Mithat Yurdakul – İSTANBUL
Ankara Sanayi Odası (ASO) tarafından hazırlanan kapsamlı raporda, Türkiye’nin savunma sanayiinde yerli katkı oranının hızla artarak %80 seviyelerine ulaşmakta olduğu vurgulanmaktadır. Bu gelişme, özellikle stratejik sektörlerde Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltırken, yerli üretim kapasitesinin ve Ar-Ge faaliyetlerinin güçlenmesine doğrudan katkı sağlamaktadır.
Raporda, Türkiye’de savunma sanayinde faaliyet gösteren şirketlerin, yüksek teknoloji ve katma değer odaklı ürünler geliştirdiği, bunun sonucunda uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırdığı belirtilmektedir. Özellikle savunma ve havacılık alanında yerli katkı oranlarının %80’e ulaşması, Türkiye’nin küresel tedarik zincirinde önemli bir aktör haline gelmesine imkan tanımaktadır.
Yüksek Katma Değerli Üretim ve Ankara’nın Savunma Sanayiindeki Yeri
Türkiye’de yüksek katma değerli savunma sanayi ürünlerinin üretimi hız kazanmış, bu alanda ülke genelinde faaliyet gösteren Ar-Ge merkezleri ve sanayi bölgeleri önemli ölçüde artış göstermiştir. Ankara ise, bu gelişmelerin merkezi konumuna gelmiş olup, özellikle ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN ve MKE gibi öncü şirketler sayesinde savunma teknolojilerinde yeni bir döneme tanıklık etmektedir.
Raporda, 2024 yılı itibarıyla ülke genelinde savunma sanayii cirosunun yaklaşık %50’sinin Ankara kaynaklı olduğu ve şehrin, Ar-Ge merkezleri, organize sanayi bölgeleri ve teknoparklar aracılığıyla, KOBİ’lerle entegre biçimde çalışarak hem iç pazara hem de uluslararası devlere tedarik sağladığı detaylı biçimde anlatılmaktadır. Bu ekosistem sayesinde, Türkiye’nin savunma sanayinde inovasyon ve teknolojik gelişim alanında önemli adımlar attığı ortaya konmaktadır.
Yüksek Performanslı Malzeme ve Ar-Ge Çalışmaları
Kompozit, seramik, nanomalzeme ve özel alaşımların geliştirilmesi, savunma ve havacılık sektörlerinde kullanılan ürünlerin hafiflemesine ve dayanıklılığının artırılmasına olanak sağlamaktadır. Bu alanda faaliyet gösteren TUSAŞ ve C.E.S. Kompozit gibi firmalar, uçak gövde parçaları üretiminde öncü rol üstlenirken, Başkent OSB’de faaliyet gösteren Epsilon Kompozit gibi firmalar ise Airbus’a doğrudan parça ihracatı gerçekleştirmektedir.
Ayrıca, ODTÜ Kompozit Araştırma Merkezi ve Bilkent NANOTAM gibi akademik kurumlar, yeni nesil malzemelerin geliştirilmesi ve Ar-Ge çalışmalarını destekleyerek, hafif zırhlar, verimli güneş panelleri ve biyomalzemeler gibi teknolojik ürünlerin sanayiye kazandırılmasını sağlamaktadır.
Geleceğe Yönelik Planlar ve İstihdam Artışları
ASO Başkanı Seyit Ardıç, yeni sanayi alanları ve teknolojik üslerin kurulmasıyla ilgili detaylar paylaştı. Planlanan yeni tesisler sayesinde, 440 bin metrekare kapalı alan üzerinde kurulan ASO Teknoloji Üssü, tam kapasiteye ulaştığında yaklaşık 800 firmanın faaliyet göstermesi, 20 binin üzerinde nitelikli istihdam yaratması ve yıllık yaklaşık 1.5 milyar dolar ihracat hedeflenmektedir.
Hemen karşısında inşa edilmesi planlanan ve toplam 4.5 milyon metrekarelik alanı kapsayan ASO Serbest Bölgesi’nde ise, 200 civarında firmanın faaliyet göstermesiyle yaklaşık 40 bin yeni istihdam sağlanacak ve dış ticaret hacminde 4 milyar dolar civarında artış öngörülmektedir.
Gelişmiş Silah Sistemleri ve Teknolojiler
Roketsan’ın geliştirdiği lazer tabanlı yönlendirilmiş enerji silahı ALKA ve FNSS’nin üretimini sürdürdüğü KAPLAN Hibrit Aracı gibi yüksek teknolojili sistemler, ilk kez IDEF savunma fuarında sergilenerek, Türkiye’nin savunma sanayinde yeni nesil çözümler geliştirmekte olduğunu göstermektedir. Bu teknolojik ürünler, ülkenin savunma kabiliyetlerini artırırken, aynı zamanda ihracat potansiyelini de güçlendirmektedir.