Yeni Bir Kan Grubu Keşfi: MAL
Kan grubunuz, vücudunuzda bulunan belirli antijenlerin varlığı veya yokluğuna göre belirlenir. Genel olarak bildiğimiz kan grupları A, B, O ve AB olarak adlandırılmaktadır. Ancak, araştırmalar gösteriyor ki belki de henüz keşfedilmemiş bir kan grubu daha var! Güney Gloucestershire’daki NHS Kan ve Transplantasyon (NHSBT) bilim insanlarının liderliğindeki bir araştırma ekibi, MAL adı verilen yeni bir kan grubunu ortaya çıkardı. Bristol Üniversitesi’nin desteklediği bu ekip, yaptığı açıklamada, “En iyi bilinen iki kan grubu sistemi olan ABO ve Rh dışında, kan grubu sisteminin çok daha karmaşık olduğunu ve diğer gruplar arasındaki eşleşmelerin hayati öneme sahip olabileceğini” belirtti.
NHSBT’de kıdemli araştırma görevlisi olan Louise Tilley, bu keşfin, nadir hastalara daha iyi sağlık hizmetleri sunma potansiyeline sahip olduğunu ifade etti. Science Alert tarafından yayımlanan bir habere göre, bu hikaye 1972 yılında hamile bir kadının kan testleri ile başladı. Kadında, oldukça yaygın bir alyuvar antijeni olan AnWj’nin bulunmadığı tespit edildi. Bilim insanları, bu antijenin sadece çok az sayıda insanda eksik olduğunu ifade ediyor.
Antijen eksikliğinin en yaygın nedeni, kanserler ve hematolojik bozukluklar gibi durumların antijen ifadesini baskılamasıdır. Ancak, yeni bir çalışmada bir ailenin birkaç üyesi de dahil olmak üzere beş bireyde genetik bir nedenden ötürü bu durumun varlığı belirlendi. Ekip, “AnWj-negatif fenotip genellikle belirli hematolojik bozukluklar ve malignitelerle ilişkili olarak antijen ekspresyonunun geçici olarak baskılanmasından kaynaklanır” şeklinde açıklama yaptı.
Hastaların ekzomlarını, yani proteinleri kodlayan genetik dizilimlerini inceleyen araştırmacılar, MAL geni olarak bilinen miyelin ve lenfosit proteinini kodlayan gende spesifik homozigot DNA dizisi farklılaşmaları buldu. Sonuç olarak, bilim insanları bu antijene sahip olanlar ile olmayanların farklı bir kan grubu oluşturduğunu anladı ve bu yeni kan grubu sistemine MAL adını verdi.
Bu spesifik antijenin eksikliği son derece nadir görülsede, bu konuda bilgi sahibi olmak, hastaların kan nakli sırasında güvende kalmalarına yardımcı olacak ve olumsuz kan nakli reaksiyonları olasılığını azaltacaktır. Bilim dünyası, bu tür keşiflerin hayat kurtarıcı etkisinin büyük olduğunu vurguluyor.