Çayönü Tepesi: Neolitik Dönemin İzleri
Çayönü Tepesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dolu bir parçasıdır. Ergani ilçesinin 7 kilometre güneybatısında yer alan bu önemli yerleşim, yaklaşık 12 bin yıl önce insan yerleşimine ev sahipliği yapmıştır. Neolitik Dönem’in en belirgin ve dikkate değer yerleşimlerinden biri olarak kabul edilen Çayönü, yalnızca Anadolu’nun değil, aynı zamanda Yakındoğu ve Levant coğrafyasındaki kültürel tarih açısından da büyük bir öneme sahiptir.
Kazı projesi, ilk olarak 1960’larda İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Halet Çambel ve Chicago Üniversitesi’nden Prof. Dr. Robert John Braidwood tarafından başlatılmış olup, bu süre zarfında önemli bulgular elde edilmiştir. Kazı başkanlığı, daha sonra Prof. Dr. Mehmet Özdoğan ve 2015-2023 yılları arasında Prof. Dr. Aslı Erim-Özdoğan tarafından yürütülmüştür. Şu anda, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Sarıaltun, projeyi devralarak yeni bir aşamaya taşımaktadır.
Sarıaltun, Çayönü Tepesi’nin 1960’lı yıllarda gerçekleştirilen yüzey araştırmalarında tespit edilen nadir yerleşimlerden biri olduğunu belirtmektedir. “Çayönü Tepesi, 1964 yılından bu yana sistematik bir şekilde kazı yapılan en uzun süreli alanlardan biri olarak öne çıkıyor. Bu 60 yıllık kazılar, tarımın başlangıcı, hayvancılığın evcilleştirilmesi, ilk madencilik faaliyetleri ve dünyanın en eski mezar yapıları gibi birçok önemli bulgunun ortaya çıkmasına katkı sağladı” ifadesini kullanmıştır.
Çayönü’nün Turizm Potansiyeli
Sarıaltun, Çayönü Tepesi’nin birçok yeniliğin ve kültürel dönüşümün sahne aldığı bir alan olduğunu vurgulayarak, buranın önemli bir turizm destinasyonu haline geleceğini öngörmektedir. “Çayönü, Diyarbakır ölçeğinde marka gelişim alanı olacaktır. Bilimsel bilgilerin toplumsallaşması ve turizme kazandırılmasıyla birlikte büyük bir potansiyele sahip” şeklinde eklemiştir.
Yeni Araştırmalar ve Hedefler
2015 yılından itibaren projeye devam kararı alındığını belirten Sarıaltun, “Burada Neolitik yerleşmenin devam ettiğini tespit ettik. M.Ö. 3000 yıllarına ait kültürel verilerin daha yaygın olduğunu gözlemledik. Ayrıca, daha önce kazı yapılmamış çanak çömlekli Neolitik dönemi keşfetmeyi amaçlıyoruz” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur. Kazı stratejilerinin, kültürler arasındaki etkileşimleri anlamaya odaklandığını söyleyen Sarıaltun, bu çalışmaların sonucunda bölgeyi bir açık hava müzesine dönüştürmeyi hedeflediklerini vurgulamıştır.
Çayönü Tepesi’nin 60 yıllık kazı hikayesi, bölgenin bilinmezliklerini ve eksik kalan yönlerini aydınlatmaya devam eden bir süreçtir. Bu çabalar, insanlığın geçmişine dair önemli ipuçları sunmakta ve kültürel mirasımızın korunmasına katkıda bulunmaktadır.