1. Haberler
  2. Sanattan
  3. Sardes Antik Kenti ve Bintepeler Tümülleri: Lidya Uygarlığının Küresel Mirası Haline Gelerek UNESCO Listesine Eklendi

Sardes Antik Kenti ve Bintepeler Tümülleri: Lidya Uygarlığının Küresel Mirası Haline Gelerek UNESCO Listesine Eklendi

featured

Manisa’nın Tarihî Zenginliği UNESCO Dünya Mirası Listesinde

Manisa iline bağlı Salihli ilçesi yakınlarındaki Sardes Antik Kenti ve Bintepeler Lidya Tümülüsleri, Paris’te gerçekleştirilen 47. Dünya Miras Komitesi Oturumu kapsamında alınan karar ile UNESCO Dünya Miras Listesi’ne eklenmiş olup, böylece ülkemizin bu alandaki toplam UNESCO listesine kayıtlı kültürel ve doğal varlıkların sayısı 22’ye ulaşmıştır. Bu gelişme, arkeoloji ve kültürel miras alanında büyük bir gurur ve sevinç kaynağı olmuştur.

Küçük detaylarla zenginleşen açıklamada, Kültürel ve Doğal Mirası İzleme Platformu yöneticisi ve arkeolog Nezih Başgelen şu ifadeleri dile getirmiştir:
“Paris’te düzenlenen 47. Dünya Miras Komitesi toplantısında, Sardes ve Bintepeler tümülüsleri’nin oybirliğiyle listeye alınması, arkeolojik ve kültürel açıdan önemli bir başarıdır. Anadolu’nun çok katmanlı ve zengin tarihine tanıklık eden bu alanların uluslararası koruma ve tanıtım kapsamına alınması, ülkemiz arkeolojisi adına büyük bir gurur kaynağıdır.”

Sardes’in Tarihten Günümüze Yolculuğu ve Önemi

Antik çağda “Altın Sardes” veya “Altın Yatağı Sardes” olarak anılan bu kent, MÖ 5. yüzyılda, ünlü tragedya yazarı Aiskhylos’un ifadesiyle, Kroisos zamanında, zenginliğin ve kültürel gelişimin doruğuna ulaşmıştı. Bu görkemli ve göz kamaştırıcı zenginlik, dönemin yaşam biçimi ve ruh hali üzerinde büyük bir etki bırakmış, Lidya halkında hayranlık ve merak uyandırmıştır. Günümüzde, Gediz Nehri’nin taşıdığı alüvyonlar ve Tmolos (Bozdağ) bölgesinden gelen topraklar, bu kadim uygarlığın izlerini örtmekte olup, Lidya dönemine ait tabakalar, günümüz toprak seviyesinden yaklaşık 10-15 metre aşağıda yer almaktadır.

Lidya Krallarının Anıtsal Mezarları ve Bu Kalıntıların Önemi

Başarılı bir arkeolojik ve kültürel araştırma alanı olan bölgedeki kraliyet mezarları, Lidya’nın zengin ve karmaşık tarihine ışık tutmaktadır. Sardes’in yaklaşık 8 km kuzeyinde, kutsal sayılan Gygaie Gölü güney kıyısında, Bintepeler denilen yerde, Lidya krallarına ve soylularına ait toprak tümülüsleri bulunur. 1940’lı yıllarda gerçekleştirilen kazılar sonucunda en az 149 adet büyük ölçekli tümülüs tespit edilmiştir. Günümüze ulaşabilenler ise yaklaşık 115 tanedir. Bu anıtsal mezarların içinde, en büyüğü olan Kocamutaftepe tümülüsü, tarihçi Herodot tarafından, Mısır ve Babil’deki mezarların ardından en büyük yapı olarak tanımlanmıştır.

Yüksekliği 69 metre, çapı 355 metre ve çevresi 1115 metre olan bu mezar, Lidya kralı Alyattes için inşa edilmiştir. 19. yüzyılda Prusya elçisi Ludwig Peter Spiegelthal tarafından incelenmiş ve iç odası yağmalanmış olsa da, günümüzde de büyük bir önem taşımaktadır. Diğer büyük tümülüs ise çapı 200 metre, yüksekliği 50 metre olan Karnıyarıktepetir. Bu mezarların içindeki 90 metre çapındaki krepis duvarında, Lidçe çeşitli monogramlar ve semboller bulunmuştur.

Mezarlıklar ve Lidya’nın Zenginlik Simgeleri

Özellikle, Gyges’e atfedilen ilk zamanlar, bu görkemli mezarların MS 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlendiği düşünülmektedir. Bu mezarların ve tümülüslerin mimarisi ile buluntular, büyük olasılıkla, zenginliği dillere destan Lidya kralı Kroisos’a ait olup, onun Persler tarafından esir edilmeden önceki en görkemli anıtlardan biri olduğu varsayılmaktadır. Tüm bu kalıntılar, Lidya’nın zenginlik ve güç göstergeleri olarak öne çıkar; ancak, günümüzde özellikle Bintepeler’deki tümülüsler, geniş tarım alanlarıyla çevrili olmaları ve ulaşım zorlukları nedeniyle define kazılarına karşı oldukça savunmasızdır.

Koruma ve Geleceğe Taşıma Çabaları

Başgelen, son yıllarda artan defineci tahribatına dikkat çekerek, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmasının bu değerlerin korunması ve sürdürülebilirliği açısından önemli bir adım olduğunu vurgulamaktadır. Bu nedenle, özellikle Bintepeler Lidya Tümülüsleri’nin ve Sardes’in bu listeye eklenmesi, hem uluslararası alanda tanınırlığını artıracak hem de yerel yönetimlerin ve bilim insanlarının daha etkin koruma önlemleri almasını sağlayacaktır. Bu antik alanların, kültürel mirasımıza kazandırılması ve gelecek nesillere aktarılması adına atılacak adımlar büyük önem taşımaktadır.”

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin