Hochstein, Lübnan’da Ateşkes Görüşmeleri İçin Beyrut’a Gitti
ABD’nin özel temsilcisi Amos Hochstein, Salı günü Lübnan’ın başkenti Beyrut’u ziyaret ederek, İran destekli Hizbullah ile İsrail arasında bir ateşkes sağlamak amacıyla yerel yetkililerle kritik görüşmelere başladı. Bu ziyaret, Eylül ayının sonlarında patlak veren ve tüm Orta Doğu’yu etkileyen çatışmaların sona erdirilmesine yönelik ABD liderliğindeki son çabalar olarak değerlendiriliyor. İddialara göre, Hizbullah örgütü, Lübnan aracılığıyla bir ateşkes taslağını okuyup kabul etti. İran da, bu ateşkesi destekleyeceğini dile getirirken, Lübnan yetkilisinin paylaştığı bilgilere göre, “anlaşmanın içeriğine belirli eklemeler” yapmayı önerdi.
Olumlu Atmosferde Geçen Görüşmeler
Lüban Parlamentosu Başkanı Nebih Berri’nin danışmanı Ali Hasan Halil, görüşmelerin “olumlu bir atmosferde” gerçekleştiğini ifade etti. Halil, Lübnan’ın öneriyle ilgili geri bildirimlerinin, 2006 yılında Hizbullah ile İsrail arasındaki çatışmayı sonlandıran Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı Kararı ile uyumlu olduğunu vurguladı.
ATEŞKES KONUŞULURKEN, BOMBALAR DURMADI
İsrail cephesinden henüz resmi bir açıklama gelmemiş olsa da, görüşmeler sürerken İsrail’in Beyrut ve Hizbullah’ın kontrolündeki güney banliyölerine yönelik bombardımanlarını artırdığı yönünde haberler bulunuyor. Halil, İsrail’i “ateş açarken müzakere etmekle” suçlayarak, “Bu durum, tutumumuzu etkilemeyecek” şeklinde konuştu.
İsrail Ordusunun Topçu Ateşi
Hizbullah, ateşkes müzakerelerinde, uzun yıllardır müttefiki olan Nebih Berri’ye tam yetki vermiş durumda. Ancak müzakerelere aşina bir diplomat, çözülmesi gereken detayların nihai bir anlaşmayı geciktirebileceği konusunda uyarıda bulundu. ABD’nin sunduğu öneri, 1701 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararının şartlarını temel almakla birlikte, bu karara önemli maddeler eklemeyi de içeriyor. Bu karar, Hizbullah’ın İsrail sınırı ile Litani Nehri arasında silahlı bir varlık bulundurmasını yasaklıyor. Ayrıca, 1701 sayılı BMGK kararına aykırı olarak, İsrail’e “tehdit algıladığı durumlarda” silahsızlandırılmış alanda hava operasyonları düzenleme hakkı tanıyor.