Uçuşta Ölüm: Bir Yolcunun Hayatına Veda Ettiği Anlarda Ne Olur?

featured

Uçak Yolculuklarının Zorlukları: Ölüm ve Acil Durumlar

Uçak yolculuğu, birçok insan için heyecan verici olmanın yanı sıra, bir o kadar da kaygı verici bir deneyimdir. Seyahat stresi, kapalı alan korkusu ve havaalanlarındaki yoğunluk, birçok yolcunun yaşadığı yaygın sorunlardır. Üstelik, artan uçuş güvenliği önlemleri ve sıkça karşılaşılan kaza haberleri, bu kaygıları daha da artırabilir. Örneğin, Avustralyalı bir çiftin Melbourne’den Doha’ya giden uçaklarında yanlarında oturan bir yolcunun ani ölümü gibi trajik olaylar, bu endişeleri bir kat daha derinleştiriyor.

Bir yolcunun hayatını kaybetmesi, her ne kadar üzücü bir durum olsa da, bu tür olaylar için belirli prosedürlerin mevcut olduğunu unutmamak gerekir. İstatistiksel verilere göre, her gün seyahat eden milyonlarca insan arasında bu tür olayların oldukça nadir olduğu söylenebilir.

İstatistikler ve Gerçekler

2021 yılında The American Journal of Emergency Medicine dergisinde yayınlanan bir incelemeye göre, uçak içi tıbbi acil durumların dünya genelinde görülme sıklığı milyon yolcu başına 18,2’dir ve ölüm oranı ise milyon yolcu başına 0,21 olarak kaydedilmiştir. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’ne (IATA) göre, 2025 yılında havayolu yolcu sayısının beş milyarı aşması bekleniyor. Eğer ölüm oranı bu seviyede kalırsa, bu yıl içinde yaklaşık 1000 kişinin uçuş esnasında hayatını kaybetmesi olasıdır.

Tıbbi bir acil durumda, uçak genellikle en yakın havalimanına yönlendirilir. Ancak bazı rotalarda havalimanlarına ulaşmak saatler sürebilir. Kabin ekibi, kardiyopulmoner resüsitasyon (CPR) yapma yeteneğine sahip olsa da, uçakta bulunan sağlık görevlileriyle birlikte müdahale edebilseler de, her zaman bu önlemler yeterli olmayabilir. Görünür bir tıbbi acil durum olmadan da ölüm gerçekleşebilir; bu durum, yolcular için oldukça sarsıcı bir deneyimdir.

Yolcuların Tepkileri ve IATA Yönergeleri

Yolcuların, bir ölüyle yan yana oturmayı kabul etme biçimleri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bazı insanlar, ölü bir bedenin yanında oturmayı kesinlikle reddederken, diğerleri bu durumu daha az sorunlu görebilir. Uzun bir uçuşta bir bebeğin yanında oturmaktansa, ölmüş bir kişinin yanında oturmayı tercih edenler bile vardır. Ölümle başa çıkmak her zaman kolay değildir ve yerden yüzlerce metre yükseklikte bu durum daha da karmaşık hale gelir.

IATA’nın uçakta ölümle ilgili yönergeleri, CPR ve Otomatik Harici Defibrilatör (AED) kullanımıyla birlikte, 30 dakika boyunca yaşam belirtisi göstermeyen bir kişinin öldüğünü varsayar. Ölen kişinin cesedi, bir ceset torbasına konulmalı, boynuna kadar fermuarlanmalı ve gözleri kapatılmalıdır. Alternatif olarak, ceset bir battaniyeye sarılabilir ve mümkün olan en az kişinin bulunduğu bir koltuğa taşınabilir. Ancak, uçak tamamen doluysa, kişi orijinal koltuğunda bırakılabilir.

Havada meydana gelen bir ölüm, olaya karışan hiç kimse için kolay bir durum değildir. Ancak böyle bir olayla karşılaşıldığında, önemli olan kuralları bilmek ve bu kurallara uygun bir şekilde hareket etmektir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin