UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde Yer Alan Stratonikeia’da Kazı ve Restorasyon Çalışmaları Aralıksız Sürüyor
Türkiye’nin zengin kültürel mirasının önemli bir parçası olan ve UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Stratonikeia Antik Kenti, yıl boyunca devam eden kazı ve restorasyon faaliyetleriyle adeta tarih sahnesinin yeniden canlandırıldığı bir merkez haline gelmiştir. Bu büyük ve çok katmanlı kent, Helenistik dönemden Osmanlı’ya uzanan geniş bir zaman dilimini kapsayan yapılarıyla, tarih ve arkeoloji meraklılarına eşsiz bir keşif alanı sunmaktadır.
Her kazı sezonunda, yeni buluntular ve detaylar ortaya çıkarılırken, uzmanlar ve kazı ekibi, kentin derinliklerindeki gizemi aydınlatmaya devam ediyor. Bu çalışmalar, sadece arkeolojik kazıların ötesinde, tarihi yapıların titizlikle onarımı ve korunmasıyla da bütünleşiyor. Bu sayede, hem geçmişin izleri gün yüzüne çıkartılıyor hem de gelecek nesillere aktarılmak üzere sağlam temeller üzerine inşa ediliyor.
Agorada Gerçekleşen Büyük Keşif: Lahti ve Heykel Kalıntıları
Stratonikeia ve Lagina Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, yaptığı açıklamada, bölgenin en önemli ve en özgün buluntularından biri olan yeni lahdin ortaya çıkarıldığını belirtti. Bu lahtin, kentteki lahit koleksiyonunun en görkemli örneklerinden biri olduğunu vurgulayan Prof. Söğüt, detaylara dikkat çekti: “Köşelerdeki koç başları ve ortadaki eros figürleri, aynı zamanda boğa başlarıyla dikkat çekiyor. Bu mezar yapısındaki figürler, dönemin sanatsal ve kültürel zenginliğini yansıtan benzersiz unsurlardır.”
Prof. Söğüt, ayrıca lahdin üzerindeki süslemelerin ve figürlerin, dönemin görkemli yaşam tarzını, dini inançları ve toplumsal yapıyı anlatmada önemli birer kaynak olduğunu ifade etti. Özellikle köşelerdeki koç başları ve etrafındaki betimlemeler, bitki motifleri, üzüm, nar, haşhaş ve asma yaprakları gibi detaylar, dönemin zenginliğinin ve estetik anlayışının somut örnekleridir.
Geçmişin İzleri ve Kazıların Önemi
Prof. Söğüt, kazı çalışmalarının devam ettiğini ve her yeni buluntunun, tarih bilimine yeni bir kapı araladığını belirtti. “Her kazma, yeni bir umut ve yeni bir keşif anlamına geliyor. Bu lahit ve benzeri diğer eserler, yaklaşık 2000 yıl öncesinin ihtişamını ve sanatını net bir şekilde gözler önüne seriyor.” diyerek, kazıların önemi ve tarihi eserlerin korunmasının gerekliliğine vurgu yaptı. Bu çalışmalar, sadece bir kazı değil, aynı zamanda geçmişin dilini ve sanatını anlamaya yönelik büyük bir adım olarak görülmektedir.
Sonuç olarak, Stratonikeia’da devam eden kazı ve restorasyon çalışmaları, hem bölgenin tarihini yeniden canlandırmak hem de kültürel mirasımıza sahip çıkmak adına büyük bir öneme sahiptir. Her yeni keşif, bu eşsiz kentin geçmişine ışık tutmaya devam edecek ve insanlık tarihinin bilinmeyen sayfalarını aralamaya katkıda bulunacaktır.