Beyin Çürümesi: Sosyal Medyanın Etkileri
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Aşkın Esen Hastürk, sosyal medyanın gereksiz ve eğlencelik kullanımını tanımlayan “beyin çürümesi” kavramının tüm yaş gruplarını etkilediğini ifade etti. Oxford Sözlüğü, 6 aday sözcük arasından yapılan oylama ile yılın kelimesi olarak “beyin çürümesi”ni (Brain rot) seçti. Prof. Dr. Hastürk, sosyal medyayı eğlencelik ve gereksiz içeriklerle dolu bir biçimde kullanmanın beyin üzerindeki olumsuz etkilerini ve bu durumun getirdiği sorunları merak edenler için önemli bilgiler paylaştı.
Hastürk, “beyin çürümesi” kavramının ilk duyulduğunda korkutucu bir ifade olarak algılanmaması gerektiğini vurgulayarak, bunun yalnızca bir tanımlama olduğunu belirtti. “Sosyal medyanın kronik olarak kullanılmasının ardından, insanın entelektüel fonksiyonlarının bozulması, hafıza sorunları, sosyal yaşamdan kopma ve bunun sonucunda izolasyonla beraber depresyon tablosunun gelişmesi bu tanımı ön plana çıkarmıştır,” dedi.
Temel Belirti: Sürekli Telefonla Yaşamak
Sosyal medyanın amacının dışında kullanılması, beynin gereksiz içeriklerle dolmasına ve zarar görmesine yol açtığını söyleyen Hastürk, şu bilgileri paylaştı: “Beyin çürümesi, sürekli kaydırma hareketiyle sosyal medyanın anormal kullanımı sonucu, entelektüel fonksiyonların ve insan ilişkilerinin gerilemesine bağlı olarak gelişen genel bir tablonun popüler ismidir. Bu bir hastalık tanısı olmamakla birlikte, bazı davranışlar ‘beyin çürümesi’ yönünden belirtiler gösterebilir. Örneğin, sürekli telefonla yaşamak, gözümüzü telefondan ayırmamak, sürekli bildirim kontrolü yapmak ve sosyal medyayı insan ilişkilerimizden ve hobilerimizden önde tutmak, bu duruma işaret eden belirtilerdir. Sosyal medyanın vazgeçilmezliği düşünüldüğünde, bu durum birçok kişide yaygın bir şekilde görülmektedir.”
Kişilik Gelişimini Olumsuz Etkiliyor
Prof. Dr. Hastürk, “beyin çürümesi”nin tüm yaş gruplarını etkilediğini belirterek, özellikle Kovid-19 döneminin çocuk ve ergenleri daha fazla etkilediğini vurguladı. Bu durumun, toplumların geleceğe dair kaygılarını artırdığını ifade etti. 2023 yılında ABD’de yapılan araştırmalarda, özellikle 6-14 yaş grubunda sosyal medya ve telefon bağımlılığının pandemi öncesi döneme göre yüzde 40’tan yüzde 70’lere, ergenlerin çevrimiçi bağımlılığının ise günde 9 saate kadar çıktığı gözlemlenmiştir. Bu durum, gerçekten dikkate değer bir noktadır. Dolayısıyla, ‘beyin çürümesi’nden en çok etkilenen yaş grubu ergenlerdir. Bilhassa ergenlik dönemi, kişilik gelişimi açısından kritik bir evredir.”
Batılı toplumların, “beyin çürümesi”nin etkilerini en aza indirmek için çeşitli önlemler almaya başladığını belirten Hastürk, “Sosyal medyada anormal derecede gerçek dışı yaşamlar ve gereksiz videolar ön planda. Ergenlik döneminde sosyal ilişkilerin arka plana atılması, ekran başında fazla zaman geçirilmesi, akran ilişkilerinin zayıflaması ve bu dönemde öğrenilmesi gereken sosyal ve duygusal becerilerin gelişmemesi önemli sorunlar arasında yer almaktadır,” dedi.
Telefon Kullanımına Sınır Getirilebilir
Ergenlik çağındaki çocukların ekran ve telefon bağımlılığının önüne geçilmesi için ailelere önemli tavsiyelerde bulunan Hastürk, şu önerilerde bulundu:
- Cep telefonu kullanımına 16 yaş sınırı getirilmesi ve telefonun ailelerce kontrol edilmesi.
- Ekran süresi ve kullanım limitleri belirlenmesi.
- Aile yemekleri, arkadaş sohbetleri ve ödev zamanları dışında internetin kapatılması.
- ‘Beyin çürümesi’ne karşı erişkinlerin rol model olması ve dengeli bir ekran kullanma süresi oluşturulması.
- Hobileri ve sosyal ilişkileri ön plana çıkararak, yaşam alanlarında cihazsız zamanlar yaratılması.
Bu öneriler, hem çocukların zihinsel ve sosyal gelişimlerini desteklemek hem de “beyin çürümesi” riskini azaltmak açısından oldukça önemlidir.