Mukbang Akımının Türkiye’deki Yansımaları
Son yıllarda özellikle Uzak Doğu ülkelerinde popüler hale gelen “Mukbang” akımı, Türkiye’de de etkisini göstermeye başladı. Sosyal medya platformları aracılığıyla içerik üreten farklı yaş gruplarından kullanıcılar, sağlıksız yiyecekleri tüketerek bu anları kaydediyor ve geniş takipçi kitleleriyle paylaşıyor. Ancak, bu akımın halk sağlığı açısından tehdit oluşturduğuna dair endişeler artmakta. Bazı içerik üreticileri, günler öncesinden kendilerini aç bırakmakta ya da bağırsak boşaltıcı ilaçlar kullanarak bu içerikleri oluşturuyor.
Uzmanlar, bu tür yöntemlerin beden ve metabolizma üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini ve uzun vadede kronik hastalıklara zemin hazırlayabileceğini vurguluyor. Özellikle 10-19 yaş grubundaki izleyicilerin, bu içeriklerin etkisiyle yeme hazzının tetiklendiğine ve bunun çeşitli yeme bozukluklarına yol açabileceğine dikkat çekiliyor. Erken yaşta obezite riskiyle karşı karşıya kalan gençlerin, ilerleyen dönemlerde kronik hastalıklarla mücadele etmek zorunda kalabilecekleri belirtiliyor.
Sosyal Medya Düzenlemeleri Öneriliyor
Ruh Sağlığı Derneği Başkan Yardımcısı ve Uzman Klinik Psikolog Ebru Demirköz, bu akımda bilinçli medya tüketiminin önemine değinerek, ebeveynlerin çocuklarıyla sağlıklı beslenme konusunu konuşmaları gerektiğini ifade etti. Demirköz, “Medya okuryazarlığını teşvik etmek ve bu tür içeriklerin gerçekliğini sorgulamaya yönlendirmek oldukça kritik. Ayrıca, sosyal medya platformlarının bu tür içeriklere yönelik düzenlemeler yapması, halk sağlığını korumak adına önemli bir adım olabilir.” dedi.
Demirköz, bu tarz akımların başlangıçta eğlence amaçlı olduğunu, ancak zamanla içerik üreticileri ve izleyiciler için ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguladı. Ruh Sağlığı Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Melis Öksüz, bu tür videoların psikolojik açıdan olumsuz etkilerini de gözler önüne serdi.
Yeme Bozuklukları ve Psikolojik Etkiler
Öksüz, “Kişi günlük yaşamında karşılaştığı stres, kaygı veya üzüntü gibi duyguları aşırı yemek yiyerek telafi etme yoluna gidebilir. Bu anlık rahatlama, uzun vadede yeme bozukluklarına yol açabilir. Mukbang videoları, izleyicilere aşırı yemek yemenin normal bir davranış olduğu izlenimini verebilir. Bu durum, kişilerin yeme alışkanlıklarını sorgulamalarına veya aşırı yeme eğilimlerine kapılmalarına neden olabilir. Sonuç olarak, izleyicilerde beden algısı bozuklukları (dismorfofobi) gelişebilir.” şeklinde konuştu.
Sağlıksız Beslenme ve Normalleşme
Bakırköy İlçe Sağlık Müdürlüğü Ergen Danışma Birimi’nde görevli diyetisyen Özlem Çiçek, bu tür görüntülerin tehlikesinin aşırı yağlı yemeklerin tüketimi olduğunu belirtti. Yemek yerken ve paket gıdalar açılırken çıkan seslerin kaydedildiğini dile getiren Çiçek, “İnsanlar, bu videolarda duydukları haz verici seslerle yemek yeme bakış açılarını değiştiriyorlar. Bu tür içerikler, hızlı yemek yeme alışkanlığını yaygınlaştırarak sindirim problemlerine yol açabiliyor. Ayrıca, aşırı yağlı gıda tüketimi obezite riskini artırıyor.” diye konuştu.
Çiçek, 10-19 yaş arasındaki gençlere sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması gerektiğini, bu tür içeriklerden çocukları korumanın büyük önem taşıdığını vurguladı. Çocukların bu görüntüleri doğru kabul edebileceğine dikkat çeken Çiçek, “Medya okuryazarlığı dersleri verilmesi faydalı olabilir. Bu videolar, gerçekçiliğin yanlış bir temsiline dayanıyor. Bazı içerik üreticileri, bu videoları çekebilmek için bir gün önceden yemek yemiyorlar. Çocuklarımızı bu konuda uyarmalı ve onlarla sağlıklı bir iletişim kurmalıyız.” ifadelerini kullandı.
Yeme Bozukluklarının Tetiklenmesi
Bakırköy İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde görevli diyetisyen Emel Özalp Şahin, Mukbang akımına dahil olan içerik üreticilerinin de tehlike altında olduğunu, kendi sağlıklarına ciddi zararlar verdiklerini belirtti. Şahin, “Mukbang videolarında aşırı yağlı, baharatlı ve karbonhidratlı besinlerin tüketilmesi izletilmekte. İzleyiciler, bu kadar kısa sürede bu kadar fazla yiyeceğin tüketilemeyeceğini bilseler bile etkileniyorlar. Aşırı sağlıksız beslenme mideyi genişletmekte ve obeziteye yol açmaktadır.” dedi.
Özalp Şahin, bu tür videoların yeme bozukluğu yaşayan bireylerin durumlarını daha da kötüleştirebileceğini vurguladı. Bu nedenle, hem içerik üreticilerinin hem de izleyicilerin bu tür içeriklere karşı dikkatli olmaları gerektiği önemle belirtilmektedir.