Özgürlük Arayışı ve Kadın Dayanışması
Çalışma ve özel hayatımda ne istediğimi bilmeden, başkalarına hoş görünmek ve onların beğenisini kazanmak adına sayısız fedakârlık yaptım. Bu süreçte yanlış yolda olduğumu zamanla anladım. İnsanın, kendisi gibi olması ve her zaman, her yerde aynı şekilde davranabilmesi en büyük özgürlüktür. Sevgilimden ayrıldıktan sonra kadın arkadaşlarımla yaşamaya başladım; bu süreçte ataerkil bakış açısının ortadan kalktığını ve fiziksel anlamda büyük bir rahatlama yaşadığımı fark ettim. Birlikte düşlerimizi, travmalarımızı, isteklerimizi ve ataerkil baskının etkilerini tartıştık, bu deneyim benim için son derece öğretici oldu.
Bu rahatlatıcı deneyim ışığında film yapmaya karar veren Noémie Merlant, Céline Sciamma’nın yazıp yönettiği romantik dram “Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi”nde (2019) rol aldı. Merlant, hemen ardından Sciamma’dan senaryo yazımı konusunda yardım istedi. Marsilya’nın sıcak yaz günleri, yazmak isteyen Nicole’un ilk romanını kaleme alması için çevrimiçi edebiyat dersleri almasına vesile olurken, bir yandan da karizmatik erkek komşusunu gizlice gözlemlemektedir. Ruby ise internette erotik şovlar yaparak hayatını kazanmakta; Elise ise toksik evliliğinden bıkarak, avukat kocası Paul’den kaçıp arkadaşlarının yanında yaşamaya karar vermektedir. Üç kadın, birlikte mutlu anlar paylaşırken, Nicole’ün Brad adlı sevimli köpeğiyle vakit geçirirler ve derin sohbetler ederler. Gecenin ilerleyen saatlerinde, yakışıklı komşudan gelen bir mesaj, onları içki içmeye davet eder ve bu davet, başka bir dünyanın kapılarını aralar.
Samimiyetin Simgesi: Balkon
Balkon, kadınlar arasındaki samimiyeti ve yakınlığı simgeleyen bir köprü vazifesi görmektedir; dairelerinde özgürce yaşamakta ve kendileri gibi olmanın tadını çıkarmaktadırlar. Ancak sokak ve cadde, kamu alanını temsil eder ve bu özgürlüğü, sınırsızlığı deneyimlemek isteyen kadınlar için erkeklere tanınan birçok şeyin yasak olduğu bir alan haline gelir. Yönetmen, gerçek özgürlüğü anlatmak için sınırları aşarak görüntüleri çarpıtır, bulanıklaştırır ve kameranın sürekli hareket etmesini sağlamakla kadınların ruh halini yansıtır. Emerald Fennell’in “Promising Young Woman” (Yetenekli Genç Kadın/2020) filminde olduğu gibi, Merlant da mizah ve aşırı soyut anlatımla cinsiyet ayrımcılığını ve cinsel şiddeti çarpıcı bir biçimde sergiler.
Alfred Hitchcock’un “Rear Window” (Arka Pencere/1954), Jean-Marie Poiré’nin “Le Père Noel est une ordure” (Noel Baba Bir Çöptür/1982), Pedro Almodovar’ın “Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar” (1982) ve Quentin Tarantino’nun “Death Proof” (Ölüm Geçirmez/2007) gibi filmlerden etkilenmiş olan Merlant, evlilikteki taciz ve jinekoloji muayenesi gibi gündelik yaşamda sıkça karşılaşılan şiddeti de vurgular. Bu bağlamda, kadın dostluğu, dayanışması ve kız kardeşlik temalarına odaklanmaktadır.
Feminist Akımın Yükselişi
Fransa’da son yıllarda yükselen feminist akım, birçok kadın yönetmenin benzer temalarda filmler üretmesine olanak tanımıştır. Julia Ducournau, “Grave” (Mezar/2016) adlı ilk filminin ardından “Titane”la (2021) Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Ödülü’nü kazanmıştır. Audrey Diwan ise “Happening” (Kürtaj/2021) ile Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan ödülünü elde etmiştir. Coralie Fargeat, “Revenge” (İntikam/2017) adlı kanlı yapımının ardından korku komedisi “The Substance” (Cevher/2024) ile Altın Küre’de en iyi film ve kadın oyuncu ödüllerini, Cannes’da ise en iyi senaryo ödülünü almıştır.
“Balkondaki Kadınlar”, şiddet ile özgürlük ve kurtuluş arasındaki gri bölgeyi ince bir çizgiyle ayırırken, kadın oyuncuların performansları da son derece başarılıdır. Ruby karakterini canlandıran Sohelia Yacoub, Nicole rolündeki Sanda Codreanu ve Elise’deki Noémie Merlant, izleyiciyi etkileyen performanslarıyla dikkat çekmektedir. Ayrıca, Magnani karakterini canlandıran Lucas Bravo, “Emily Paris’te” adlı televizyon dizisinden tanıdığımız bir isimdir.
