Nâzım Hikmet Üzerine Sürükleyici Bir Anlatım
Tarihi fotoğraflar, birinci ağızdan edinilen bilgiler ve anılarla dolu bir anlatım sunan Sunay Akın, komünist fikirlere sahip olan dünyaca ünlü Türk şair Nâzım Hikmet ile ilgili daha önce gün yüzüne çıkmamış bilgileri paylaştı. Annesinin dedesi Mehmet Ali Paşa’dan başlattığı hikayesine, annesi Ayşe Celile Hanım ile devam eden Sunay Akın, Nâzım’ın 1938 yılında tutuklanma sürecine de derinlemesine yer verdi.
“Orduyu isyana teşvik etme” bahanesiyle yargılanan Nâzım Hikmet’in şiirleriyle suçlandığını, oysa Atatürk yaşarken bu şiirlerin ders kitaplarında yer aldığını hatırlatan Akın, Nâzım Hikmet’in haksız yere yargılandığını vurguladı. Akın’ın aktardığı hikaye ise oldukça çarpıcıydı: “Donanma Davası” olarak bilinen olayda, Nâzım Hikmet bir gece Beyoğlu’nda sinemadan çıkarken, Ömer Deniz isimli bir askeri öğrenci, ona yazdığı şiirleri okutmak üzere yaklaşıyor. Ancak Nâzım, onu tanımadığı için bu durumu bir tuzak olarak düşünerek, gencin yanından uzaklaşmasını sağlıyor. Fakat Ömer Deniz, Nâzım’ın evine kadar geliyor ve bu durum bahane edilerek Nâzım tutuklanıyor.
Akın, Nâzım Hikmet’in avukatı Mehmet Ali Sevük’ün, Nâzım’ı suçlu bulan mahkemedeki beş hâkimden dördünün hukuk eğitimi almadığını ve sekiz adli hata tespit ettiğini belirtti. Tüm bu delillere rağmen Nâzım Hikmet, orduyu isyana teşvik ettiği gerekçesiyle 12 yıl hapis cezasına çarptırılıyor. Nâzım Hikmet’in hedef alınma nedenini ise şöyle açıkladı: “O dönemde Mustafa Kemal Atatürk ölüm döşeğinde ve emperyalistler, ikinci paylaşım savaşını başlatmak üzereydiler. İşte bu sırada Osmanlı Dönemi’nden kalan Alman mandacıları, Türkiye’yi Almanya’nın yanında savaşa sokmak istiyorlardı. Nâzım’ın 1937’de yazdığı ‘Alman Faşizmi ve Irkçılığı’ isimli kitabı, toplumu aydınlatmaya yönelik bir adım olarak görülerek hedef alındı. Çünkü Nâzım, güçlü bir kaleme sahipti ve Hitler’in Alman emperyalizminin oyunlarını bozuyordu.”
Akın, Nâzım Hikmet’in savunmasında yer alan “Benim de bir neferi olmaktan onur duyduğum ve emperyalizmi dize getiren ordumuz, eğer kendisini bu çocukla isyana teşvik ettireceğime inanıyorsa, buna gerçekten inanıyorsa bu doğrudur.” ifadelerini hatırlatarak, bu süreçte askeri öğrenci Ömer Deniz’in de altı yıl hapis cezası aldığını ve cezasını çektikten sonra hukuk okumak istediğini belirtti.
Nâzım Hikmet ile Müjdat Gezen’i Birbirine Bağlayan Kader Ağları
Aynı zamanda ilginç bir hikaye sunan Akın, Ömer Deniz’in Fatih’te bir oyuncakçıda çalıştığını ve orada bir gün bir çocuğun dükkâna gelerek oyuncakları boyamaya başladığını anlattı. Bu çocuk, Ömer Deniz’in yaptığı tahta kuklaları alarak arkadaşlarına ilk oyununu sergiliyor. Peki bu çocuk kim? Akın, bu çocuğun Müjdat Gezen olduğunu belirterek dinleyicileri şaşırttı. Gezen, yıllar sonra gelen 12 Eylül darbesinin ardından Savaş Dinçel ile birlikte Nâzım Hikmet’in hayatını anlatan bir kitap yazdıkları için zincirlenerek yargılandıklarını hatırlattı.
Kalemin Gücüyle Göz Göze Geldiği An
Nâzım Hikmet’in dayısının da teğmen olarak Çanakkale’de savaştığını ve şehit düştüğünü ifade eden Akın, o süreçte Erenköy’deki konaklarında ilk şiirlerini yazan Nâzım’ın, 13 yaşında bir çocuk olmasına rağmen intikam almak için askeri Deniz Lisesi’ne girme kararı aldığını ve ilk şiirlerini dayısına adadığını belirtti. Nâzım Hikmet’in kız kardeşi Samiye Yaltırım ile tanıştığını ve ondan dinlediği bir anıyı aktardı: “Samiye Hanım bir gün Nâzım’ın, sınavlara hazırlanmak üzere özel izinle girdiği babasının çalışma odasındaki halıyı kaldırarak yere boya kalemleriyle Çanakkale Boğazı’nı çizdiğini anlattı. Nâzım, ‘savaşçılık oynayacağız; sen düşman askeri ol ben Türk askeri.’ diyerek, ‘hadi’ dedi ‘silah bul’. ‘Ben de aldım elime kalemi ve bu benim topum’ dedim.”
Yahya Kemal ile Karşılaşma ve Aldığı İlk Eleştiri
Akın, Nâzım Hikmet’in Deniz Lisesi’ni kazandıktan sonra, burada konaklarındaki bir kediyle ilgili yazdığı şiiri tarih hocasına gösterdiğini ve hocasının Yahya Kemal olduğunu aktararak devam etti. “Ne tesadüftür ki Nâzım, Yahya Kemal’in kendisine aşk şiirleri yazdığı ünlü ressam Celile Hanım’ın oğlu. Yahya Kemal, üzerine şiir yazılan kediyi görmek istediğini söyleyerek kendisini konağa davet ediyor ve burada Celile Hanım ile karşılaşıyor. Sonrasında Nâzım’a ilk şiir eleştirisini yapıyor: ‘Evladım, sen bu kadar uyuz ve pis bir kediyi bu kadar güzel anlattığına göre bir gün çok önemli bir şair olacaksın.’”
Nâzım Hikmet Gizlice Anadolu’daki Kemalist Harekete Katılıyor
Daha sonra Kuvayi Milliye destanını yazacak olan Nâzım Hikmet’in, işgal İstanbul’unda “yumurta tüccarı” kimliğiyle “Yeni Dünya” isimli vapura binerek Anadolu’daki Kemalist harekete katılmasını, annesi Celile Hanım’ın işgal İstanbul’unda tencere tava eylemini başlatan kişi olduğunu ortaya koyan Akın, Nâzım’ın müze sevdasını, yaptığı resimlerin detaylarını ve şiirlerinin arkasındaki hikâyeleri dinleyicilere Sunay Akın’ın özel anlatımıyla aktardı.
“Bunları nereden biliyorsunuz?” sorusuna ise Akın, tabii ki okuyup araştırarak bu bilgilere ulaştığını ifade etti. Okumaktan giderek uzaklaştığımızı ve bilginin aslında ne kadar güçlü olduğunu vurguladı. Ardından uzun kuyruklar oluşturan okurlarına imza verdi ve onlarla keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.