1. Haberler
  2. Sanattan
  3. Vanda’da 50 Odalı Kale Kalıntısının Keşfi ve Kültürel Mirasımıza Katkısı

Vanda’da 50 Odalı Kale Kalıntısının Keşfi ve Kültürel Mirasımıza Katkısı

featured

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu önderliğinde gerçekleştirilen kazı ekibi, bölgedeki tarihi yapıların gün yüzüne çıkarılması ve bu değerlerin turizme kazandırılması amacıyla kapsamlı çalışmalar başlattı. Bu girişim, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle yürütülen ve bölgenin tarihine ışık tutmayı hedefleyen Arkeolojik Yüzey Araştırmaları Projesi kapsamında gerçekleşti.

İlçeye yaklaşık 62 kilometre uzaklıktaki Beşbudak Mahallesi’ne ulaşan ekip, yüksekliği 3 bin metreyi bulan Tirişin Yaylası’na doğru zorlu bir tırmanışa başladı. Yaklaşık iki saat süren bu zorlu yürüyüşün ardından, yaylaya varan arkeolog, antropolog ve sanat tarihçileri oluşumundaki 12 kişilik uzman kadro, bölgede yüzey araştırması yaparken önemli kalıntılara rastladı. Bu kalıntılar arasında, yaklaşık 50 odalı bir bazalt taşından inşa edilmiş kalenin yanı sıra, 4 kilometre uzunluğundaki sur kalıntıları ve civardaki seramik parçaları, değirmen taşı ve çeşitli taş işaretleri dikkat çekti.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu önderliğinde gerçekleştirilen kazı ekibi, bölgedeki tarihi yapıların gün yüzüne çıkarılması ve bu değerlerin turizme kazandırılması amacıyla kapsamlı çalışmalar başlattı. Bu girişim, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle yürütülen ve bölgenin tarihine ışık tutmayı hedefleyen Arkeolojik Yüzey Araştırmaları Projesi kapsamında gerçekleşti.

Bulunan bu kalıntıların, Demir çağlarında inşa edildiği öngörülürken, bölgeden elde edilen diğer bulguların detaylı incelenmesi sonucu, kalenin ve surların özellikle Orta Çağ’da da yoğun şekilde kullanıldığı ortaya çıktı. Bu bulgular, bölgenin tarih boyunca stratejik önemini ve yerleşim merkezlerinin sürekliliğini gözler önüne seriyor.

Prof. Dr. Çavuşoğlu, Van Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Başkanı olarak da faaliyet gösteriyor. Kazı ekibinin bölgedeki kalıntıları envantere kaydetmesi ve resmi tescil işlemlerini gerçekleştirmesi amacıyla bölgenin koordinatlarını, tarihi ve mimari özelliklerini, ve konumunu detaylı şekilde drone teknolojisi kullanarak fotoğrafladı ve kayda aldı.

“50’YE YAKIN MEKANIN, YAŞANTI ALANLARININ OLMASI ÖNEMLİ”

Prof. Dr. Çavuşoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölgenin doğal güzellikleri ve su kaynaklarının yanı sıra, tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yaptığını belirtti. Tirişin Yaylası’nın, özellikle küçükbaş hayvancılık ve yayla geleneği açısından büyük önemi olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, araştırmanın şaşırtıcı bulgularına dikkat çekti: “Burada, surlarla çevrili büyük bir kale yer alması ve içinde bir iç kale bulunması, bölgenin önemli bir yönetim ve savunma merkezine işaret ediyor. Kaya resimleri ve diğer arkeolojik bulgular, yerleşimin Mezolitik ve Neolitik dönemlere kadar uzandığını gösteriyor. Ayrıca, bu alanın Demir çağlarından Orta Çağ ve sonrasına kadar kullanıldığını gösteren çeşitli buluntular da mevcut.”

Yüksek rakımda, yaklaşık 4 kilometrelik uzunluğa sahip surların ve iç kalenin varlığı, bölge sakinlerini ve uzmanları şaşırttı. Çavuşoğlu, özellikle surların kuzeybatı kesiminde yer alan iç kalenin, bölgenin idari ve yönetim merkezi olabileceğine işaret ederek, dron teknolojisiyle çekilen görüntülerde 50’ye yakın yaşam alanı ve mekan tespit edildiğini belirtti. Bu yapıların, bölgenin savunma ve yerleşim güvenliğini sağlayan doğal ve stratejik unsurlar olduğunu vurguladı.

Doğal malzeme olarak bölgeye özgü bazalt taşlarının sur yapımında kullanıldığını anlatan Çavuşoğlu, taş ocaklarının yer aldığı bölgeyi de detaylı şekilde incelediklerini ifade etti. Ayrıca, bölgede, kurgan tarzı yuvarlak mezar yapıları ve çeşitli taş yapılar da keşfedildi.

Beşbudak Mahallesi Muhtarı Mehmet Ceylan’ın Görüşleri

Beşbudak Mahallesi Muhtarı Mehmet Ceylan, bölgenin atalarımızdan kalan önemli bir miras olduğunu belirterek, şunları dile getirdi: “Burada şu an huzur ortamı hakim ve insanlar rahatlıkla gelip zaman geçirebiliyor. Bu tarihi kalıntıların, bölgenin kültürel ve tarihi dokusunun korunması ve daha geniş kitlelerce tanıtılması bizim için büyük önem taşıyor. Yapılan kazı ve araştırma çalışmalarını çok değerli buluyoruz ve bu çalışmaların bölge turizmine katkı sağlayacağını düşünüyoruz.”

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin