çalışabilmesi için en az 400 milyar ayrı web sitesi ve alt sayfaya dair güncel verilere ulaşım sağlanması gerektiğini vurguladı. Bu dizinin oluşturulmasının karmaşıklığını dile getirerek, „Dijital dünyanın bu önemli altyapısına tek bir şirketin hâkim olması kesinlikle kabul edilemez“ dedi.
Kamu Hizmeti Olarak Sunulacak
OpenWebSearch projesinin bu yılın Ağustos ayı sonuna kadar devam etmesi planlanıyor. Projenin amacı, ticari ya da kar amacı gütmeyen sağlayıcıların bu dizini eşit şekilde kullanabilmesini sağlamak. Planlanan sistem, World Wide Web’deki tüm içeriğin bir kamu hizmeti olarak sunulmasını hedefliyor. Voigt, “Bu sayede her alanda evrensel arama motorları oluşturulabilir. Ayrıca bölgesel içerikler, sohbet tabanlı aramalar veya bilimsel çalışmalar gibi özel arama bölümleri de geliştirebiliriz” dedi.
Projenin uygulaması, büyük bir bilgi kapasitesi ve geniş bir bilgi birikimi gerektirdiği için ekip, Münih’teki Leibniz Veri Merkezi ve Çekya’daki IT4Innovations Veri Merkezi’ni kullanmaktadır. Bireysel teknik bileşenler ise Passau Üniversitesi ve diğer üniversitelerden temin edilmektedir.
Google’a Yönelik Artan Eleştiriler
Bu arada Almanya ve AB’den Google’a yönelik eleştiriler de artmaya devam ediyor. Bild gazetesinin yayıncısı Axel Springer ve diğer Avrupalı yayıncılar, Kaliforniya merkezli Google’ı, çeşitli hizmetlerini arama sonuçları listesinde daha üst sıralarda göstererek, AB’deki yüzde 90 olan pazar payını kötüye kullandığı konusunda uyarmaktadır.
Kaliteli Yayıncılığın Önemi
Axel Springer Grubu CEO’su Mathias Döpfner, bir süre önce yaptığı açıklamada, “Google’ın arama motorundaki tekel yapısı, rakipler yerine kendi hizmetlerini ön plana çıkarıyor. Bu tür bir hâkim piyasa konumunun kötüye kullanılması kabul edilemez. Bağımsız ve eleştirel gazetecilik, dijital dünyada büyük bir öneme sahiptir. Kaliteye önem veren gazetecilerin ve yayıncıların elinde olan bu süreçte, yenilikçi yöntemler geliştirmek zorundayız; aksi takdirde gerçekten kaybolacağız” şeklinde ifadelerde bulundu.
Gözetim Kapitalizmi
Google, tekelci yapısıyla dünya genelinde eleştirilere maruz kalırken, sadece 2023 yılında ana şirketi Alphabet ile birlikte 100 milyar ABD doları gelir elde etti. Bu gelirin yüzde 75’i reklamlardan geldi. 2 trilyon dolarlık piyasa değeri ile Google, iş modelini ve yayıncıların, yaratıcılık endüstrilerinin, kaynak sağlayıcıların satışlarını tamamen özümsemiştir. Harvard Üniversitesi’nden Prof. Shoshana Zuboff, bu durumu „Gözetleyen kapitalizm“ olarak tanımlamaktadır.