Sergiyle Sanatın ve Kimliğin Derinliklerine Yolculuk: Baykam ve ‘Les Demoiselles d’Avignon’ Üzerine Düşünceler
Sergi, çağdaş sanatın ikonik eserlerinden olan Picasso’nun “Les Demoiselles d’Avignon” tablosu etrafında şekillenerek, izleyiciyi algı, kimlik ve güç ilişkileri üzerine derinlemesine bir düşünceye davet ediyor. Baykam’ın özgün anlatım dili ile geliştirdiği bu sergi, klasik sanat kurgularını sorgulayan ve dönüştüren bir söylemle, izleyiciyi durağanlıktan uzak, sürekli değişen ve yenilenen bir algı deneyimine zorluyor.
Sanatçının, kadın bedeni teması üzerinden kurduğu modernist bakış açısını, post-oryantalist bir perspektifle yeniden ele alması, Batı merkezli estetik ve kültürel kodlara meydan okuyan bir duruş sergiliyor. Bu yaklaşım, klasik temsillerin ötesine geçerek, kadın bedeninin erotize edilmiş imgelerinin ötesinde, güç ve kimlik sorgulamalarını beraberinde getiriyor.
Sergide kullanılan kolajlar, transparan yüzeyler, lentiküler yapılar ve serbest fırça darbeleri gibi çok katmanlı anlatım teknikleri, sanatın çok boyutlu ve çok katmanlı doğasını vurguluyor. İzleyici, yüzü gizlenmiş veya kimliği belirsiz figürlerin karşısında, sanatın ve toplumun kadın temsiline dair alışılmış kalıplarını sorgulamaya teşvik ediliyor. Bu eserler, izleyicinin bakışını ve sanat tarihindeki kadın temsiline dair kabulleri yeniden şekillendiriyor.
Sergi, sanatın dönüştürücü gücü ile algı, kimlik ve güç ilişkilerinin sürekli değişen ve gelişen dinamiklerini hatırlatma amacı taşıyor. Baykam’ın 1980’lerden itibaren geliştirdiği parçalı anlatım dili ile ortaya çıkan eserler, çağdaş sanatın sınırlarını zorlayarak, izleyiciyi aktif bir katılımcıya dönüştürmeyi amaçlıyor.
Sanatçının Kişisel Anlatımı ve Serbest Yaratım Süreci
Baykam, sergi hakkında yaptığı açıklamada şunları dile getiriyor: “Birbirinden farklı tekniklerle, serbest fırça darbeleri, kolajlar ve lentiküler yüzeylerle oluşturduğum Demoiselles serisi, benim kariyerimde özel bir öneme sahip. Bu yapıtlar, benim için hem bir içsel yolculuğun hem de sanatsal ifadenin en özgün örnekleridir.”
“Les Demoiselles Revisited” serisi, kendi içinde bir Paris efsanesi barındırıyor. Dönemler arası geçişler ve farklı kültürel referansların iç içe geçtiği bu çalışmalar, sanatçının kişisel tarihinin ve sanat anlayışının zenginliğini yansıtıyor. Baykam, Avinyo sokağının randevu evi ve İstanbul’daki Varol gibi yerlerin yanı sıra, 60 yıl önce Paris’teki Madame Claude’un randevu evi
Sanatçı, bu referansların kendisi için ne ifade ettiğini anlatırken, “Yanlış anlamayın, Madame Claude’un kızlarına hiç uğramışlığım yok!” diyerek mizahi bir dil kullanıyor. Ancak, bu mekanlar ve anılar onun için, sanat ve yaşamın sınırlarını aşan bir ilham kaynağı olarak büyük bir anlam taşıyor. Baykam, “Her gün taze, her gün genç ve sonsuza dek öyle kalacaklar” diyerek, bu gençlik ve tazelik duygusunun, sanatın ve yaşamın sürekliliğine olan inancını vurguluyor. Modernlik ve zamansızlık kavramlarını iç içe geçiren bu çalışmalar, sanatın ebedi gençlik ve canlılık kaynağını temsil ediyor.