Demans Hastalığı ve Toplum Sağlığı Üzerindeki Etkileri
Demans hastalığı, yaşlanan nüfusla birlikte giderek artan bir sağlık sorunu olarak toplumun karşısına çıkmaktadır. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Talip Asil, bu durumun önümüzdeki yıllarda daha da ciddi bir sorun haline geleceğini belirtmektedir. Mevcut tedavi yöntemleri, hastalığın seyrini yavaşlatabilse de, demansın kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Son yıllarda geliştirilen yeni tanı modaliteleri sayesinde, demans hastalığına erken tanı koymak mümkün hale gelmiştir. Bu modern tanı yöntemleri, amiloid ve tau isimli proteinlerin beyinde veya beyin omurilik sıvısında tespit edilmesine olanak tanımakta ve bu sayede bu proteinlerin oluşumunu engelleyebilecek tedavi planları geliştirilmesini sağlamaktadır.
Demans Riskini Yarı Yarıya Azaltan 14 Çevresel Faktör
Prof. Dr. Talip Asil, demans hastalığı ile çevresel faktörler arasındaki bağlantıya dikkat çekmektedir. “Demans, genetik bir yatkınlık taşıyan bir hastalık olmakla birlikte, hastalığın gelişimini kolaylaştıran birçok çevresel etken de mevcuttur,” diyor. “Bu çevresel risk faktörlerinin genç ve erken erişkin yaşlarda kontrol altına alınması, demansın gelişimini engelleyebilir veya geciktirebilir.” Yapılan araştırmalar, aşağıdaki 14 faktörün kontrol edilmesinin demans gelişme riskini en az yarı yarıya azaltabileceğini göstermiştir:
- Hava kirliliği
- Depresyon
- Diyabet
- Aşırı alkol kullanımı
- Kafa travması
- İşitme kaybı
- Yüksek kolesterol
- Hipertansiyon
- Daha düşük eğitim seviyesi
- Obezite
- Fiziksel hareketsizlik
- Sigara içmek
- Sosyal izolasyon
- Görme kaybı
Demans ve Depresyon İlişkisi
Depresyon ile demans arasındaki ilişkiyi inceleyen Prof. Dr. Talip Asil, “Özellikle erken yaşlarda yaşanan depresyon veya depresif semptomların demans riskini iki katına kadar artırabileceği birçok çalışma ile ortaya konmuştur,” diye vurgulamaktadır. Depresyonun demansa neden olabileceği düşünülen biyolojik mekanizmalar arasında damarsal hastalıklar, glukokortikoid steroid seviyelerindeki değişiklikler, beynin hipokampus bölgesindeki küçülme, amiloid plaklarının birikimi, inflamatuar değişiklikler ve sinir büyüme faktörlerinin eksiklikleri yer alır. Bu nedenle, depresyon tedavi stratejileri, bu mekanizmalara müdahale ederek demans riskini etkileyebilir.
Dünya genelindeki hızla yaşlanan nüfus, demanslı hasta sayısının artmasına yol açmaktadır. Bu durum, depresyonun doğru ve etkin bir şekilde tedavi edilmesinin, ileriki yaşlarda demans gelişimini önlemek açısından kritik bir öneme sahip olduğunu göstermektedir.