Kamu Bankalarının Reklam Harcamaları Üzerine Bir İnceleme
Kamu sermayeli bankaların işlevleri, kârlılık durumları ve harcamaları, vergi mükellefi olan her bireyin dikkatle takip etmesi gereken konulardır. Kâr eden ve harcama disiplinine uyan kamu bankaları, daha yüksek vergi ödemekte ve kârlarından Hazine’ye daha fazla kaynak aktarmaktadırlar. Ancak, bu disipline uyulmadığında, hem vergi gelirleri düşmekte hem de Hazine’nin temettü gelirleri azalmaktadır. Türkiye’ye gerçek demokrasinin, vergilerimizin ve oylarımızın peşine düşerek geleceğine inanan biri olarak, kamu sermayeli bankaların son dönemdeki reklam harcamalarına dikkat çekme ihtiyacı hissettim. Bu ihtiyaç, aynı zamanda bu bankalar aracılığıyla yapılan reklam harcamaları ile medyanın ve dolayısıyla siyasetin kamu kaynaklarıyla finansmanı riskinden de kaynaklanmaktadır. Uzun bir süredir, kamu kaynakları ile bazı medya kuruluşlarının mı finanse edildiği sorusu zihnimin köşesinde yer almakta. Bu soruların yanıtlarını birlikte arayalım.
İki Kamu Bankasından Devasa Reklam Harcaması
Ziraat Bankası, %100 kamu sermayeli, Halk Bankası ise %91 oranında kamu sermayeli bankalardır. Bu iki bankanın faaliyet raporlarından yola çıkarak, yıllar itibarıyla yaptıkları reklam harcama tutarları aşağıda yer almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın yıllık ortalama dolar kurunu esas alarak, ilgili yıl harcamasının dolar karşılığını da hesapladım. Ortaya çıkan tablo aşağıdaki gibidir. Son dönemde TL’nin hızlı değer kaybı, 19 yıl öncesindeki TL bazlı harcamaları anlamlandırmakta yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle, konuya dolar bazlı baktığımızda, iki kamu bankasının 19 yıllık süreçteki toplam reklam harcaması, Türk Lirası cinsinden 8 milyar 300 milyon lira, ortalama dolar kuru ile ise 1 milyar 283 milyon dolar olarak görünmektedir. Doların 34 lira olduğu kabul edildiğinde, karşımıza çıkan toplam harcama bugünkü karşılığı 43 milyar 298 milyon lira olmaktadır.
Reklam Pastasının Dağıtımı Üzerine Sorular
Yukarıdaki hesaplamalarımıza göre, 19 yılda bugünkü karşılığı 43.3 milyar lira olan reklam pastasının hangi yayın kuruluşlarına, hangi kriterlere ve ölçütlere göre dağıtıldığı sorusu oldukça önemlidir. Çünkü, gereksiz ve yersiz yapılan her reklam, vergilerimizden çalınmaktadır. Bankaların, reklam verecekleri yayın kuruluşlarını seçerken rating, tiraj ve benzeri kriterleri dikkate alıp almadıkları belirsizdir. Ancak, kamu sermayeli bu bankaların özellikle son dönemde reklamlarının belli medya grupları üzerinde yoğunlaştığı kamuoyunun malumudur. Eğer reklam verme işlemi, objektif kriterlere göre değil de belli medya gruplarına yakınlık ve iktidara yakınlık gibi ölçütlere dayanarak yapılıyorsa, bu durum kamu kaynaklarının kötüye kullanımı anlamına gelir. Reklamın amacı, pazarlanmak istenen hizmetin geniş kesimlere ulaştırılmasıdır. Bu amaç güdülmeden yapılan reklamlar, kaynak aktarımına dönüşmektedir. Böyle bir uygulama, basın ve yayın kuruluşları arasında ayrımcılığa sebep olmakta, rekabeti bozmakta ve özgür basını tehdit etmektedir.
Kamu Bankalarının Reklam Harcamaları ve Özel Bankalarla Karşılaştırma
Kamu bankalarının, kamu tarafından verilmiş bazı görevleri yerine getirme yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu yükümlülüklerinin karşılığını da Merkezi Yönetim Bütçesi’nden “Görevlendirme Gideri” adı altında almaktadırlar. Son dönemde, kamunun tercihi neticesinde vergi ödemelerinin büyük bir kısmı kamu bankaları tarafından gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla, kamu bankaları aslında hazır bir müşteri portföyüne sahiptirler. Bu nedenle, çok fazla reklam yapma ihtiyacı duymamaları beklenirken, elde edilen veriler tam tersini göstermektedir. İki kamu bankası ve iki büyük özel bankanın 2005 ve 2023 yıllarındaki reklam harcamalarındaki artış oranlarına baktığımızda, Halk Bankası’nın 2023 yılında yaptığı reklam harcamasının 2005 yılındaki reklam harcamasına göre tam 374 kat arttığı görülmektedir. Ziraat Bankası’nın reklam harcaması ise 298 kat artmıştır. Karşılaştırdığımızda, Türkiye’nin önde gelen iki özel bankasının reklam harcamaları aynı dönemde sadece 8 kat civarında artmıştır. Bu, kamu bankalarının çok yüksek reklam harcamalarının mantıklı bir açıklamasının olmadığını göstermektedir.
Hazine ve Maliye Bakanı’na Çağrı
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vergi gelirlerini artırmak amacıyla tüm denetim elemanlarını seferber etmiş durumda. IBAN’lar kontrol ediliyor, lokantalara ve eğlence mekanlarına vergi memurları gönderilerek hasılat tespitleri yapılıyor. Ancak, Hazine’nin taze paraya ihtiyacı olduğu bu ortamda, kamu kurumlarının ve kamu sermayeli işletmelerin gereksiz harcamalarının önüne geçilmesi durumunda, paranın kasaya girmesi daha kolay olacaktır. Türk mali yapısı, tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşamaktadır. Eylül ayında yayımlanan 2025-2027 Orta Vadeli Program’a göre, önümüzdeki yıllarda yıllık bazda ortalama 2 trilyon lira bütçe açığı vermekle karşı karşıyayız. Bu ortamda her bir kuruşun önemi artmaktadır. Sayın Hazine ve Maliye Bakanı’na düşen görev, biraz da evin içinde israfa, usulsüzlüklere ve yolsuzluklara odaklanmaktır. Aksi takdirde, gerçekten gelir elde etmekte zorlanacak ve inandırıcılık sorunu yaşayacaktır. Ayrıca, iki kamu bankasının sadece 2023 yılı reklam harcaması toplamıyla, bu eğitim-öğretim yılında, yani 9 ay boyunca ortalama 20.000 lira maaşla 16.666 temizlik görevlisi çalıştırılabilirdi. Bu durum, tüm devlet okullarının yaklaşık 1/3’ünün temizlik görevlisi ihtiyacını karşılamaya yetecek bir miktardır.