1. Haberler
  2. Sanattan
  3. Yatırım Tercihinde Sermaye Üstünlüğü: Bakanlığın Üç Maymunu Oynamaktan Vazgeçerek Gerçekçi Bir Yaklaşıma Dönmesi Gerekmektedir

Yatırım Tercihinde Sermaye Üstünlüğü: Bakanlığın Üç Maymunu Oynamaktan Vazgeçerek Gerçekçi Bir Yaklaşıma Dönmesi Gerekmektedir

featured

Kyme Antik Kenti ve Günümüz Sanayileşme Sürecinin Çatışması

İzmir’in Aliağa ilçesinde, Nemrut Körfezi kıyısında yer alan ve tarihi derinlikleriyle bölgenin en önemli arkeolojik alanlarından biri olan Kyme antik kenti, son yıllarda yaşanan sanayileşme ve kentleşme baskısı altında adeta bir zaman yolculuğuna çıkmış durumda. Yıllardır bölgenin dört bir yanını saran ve hızla artan sanayi tesisleri, bu antik kentin doğal ve kültürel mirasını tehdit eden en büyük unsurlardan biri haline gelmiştir. Sanayileşmenin getirdiği ekonomik avantajlar ile tarih ve doğa koruma hassasiyeti arasındaki çatışma, bölgede ciddi bir ikilem yaratmaktadır.

Kyme Antik Kenti ve Günümüz Sanayileşme Sürecinin Çatışması

ÇED ve Arkeolojik Sit Alanlarının Durumu

Kyme antik kenti, üçüncü derece arkeolojik sit alanı olarak belirlenmiş olmasına rağmen, bölgedeki ÇED sahası çalışmaları, bölgenin korunmasına yönelik endişeleri artırmaktadır. Hemen yanındaki, sit derecesi birinci derece olan tümülüs mezarları (höyükler) alanı ise, sanayi projeleriyle yüz yüze gelerek yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Gerek kamuoyunun gerekse arkeologların tepkisine neden olan bu gelişmeler, bölgenin tarihi bütünlüğünü ciddi şekilde zedeleme potansiyeli taşımaktadır. Yetkililerin bu projelere yeterince dur dememesi ve gerekli önlemleri almaması, bölgedeki kültürel mirasın kaybını hızlandırmaktadır.

ÇED ve Arkeolojik Sit Alanlarının Durumu

Kyme’nin Tarihsel ve Arkeolojik Önemi

Kyme, Aiolis bölgesinde yer alan ve bölgenin en büyük ve en önemli antik kenti olarak kabul edilen, yaklaşık 12 antik kentten biri olup, tarih boyunca bölgenin kültürel ve ekonomik yaşamında merkezi bir rol üstlenmiştir. Arkeologlar ve tarihçiler, bu kentin zenginliklerine vurgu yaparak, onun sadece bölgesel değil, aynı zamanda insanlık mirası açısından da büyük bir öneme sahip olduğunu belirtmektedir. Bülent Türkmen gibi uzmanlar, Kyme’nin kaçınılmaz olarak sermaye ve çıkarlar tarafından tahrip edildiğine dikkat çekerek, bölgenin korunması ve restorasyonu konusunda acil önlemler alınması gerektiğini vurgulamaktadır.

Kültürel Mirasın Geleceği ve Koruma Çabaları

Kyme’nin tarihsel ve kültürel zenginliklerinin kayıplarını minimize etmek ve bölgenin bütünsel korunmasını sağlamak amacıyla, sit alanı derecelerinin kesinlikle gözden geçirilmesi ve güçlendirilmesi gerekmektedir. Nezih Başgelen gibi uzmanlar, bölgenin en kısa zamanda ve ödün vermeden korunması gerektiğine vurgu yaparak, arkeolojik ve doğal değerlerin ekonomik rant uğruna yok edilmemesi gerektiğinin altını çizmektedir. Ayrıca, Kyme’nin turizm potansiyeli ve ekosistem açısından da büyük bir değer taşıdığı unutulmamalıdır.

Çevresel ve Ekonomik Dengelerin Gözden Geçirilmesi Gereği

Kyme’nin sadece bir arkeolojik alan değil, aynı zamanda deniz ekolojisi ve bölgesel yaşam alanlarının da önemli bir parçası olduğunu unutmamak gerekir. Selahattin Aydın gibi uzmanlar, bölgenin kültürel ve doğal varlıklarının korunmasının, sürdürülebilir kalkınma ve bölge halkının geleceği açısından elzem olduğunu vurgulamaktadır. Bu noktada, ekonomik çıkarların ön plana çıkması yerine, miras ve doğa bütünlüğü gözetilerek politika ve projelerin yeniden değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin