Doktorlardan Glokom Hastalarına Özel Uyarılar

featured

Göz Tansiyonu ve Glokom: Tehlikeleri ve Önemi

Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mehmet Tayfur, göz içi basıncının yükselmesinin gözdeki optik sinirlerin zarar görmesine ve sonuç olarak görme kaybına yol açabileceğini belirtiyor. Göz tansiyonu, halk arasında karasu hastalığı ve glokom olarak bilinen bu durum, görme alanında kayıplara ve kişinin çevresini dar bir alandan görmesine neden olabiliyor. Bu sebeple, göz tansiyonunun düzenli olarak izlenmesi son derece önemlidir.

Op. Dr. Tayfur: Kortizon İçeren İlaçların Uzun Süreli Kullanımı Glokom Riskini Artırabilir

Glokomun her yaşta görülebilen bir hastalık olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Mehmet Tayfur, özellikle 40 yaş ve sonrasında daha yaygın şekilde görüldüğünü vurguladı. Şeker hastalığı (diyabet), hipertansiyon (yüksek tansiyon) ve migren gibi sağlık sorunlarına sahip kişilerin yanı sıra, ailede glokom öyküsü bulunan bireylerde de bu hastalığın gelişme olasılığının daha yüksek olduğunu ifade etti. Ayrıca, bazı kortizon içeren ilaçların uzun süreli kullanımı, göz tansiyonunun yükselmesine ve dolayısıyla glokom riskinin artmasına yol açabiliyor. Bu nedenle, özellikle diyabet, hipertansiyon ve ailede glokom öyküsü bulunan kişilerin düzenli olarak göz muayenesi yaptırmaları, erken teşhis ve tedavi açısından büyük önem taşıyor.

‘Görme Kaybını Engellemek İçin Erken Teşhis Şart’

Glokomun genellikle belirti vermeyen, sinsi bir hastalık olduğunu kaydeden Op. Dr. Tayfur, çoğu hastanın hastalığın ilerleyen evrelerinde görme alanında kayıplar yaşamaya başladıklarında glokomdan haberdar olduklarını belirtti. Bu hastalığın belirti vermemesi, tehlikesini daha da artırmaktadır. Ancak göz içi basıncı ani bir şekilde yükseldiğinde, kapalı açılı glokom olarak bilinen türde, ani bulanık görme, baş ağrısı, bulantı ve kusma gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durumda, hemen bir göz hekimine başvurmak gereklidir. Görme kaybını engellemek amacıyla erken teşhis oldukça önemlidir. Bu sebeple, yılda en az bir kez düzenli göz muayenesi yapılması önerilmektedir.

‘En Yaygın Tedavi Yöntemlerinden Biri Damladır’

Glokom tedavisinin ilk aşamasının, göz içi basıncının tespit edilmesi için detaylı bir göz muayenesi ve ileri testlerin yapılması olduğunu belirten Op. Dr. Tayfur, hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve varsa ek hastalıkları göz önünde bulundurularak bir tedavi planı oluşturulduğunu ifade etti. En yaygın tedavi yöntemlerinden biri, göz tansiyonunu düşürmeye yardımcı olan damla tedavisidir. Genellikle iki veya üçlü kombinasyon şeklinde kullanılan damlalar ile göz içi basıncı kontrol altına alınmaktadır. Ancak, göz tansiyonunun tamamen ortadan kaldırılması mümkün değildir. Nasıl ki hipertansiyon hastaları ilaçlarla tansiyonlarını kontrol altında tutabiliyorsa, göz tansiyonu da ilaçlarla düşürülerek, göz sinirine vereceği hasar engellenebilir. Göz tansiyonunu düşürmek, hastalığın ilerlemesini durdurmak için gereklidir; ancak tedavi edilmezse kalıcı görme kayıplarına yol açabilir.

Dirim: Genç Hastalar İlaçsız İdare Edebilir

“Göz basıncının yüksekliğinin yarattığı olumsuz etki herkes için farklıdır” diyen Medicana Ataşehir Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ayşe Burcu Dirim, “Örneğin, ileri yaş, diyabet ve kalp-damar hastalığı olan hastalarda optik sinirin besleyici damarsal yapısı bozuk olacağı için glokom hasarı, daha düşük basınç artışlarında bile meydana gelebilirken, genç hastalarda daha yüksek basınçlarda hiç optik sinir hasarı olmadan ilaçsız idare edebilirler” açıklamasında bulundu. Doç. Dr. Dirim, tedavi planı oluşturulurken kişiye özel hedef basınç kriterinin dikkate alınması gerektiğine de vurgu yaptı. Hedef basıncı belirlerken puanlama yapıldığını, hasta yaşı, sistemik hastalıklar, optik sinirin çukurluk oranı ve sinir lifi kalınlığının değerlendirildiğini belirtti. Eğer hedef basınç istenen seviyede değilse hastaya ilaç başlanır. Ayrıca, hastanın aile öyküsü ve kortizonlu damla duyarlılığının tespiti de önemlidir. Zira kortizonlu damlalar, glokom yönünden yatkın hastalarda basıncı daha fazla artırabilir. Öncelikle tekli, ikili veya üçlü kombinasyonlu damla tedavileri denenebilir; bu yeterli olursa hayat boyu takiplerle devam edilebilir. Ancak bu tedaviler yeterli olmazsa lazer veya cerrahi teknikler kullanılarak tedavi sürecine geçilir. Ancak glokom cerrahisi, özellikle dikkat ve takip gerektiren bir cerrahi işlemdir. Günümüzde çok sayıda farklı cihaz ve teknik ile bu hastalığın tedavisi gerçekleştirilmektedir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin