Yapay Zeka Destekli Uyku Testleri ile REM Uykusu Davranış Bozukluğu Tanısı
Mount Sinai Tıp Fakültesi’nden Dr. Emmanuel During liderliğindeki bir araştırma ekibi, klinik uyku testlerinin analizinde devrim niteliğinde bir yapay zeka algoritması geliştirdi. Bu yenilikçi algoritma, uyku sırasında kaydedilen video görüntülerindeki hareketleri derinlemesine inceleyerek tanı koyma sürecinde etkileyici bir %92 doğruluk oranına ulaşıyor. Araştırmacılar, bu yöntemin mevcut standartlara göre en yüksek başarıyı temsil ettiğini vurguluyor.
REM uykusu davranış bozukluğu (RBD), teşhis edilmesi oldukça zor bir rahatsızlık olarak öne çıkıyor. Bu bozukluğa sahip bireyler, genellikle rüyalarını konuşma, gülme, bağırma veya yatakta hareket etme gibi belirtilerle ifade ediyor. Ancak bu durum, sıklıkla diğer uyku bozukluklarıyla karıştırılabiliyor. Kesin bir teşhis için, video-polysomnografi adı verilen ileri düzey bir uyku testi gerekmektedir.
Çalışmada, 170 hasta üzerinde gerçekleştirilen uyku testleri, 2D kameralar aracılığıyla detaylı bir şekilde incelendi. Katılımcıların 80’i RBD teşhisi alırken, geri kalanları farklı uyku bozuklukları ya da herhangi bir sorun yaşamıyordu. Geliştirilen algoritma, REM uykusu sırasında kaydedilen hareketlerin oranını, hızını ve büyüklüğünü analiz ederek doğru bir teşhis koymada son derece etkili oldu.
RBD’nin, demans ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların erken belirtisi olabileceği düşünülüyor. Parkinson hastalığı, hareket zorluğu, ağrı ve titreme gibi belirtilere yol açarken; Alzheimer gibi demans türleri, hafıza, düşünme ve dil becerilerinde ciddi sorunlara neden olabiliyor. Araştırmacılar, bu yeni yöntem sayesinde erken teşhisle birlikte hastalara özel tedavi planları geliştirilmesinin mümkün olabileceğini ifade ediyor.
Birleşik Krallık’taki veriler, 153 bin kişinin Parkinson hastalığı ile mücadele ettiğini ve yaklaşık 944 bin kişinin demans tanısı aldığını ortaya koyuyor. Demansın yıllık ekonomik maliyetinin 42 milyar sterlin civarında olduğu tahmin ediliyor ve bu maliyetin önümüzdeki 15 yıl içinde 90 milyar sterline çıkacağı öngörülüyor. Bu bağlamda, uygun maliyetli ve etkili tarama yöntemlerinin, söz konusu hastalıklarla başa çıkmada büyük bir öneme sahip olduğu belirtiliyor.