Hayalperest: Mor Battaniyenin Ötesinde Bir Yolculuk
Mor, yalnızca bir renk değil; başkaldırı, özgürlük, dayanışma ve tutkunun simgesi. Her şey, bir mor battaniye ile başlıyor. Ailesiyle misafirliğe gittiği bir evde, dikkatini çeken mor battaniyeyi almasıyla, hayalperestin hikayesi de başlıyor. Ardından odasını mor tonlarına boyayarak, hayallerini somutlaştırmaya çalışıyor. Adı üstünde: hayalperest. Peki, bir hayalin gerçek olması için ne kadar yanıp kül olması, kaç defa küllerinden doğması gerekiyor? İşte, bu soru etrafında şekillenen bir gösteri bu.
Önceki akşam Zorlu PSM’de izlediğimiz “Hayalperest” müzikali, yalnızca bir bireyin hikayesini değil; senin, benim, bizim ve oyuncu olma hayali kuran birçok kişinin duygularını da yansıtıyor. Müzikal, başrol oyuncusu Enis Arıkan’ın yaşamına dair çarpıcı kesitler sunuyor. Sahnede, etkileyici dekorlar, göz alıcı kostümler, büyüleyici müzikler ve danslarla zenginleştirilmiş bir anlatıma tanıklık ediyoruz.
Gösteri, oyunculuk sektöründeki adaletsizliği ve zorlukları, trajikomik bir dille bir oyuncunun gözünden aktarıyor. 90’lı yılların İstanbul’unda başlayan bu yolculuk, onu kutsal topraklardan konservatuvar sahnelerine ve nezarethanelerden dizi setlerine kadar sürüklüyor. Gizemli bir kuş, mor bir battaniye ve umulmadık bir hayalet eşliğinde, hayalperestin hayal dünyasına yapılan bir yolculuğa çıkarıyoruz kendimizi.
“Hayalperest”in müzikleri, ışıkları ve dansları son derece etkileyici. Otuza yakın dansçı ve korodan oluşan geniş bir ekiple perdelerini açan bu müzikalin, adını taşıyan şarkısı “Hayalperest”, Türk müziğinin ustalarından Sezen Aksu imzasını taşıyor. Metni Mert Dilek’in kaleminden çıkan ve yönetmenliğini Mehmet Ergen’in üstlendiği bu eser, müziklerini Tuluğ Tırpan’ın, dans koreografilerini ise Beyhan Murphy’nin yarattığı bir başyapıt. Oyunda Murat Karasu, Melisa Doğu, Bekir Çiçekdemir ve Enis Arıkan gibi yetenekli isimler, sahnede birbirinden farklı koreografilerle otuzdan fazla dansçı ve koroyla birlikte muazzam bir gösteri sunuyor.
