Kutsal İncir Ağacının Anlamı: Hayat ve Ölüm Arasında Bir Dönüşüm
“Kutsal incir ağacı alışılmadık bir yaşam döngüsüne sahiptir. Kuş dışkılarında yaşayan tohumları öteki ağaçların üzerine düşer. Hava alan kökleri yukarı doğru fışkırır ve yere doğru büyür. Daha sonra dalları konakçı ağacın etrafına bir boa yılanı gibi sımsıkı sarılır ve onu boğup öldürür. Sonunda kutsal incir ağacı tek başına ayakta durur.” Bu çarpıcı metafor ile filmi başlatan yönetmen Mohammad Rasoulof, izleyicileri derin düşüncelere sevk ediyor. Kurgu ve metaforik anlatımın yanı sıra belgesel görüntülerle de zenginleştirdiği yapıtlarıyla tanıdığımız Rasoulof, 2002 yılından beri İran sinemasının önemli bir figürü olmuştur. “Alacakaranlık”, “Demir Ada”, “Elveda”, “El Yazmaları Yanmaz”, “Dürüstlük Adamı” ve “Kötülük Yok” gibi filmleriyle İran rejimini cesurca eleştiren yönetmen, son çalışması Kutsal İncirin Tohumu ile Cannes Film Festivali’nde jüri özel ödülünü kazanmış ve Almanya’nın Oscar adayı olmuştur.
Hapisteki Umut ve Direniş
8 Mayıs 2024 tarihinde, yönetmenin avukatı idam cezasının kaldırıldığını; ancak sekiz yıllık hapis, kırbaçlama ve mal varlığına el konmasının sürdüğünü açıkladı. Üç gün sonra Cannes, Kutsal İncirin Tohumu’nu yarışma bölümüne alarak önemli bir adım attı. Rasoulof, Tahran’dan çoktan ayrılmıştı. “Sekiz yıllık hapsi öğrendikten sonra Tahran’ı terk etmeye karar verdim. ‘Kadın Yaşam-Özgürlük’ hareketi başladığında hapisteydim. İçeride bu ayaklanmayı izlemek benzersiz bir deneyimdi.” diyen Rasoulof, Tahran’da başörtüsünü uygun takmadığı için ahlaki güvenlik polisince tutuklanan ve gözaltındayken polis tarafından öldürülen Mahsa Amani’nin ülkeyi ayağa kaldıran olayları anlatan İman ve ailesinin öyküsünü etkileyici ve gerçekçi bir dille yansıtıyor.
İman’ın İçsel Çatışması
20 yıllık terfisini ve konforlu bir yaşamı bekleyen İman, sorgu hâkimliğinin içeriğini öğrenince vicdan azabı duymaya başlar. Savcının emriyle dosyaları incelemeden idam cezalarını imzalayacaktır. Babalarının ne yaptığından habersiz olan kızları Rezvan ve Sana, protestoları sosyal medyadan izlemektedirler. İman ise kendisini giderek paranoid bir sarmalın içerisinde bulur. Teokratik sistemin bilincinde olan cahilliğinin konforuna kapılarak, diktatörlüğün ve toksik erkekliğin besin zincirine katılır.
Gizli Çekim ve Sinema Üzerine Düşünceler
Filmin çekimi, İran’da gizlice gerçekleştirilmiştir. Ulusal güvenliği bozma gerekçesiyle sekiz yıl hapis cezası alan Rasoulof, zorlu şartlar altında İran’dan kaçmayı başarmıştır. Politik sosyal dram, polisiye ve gerilim unsurlarını harmanlayan bu film, hapisteyken tasarlanmış ve başkaldırının aile içindeki etkilerini vurgular. Filmin ilk uzun yarısı, kapalı mekânlarda geçen diyaloglar ile şekillenirken, finale doğru aile doğaya çıkıp hesaplaşmaya başlar. Goya’nın “Çocuklarını Yiyen Satürn” tablosundaki korkunç sahne, Shining filmindeki yazar Jack Torrance‘ın ailesini avlaması gibi, İman da labirent harabelerde ailesini kovalar.
İran Toplumunun Yansımaları
İman ve ailesi, İran toplumunun mikroskobik bir yansımasından başka bir şey değildir. İran’daki tüm kaosu yansıtan, Almanya-Fransa ortak yapımı Kutsal İncirin Tohumu, Missagh Zareh, Soheila Golestani, Mahsa Rostami ve Setareh Maleki gibi yetenekli oyuncularla hayat buluyor. Bu film, sadece bir sinema eseri değil, aynı zamanda bir direniş ve umut hikayesidir.