Rahim Ağzı Kanseri ve HPV: Ciddi Bir Tehdit
Rahim ağzı kanseri, dünya genelinde 45 yaş altındaki kadınlar arasında en sık görülen ikinci kanser türü olarak dikkat çekmektedir. Ülkemizde de Human Papilloma Virüsü (HPV) kaynaklı rahim ağzı kanseri vakalarında belirgin bir artış gözlemlenmektedir. Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Ünal, bu hayati konuyla ilgili önemli bilgiler paylaşarak, hastalığın ciddiyetine vurgu yapmaktadır.
Risk Faktörleri
Rahim ağzı kanserinin oluşumunda birçok risk faktörü bulunmaktadır. Bunlar arasında:
- Çok eşlilik: Birden fazla cinsel partnerle olan ilişki, HPV’ye yakalanma riskini artırır.
- Erken yaşta cinsel yaşama başlama: Cinsel ilişkiye ne kadar erken başlanırsa, HPV’ye yakalanma olasılığı o kadar artar.
- Fazla doğum yapmış olmak: Çok sayıda doğum yapmış kadınlar için risk daha yüksektir.
- Uzun süre doğum kontrol hapı kullanımı: Bu durum, rahim ağzı kanseri riskini artıran bir faktördür.
- Sigara alışkanlığı: Sigara içen kadınlar, bu hastalığa daha yatkındır.
HPV Aşısının Önemi
HPV aşısı, yalnızca kadınlar için değil, erkekler için de büyük bir önem arz etmektedir. Avustralya gibi bazı ülkelerde, bu aşılar devlet politikası olarak uygulanmaktadır. Çünkü HPV, erkekten kadına ve kadından erkeğe bulaşabilen bir virüstür. Bu nedenle, HPV’nin sadece rahim ağzı kanserine yol açacağı düşünülmemelidir; erkeklerde de penis kanseri riskini artırabilir.
Prof. Dr. Orhan Ünal, “HPV aşısı, erkekleri bu riskten korumanın yanı sıra, hem kadın hem de erkeklerde baş-boyun kanserlerine karşı da koruyuculuk sağlar.” diyerek aşılamanın gerekliliğini vurgulamaktadır. Erkeklerin de aşılanması, hem kendi sağlıklarını korumaları hem de kadınlara virüs bulaştırmamaları açısından son derece önemlidir.
Taramaların Önemi
Son yapılan istatistikler, rahim ağzı kanserinin Türkiye’de en sık görülen kanserler arasında yer aldığını göstermektedir. Ülkemizde her yıl yaklaşık 1500 kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Bu nedenle, tarama işlemleri son derece önemlidir. Bazı ülkelerde, taramaların artması sonucunda vakalarda belirgin bir düşüş gözlemlenmiştir.
Taramaların amacı, vajinal smear testi ile kansere neden olan HPV tiplerinin belirlenmesi, kolposkopik muayene yapılması ve gerekirse biyopsi alınarak kanser öncesi lezyonların saptanmasıdır.
Aşılama ve Koruyuculuğun Artışı
Rahim ağzı kanserinden korunmanın en etkili yolu HPV aşısı yaptırmaktır. Mevcut aşılar, hastalığın en sık görülen 9 tipine karşı yüksek oranda koruma sağlamaktadır. Aşılama, 9 yaşından 26 yaşına kadar yapılabilir. 9-11 yaşları arasında hem kız hem erkeklerde aşılamaya başlanabilir. 15 yaşına kadar 2 doz, 15-26 yaş arasında ise 3 doz (0, 2 ve 6 ay aralığında) önerilmektedir. 26 yaşından 46 yaşına kadar aşı olma imkanı bulunsa da, koruyuculuk oranı erken yaşlarda daha yüksektir.
Ayrıca, daha önce 4’lü tip aşı yaptıranlar, aşılama işleminin üzerinden bir buçuk yıl geçtikten sonra 9’lu tip aşıyı da yaptırabilirler.
Düzenli Kontrollerin Önemi
Aşı yaptırmış olsalar bile, bireylerin rahim ağzı kanseri taramalarına devam etmesi gerekmektedir. Nasıl ki Covid-19 aşısı olan kişiler, maske ve mesafe kurallarına devam ediyorsa, HPV aşısı sonrasında da taramalara devam edilmelidir. Düşük riskli HPV tiplerinde kanser oranları daha düşük olsa da, bu riske karşı düzenli taramalar büyük önem taşımaktadır.
Dikkat Edilmesi Gereken Belirtiler
Rahim ağzı kanseri belirtileri arasında en yaygın görüleni vajinal kanamadır. Bu kanama, adet dönemleri dışında, cinsel ilişkiden sonra veya menopoz sonrası dönemlerde görülebilir. Diğer sık karşılaşılan belirtiler arasında ise cinsel ilişki sırasında ağrı hissi, anormal aşırı vajinal akıntı ve adet döngüsünün düzensizliği bulunmaktadır. Bu belirtilerden herhangi biri görüldüğünde, bir sağlık uzmanına başvurmak hayati önem taşımaktadır.