1. Haberler
  2. Sanattan
  3. Sanatçı Birol Bayram’ın Yaratıcılık Dünyasına Dair Derin Bir İzlenim: Festival Serüveninde Bir Kitabın Rüyası

Sanatçı Birol Bayram’ın Yaratıcılık Dünyasına Dair Derin Bir İzlenim: Festival Serüveninde Bir Kitabın Rüyası

featured

Gazeteci Aslı Atasoy’dan Sanat Dünyasına Dair Derin Bir Bakış: “Kitabın Rüyası” Belgeseli

Sanat ve kültür alanında çok yönlü ve özgün çalışmalarıyla tanınan Gazeteci Aslı Atasoy, özellikle Birol Bayram’ın sanat anlayışını ve üretim dünyasını yansıtan “Kitabın Rüyası” adlı belgesel ile dikkatleri üzerine çekti. Bu belgesel, Mayıs ayının sonunda Atlas Sineması’nda gerçekleştirilen özel gösterimiyle ilk kez izleyiciyle buluştu ve şimdi ise uluslararası festival yolculuğuna hazırlanıyor. İçeriğinde, ünlü yazarlar, sanatçılar ve eleştirmenlerin görüşleriyle zenginleşen bu yapımda, Birol Bayram’ın kariyerine ve sanatına dair derin bir portre çiziliyor. Ahmet Ümit, Zeynep Atakan, Yekta Kopan, Mehmet Y. Yılmaz, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Horasan, Selçuk Altun, Sevengül Sönmez ve Gamze Varım gibi önemli isimlerin katkılarıyla, Atasoy’un da görüşleriyle şekillenen bu belgesel, kültürel hafızanın ve kolektif belleğin inşasında önemli bir adım niteliğinde.

  • Bu belgesel fikri nasıl doğdu? Nasıl gelişti?

Sanat ve kültürün derinliklerinde gizli kalan hikâyeleri ve kişisel anlatıları ortaya çıkarmak, genellikle sabır ve özen gerektirir. “Kitabın Rüyası” da bu anlayışın bir sonucu olarak ortaya çıktı. Geçen yıl, hazırladığım “Gırgır Dosyası” projesi kapsamında Birol Bayram’la tanıştım ve onunla yaptığımız sohbetler, beni yeni bir yolculuğa sürükledi. Bayram’ın son 26 yılda büyük bir yayınevinin görsel yönetmeni olarak 6 bin kitap kapağı tasarlaması, beni derinden etkiledi. Bu sayı, yalnızca bir istatistik değil; kültürel hafızanın ve kolektif belleğin görünmez, ama derin izler taşıyan parmak izleri gibi, bir dünya rekorunu temsil ediyordu. Yapay zekâ algoritmalarıyla yapılan analizler, yaklaşık 63 milyon kişinin onun tasarımını yaptığı kitapları okuduğunu ve neredeyse her evde onun imzasını taşıyan bir kitabın bulunduğunu ortaya koydu. Bu görünmez ve geniş çaplı kültürel arşivi görünür kılma arzusu, belgesel fikrinin temelini oluşturdu.

“Kolektif Hafıza” ve Çok Boyutlu Perspektifler

  • Belgeselde dört yazar, bir film yapımcısı, bir karikatürist, bir ressam, bir reklamcı ve iki editörün görüşleri yer alıyor. Bu geniş ve zengin yelpazeyi nasıl oluşturdunuz?

Bu çeşitlilik, belgeselin zenginliğini ve derinliğini artırmak amacıyla özenle seçildi. Her biri kendi alanında farklı perspektifler sunan bu isimler, kültürel üretimin ve sanatın farklı katmanlarını temsil ediyor. Bu çeşitlilik, izleyicinin yalnızca tek bir açıdan değil, çok boyutlu ve bütünsel bir bakış açısıyla sanat ve kültür dünyasını anlamasına olanak tanıyor. Bir yazarın kelimeleri, bir ressamın renkleri, bir film yapımcısının anlatısı, hepsi bir araya gelerek, kolektif hafızanın ve kültürel kodların iç içe geçtiği zengin bir anlatı oluşturuyor.

İzleyicide Yaratmayı Hedeflediğimiz Etki

  • Belgeselin izleyicide nasıl bir etki yaratmasını umuyorsunuz?

İzleyicinin, içsel bir keşif ve düşünsel bir yolculuğa çıkmasını amaçlıyoruz. Bu belgesel, sadece bir sanat portresi değil; aynı zamanda, kültürel hafızanın, kolektif bilinç ve bilinçaltının, ve görsel anlatıların güçlendirici ve dönüştürücü etkisini ortaya koyan bir yapıt olmayı hedefliyor. Her izleyici, kendi yaşam deneyimleriyle paralel bir şekilde, bu kolektif hafızanın ve kültürel kodların anlamını yeniden sorgulayabilir. Ayrıca, sanatın ve kültürün toplumsal hafızamızdaki yerini ve önemini derinlemesine kavraması açısından da katkı sağlayacaktır.

Sanatın Mekânsal ve Tematik Çeşitliliği: Dirimart’taki Yeni Sergiler

Mustafa Hulusi’nin “Dünyayı İçine Çekmek” sergisi ise Beyoğlu’nun kalbinde, Dirimart Pera’da ziyaretçilerini ağırlıyor. Bu sergi, sanatçının meyve ve çiçek motiflerini, fotogerçekçi teknikle ve özgün bir ses yerleştirmesiyle bütünleştirerek, izleyiciye doğurganlık ve arzunun cömertliği temasını sunuyor. Kişiye, arzuladıklarını sunan bu sergi, adeta bir ötedünya ve dünyeviliğin sınırlarını aşan bir deneyim vad ediyor ve 22 Haziran’a kadar sanatseverlerle buluşmaya devam edecek.

Jorinde Voigt’un “365 Mevsim” sergisi ise Dirimart Dolapdere’de, sanatçının 2023’ten günümüze ürettiği yağlıboya eserleriyle izleyiciyle buluşuyor. Bu sergi, Voigt’un pratiğinde yeni bir dönemi temsil ederek, onun algı, hareket ve varlık hallerini yansıtan, paslanmaz çelik heykeller ve büyük ölçekli resimlerle zenginleşiyor. Bir yıl boyunca deneyimlediği ve dönüştürdüğü duygular, bu sergide bir araya gelerek, duyumsal ve düşünsel bir arşiv oluşturuyor. Sergi, 29 Haziran’a kadar ziyaret edilebilir ve izleyicilere duygu ve düşünceleri harekete geçiren bir yolculuk sunuyor.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin