2019 Yılında Bursa’da Nâzım Hikmet’e Anlamlı Bir Vefa
2019 yılı, Bursa’nın tarihsel ve kültürel hafızasında özel bir yer tutan bir dönemi temsil eder. Bu yıl, yerel seçimler ve siyasi rekabetlerin gölgesinde, aynı zamanda büyük şair Nâzım Hikmet’in mirasını yaşatma ve yeni nesillere aktarma adına önemli adımlar atıldı. AKP’li mevcut belediye başkanı ve yeniden aday gösterilen Alinur Aktaş, CHP adayı Mustafa Bozbey’i sert biçimde eleştirirken, özellikle Bozbey’in memleketin kültürel ve tarihsel değerleriyle bağdaştırılan isimlere yönelik yaklaşımlarını hedef almıştı. Bu sözler, memleketin sağ siyaset geleneğinde alışıldık olan, fakat Bursa gibi kentlerde daha çok muhafazakâr ve devlet merkezli bir anlayışla şekillenen söylemlerden farklı değildi. Ancak, Aktaş bu söylemlerinin ardından kamuoyunun beklentisi doğrultusunda özür dileyerek, uzlaşmacı bir tavır sergilemişti. Zaman geçtikçe, iki adayın rekabeti yeni bir boyut kazandı ve 2024 yerel seçimlerinde Mustafa Bozbey, yaklaşık yüzde dokuzluk farkla Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildi. Bu seçim zaferi, sadece bir siyasi başarı değil, aynı zamanda Bursa’nın kültürel hafızasında derin bir iz bırakan bir dönüm noktası oldu.
Bozbey’in, Nâzım Hikmet’in ölüm yıl dönümüne denk gelen haziran ayında, şairin anısını yaşatmak amacıyla Bursa’da “Nâzım Hikmet Yılı” ilan edilmesine öncülük etmesi, bu yılın en önemli kültürel etkinliği olarak öne çıktı. Bu kapsamda, şairin eserleri çeşitli sanat dallarında yeniden hayat buldu. Ünlü oyuncular tarafından okunan şiirler, sahnelenen oyunlar, müzik dinletileri ve çeşitli atölyeler bu özel yıl boyunca kültür merkezlerinin vitrinlerini süsledi. Bu etkinlikler, Bursa’nın kendine özgü kültürel ortamında, Nâzım Hikmet’in insani ve entelektüel yönlerinin yeniden hatırlanmasına vesile oldu.
Güneşin Sofrasında Nâzım Hikmet Sempozyumu ve Murathan Mungan’ın Anlatımı
Yılın kapanışını simgeleyen ve büyük bir anlam taşıyan “Güneşin Sofrasında Nâzım Hikmet Sempozyumu”, 2023 yılının son günlerinde Tayyare Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Bu sempozyum, şairin hapishane yıllarının geçtiği Bursa’da, onun yaşamını ve eserlerini çok boyutlu bir biçimde ele almayı amaçlayan entelektüel bir platform oldu. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan ve sempozyuma ayrı bir derinlik katan Murathan Mungan, uzun ve etkileyici bir metinle, Nâzım Hikmet’in çok yönlü kişiliğini ve edebi mirasını gözler önüne serdi. Mungan’ın detaylı ve duygusal anlatımı, katılımcılar tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı ve sık sık alkışlandı.
Sempozyumda, Nâzım Hikmet’in şiirlerinin içeriği ve biçimi, destanları, “kadın ve aşk” temaları, tiyatro, sinema ve roman alanındaki eserleri detaylı şekilde tartışıldı. Ayrıca, şairin yaşamındaki bilinmeyen yönleri, özel anıları ve siyasi duruşu da akademik bir titizlikle incelendi. Programın sonunda, bu yıl ilk kez düzenlenen “Nâzım Hikmet Şiir Ödülü” sahiplerini buldu. Hüseyin Ferhad’ın “Aşktır, Nerede Görsem Tanırım Onu” adlı eseri, bu prestijli ödüle layık görüldü ve böylece şairin anılarına yakışır bir kutlama gerçekleştirildi.
İki Sergi ile Nâzım Hikmet’e Saygı ve Anma
Nâzım Hikmet’in hayatını ve eserlerini anmak amacıyla düzenlenen “Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim” sergisi, Bursa’da uzun yıllardır kültür sanat alanında öne çıkan Nilüfer Belediyesi’nin organizasyonuyla hayata geçirildi. Projenin genel koordinatörlüğünü Şafak Baba Pala üstlenirken, proje danışmanlığı ise sanat ve tasarım alanında tanınmış isimlerden Atilla Birkiye’ye ait. Bu sergi, henüz sona ermeyip, 9 Eylül’e kadar sürecek şekilde planlandı ve iki farklı mekânda ziyaretçilere kapılarını açtı.
Bir yanda, Şefik Bursalı Sanat Galerisi’nde, Nâzım Hikmet’in yaşam öyküsü ve gençlik yıllarından itibaren çekilmiş fotoğraflar, belgesel içerikleri ve kronolojik detaylar yer alırken; diğer yanda Tayyare Kültür Merkezi’nde, sanatçıların Nâzım Hikmet’e ithafen ürettikleri resim ve heykeller sergileniyor. Bu ikinci sergi, Murat Germen, Neslihan Pala, Sezai Özdemir, Savaş Çekiç ve Ayşe Yaltırım gibi çağdaş sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapıyor. Her iki sergi de, ziyaretçilerine hem görsel hem de duygusal anlamda zengin bir deneyim sunmayı amaçlıyor ve 9 Eylül’e kadar açık kalacak. Bu etkinlikler, Bursa’nın kültürel zenginliğine ve Nâzım Hikmet’in evrensel değerlerine verdiği önemi bir kez daha gözler önüne seriyor.
