Kalp-Damar Hastalıkları ve Krizleri
Kalp-damar hastalıkları ve kalp krizleri, günümüz dünyasında giderek artan sağlık sorunları arasında önemli bir yer tutmaktadır. Yanlış beslenme alışkanlıkları, aşırı stres, hareketsiz yaşam tarzı, sigara ve alkol tüketimi gibi zararlı alışkanlıklar, kalp sağlığını ciddi şekilde tehdit eden faktörlerdir. Kalp krizlerinin neredeyse %50’si, bireyler 50 yaşına gelmeden önce yaşanmakta ve bu vakaların %25’i 40 yaşın altında meydana gelmektedir. Özellikle 45 yaş üstü bireylerde kardiyovasküler hastalıkların yaygınlığı oldukça yüksektir.
Dünya genelinde her yıl yaklaşık 18 milyon kişi, kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), kalp damar hastalıklarını ölümler ve engellilik ile ilgili en büyük neden olarak rapor etmektedir. Türkiye’de ise, 2023 yılı itibarıyla ölümlerin yaklaşık %33,4’ü kalp-damar hastalıklarından kaynaklanmaktadır.
Kalp Krizinin Belirtileri
Kalp krizinin en yaygın belirtilerinden biri, göğüs bölgesinde hissedilen ağrıdır. Bu ağrı, genellikle baskı ve ağırlık hissi şeklinde olup, göğüs kafesinin içine oturmuş gibi bir duygu yaratabilir. Ağrı bazen sol kola, boyna, omuzlara, sırta ve karına yayılabilir. Diğer belirtiler arasında:
- Baş dönmesi
- Mide bulantısı
- Nefes darlığı
- Kolay yorulma
- Kalp ritim bozuklukları
Bu belirtiler kişiden kişiye farklılık gösterebilir; özellikle kadınlarda kalp krizi belirtileri genellikle daha az belirgin olabilmektedir.
Kalp Sağlığını Koruma Yöntemleri
Kalp sağlığını korumak için sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları benimsemek kritik bir öneme sahiptir. Aşağıdaki öneriler, kalp sağlığını desteklemek amacıyla dikkate alınmalıdır:
- Dengeli ve sağlıklı beslenme
- Stres yönetimi
- Sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklardan kaçınma
- Düzenli egzersiz yapma
Ayrıca, bazı alışkanlıklar kalp sağlığını olumsuz etkileyerek kalp krizini tetikleyebilir. Bunların başında uykusuzluk ve sabahları yapılan yoğun egzersizler gelmektedir.
Kalp Krizi Sabah Saatlerinde Daha Yaygın
Uzmanlar, kalp krizinin genellikle sabah saatlerinde meydana geldiğini belirtmektedir. Harvard Tıp Okulu’nda gerçekleştirilen bir araştırma, sabah saatlerinde geçirilen kalp krizlerinin, günün ilerleyen saatlerinde yaşananlardan %20 daha fazla kalp dokusu ölümüne yol açtığını ortaya koymuştur. Sabah saatlerinde, vücutta kalp krizine yol açabilen kan pıhtılarını önleyen hücrelerin daha az olması, bu durumun riskini artırmaktadır.
Uzmanlar, sabahları yapılan yoğun egzersizlerin kalp krizine neden olabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Bu durum, özellikle stres altında olan, yeterince uyumayan veya susuz kalan bireyler için daha büyük bir risk oluşturabilir. Profesör Srinath Reddy, sabah egzersizinin ertelenmesi gerektiğini ve kaliteli bir gece uykusunun kalp sağlığını korumada önemli bir rol oynadığını vurgulamaktadır. Ayrıca, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), her gece 7 saatten az uyuyan kişilerin kalp sağlığı açısından daha yüksek risk altında olduğunu belirtmektedir.