Küresel Piyasalarda Dalgalı Seviye
Uluslararası finans piyasaları, özellikle ABD’de açıklanan enflasyon verilerinin enerji ve tarife etkilerinin etkisini göstermeye başlamasıyla birlikte karmaşık ve belirsiz bir seyir izliyor. Bu gelişmeler, dünya genelinde ekonomilerin enflasyon ve resesyon riskleri arasında denge kurmaya çalıştığı dönemde önemli bir dönüm noktası oluşturuyor. ABD’deki enflasyon verileri, tarifelerin ekonomik etkisinin sınırlı kaldığını ortaya koyarken, bu durum Fed’in gelecek adımlarını şekillendirmede belirleyici oluyor.
ABD Enflasyon Verileri ve Fed’in Karar Süreci
ABD’de açıklanan tüketici fiyat endeksi (TÜFE), haziran ayında aylık bazda %0.3 ile piyasa beklentileriyle uyumlu bir artış gösterdi. Yıllık enflasyon ise %2.7 ile hem beklentilerin üzerinde hem de son altı ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu rakamlar, ocak ayından beri kaydedilen en yüksek enflasyon oranları olma özelliği taşıyor. Uzmanlar, bu verilerin Fed’in faiz politikasında hangi yönde adım atacağına dair önemli ipuçları verdiğini belirtiyor.
Faiz İndirimleri ve Piyasa Beklentileri
Uzmanlar, tarife kaynaklı risklerin hâlâ devam ettiğine dikkat çekerek, Fed’in enflasyon ve istihdam piyasası göstergelerine ilişkin daha fazla netlik kazanana kadar faiz indirimine gitmekten kaçınabileceği görüşünde. Enflasyon verilerinin ardından finansal piyasalarda, Fed’in Eylül ayında faizleri düşürebileceğine dair beklentiler zayıfladıysa da, yıl sonunda toplamda iki faiz indirimi yapılacağı öngörüsü devam ediyor. Bu gelişmeler, tarifelerin yılın son çeyreğinde enflasyon üzerinde net bir etkisinin ortaya çıkmasını bekleyen uzmanlar arasında fikir birliği sağladı. Ayrıca, piyasalardaki beklentilerin gelecek dönemde açıklanacak yeni verilerle yeniden şekillenmesi olasıdır.
Siyasi Baskılar ve Trump’ın Açıklamaları
Fed’in enflasyonla mücadelesi devam ederken, siyasi baskılar da artış gösteriyor. ABD Başkanı Donald Trump, enflasyon verilerinin açıklanmasının ardından sosyal medya platformları üzerinden yaptığı paylaşımda, “Tüketici fiyatları düşük seyrediyor. Fed, faiz oranlarını düşürmelidir, hemen şimdi!” ifadelerini kullandı. Trump, faiz oranlarının yılda yaklaşık 1 trilyon dolar tasarruf sağlayacak şekilde 3 puan indirilmesi gerektiğini savundu. Ayrıca, dün gazetecilere yaptığı açıklamada, Hazine Bakanı Scott Bessent’in Fed Başkanı Jerome Powell yerine aday olup olmamasıyla ilgili soruya, “O çok iyi bir seçenek, ama şu anki görevimi seviyorum, bu yüzden değil” yanıtını verdi. Boston Fed Başkanı Susan Collins ise, belirsizlik ortamında para politikasına karar vermenin zor olduğunu belirterek, tarifelerin yılın ikinci yarısında enflasyonu artıracağını ve çekirdek enflasyonun yıl sonunda yaklaşık %3 seviyesinde olacağını öngördü. Dallas Fed Başkanı Lorie Logan ise, enflasyonu tamamen kontrol altına almak için Fed’in faiz oranını bir süre daha sabit tutması gerekebileceğini, ancak enflasyon ve istihdam piyasası zayıflarsa faiz indirimlerine geri döneceklerini ifade etti.
Gümüş ve Altın Yatırımlarında Güncel Görünüm
Citigroup, fiziksel arzın daralması ve artan yatırım talebi nedeniyle gümüş fiyatlarının ons başına 40 dolar seviyesini aşarak yükseliş trendini sürdüreceğini öngörüyor. Bloomberg’in haberine göre, Citigroup analistleri, gümüş için üç aylık fiyat hedefini 38 dolardan 40 dolara yükseltti. Ayrıca, 6-12 aylık dönem için tahminler 43 dolara çıkartıldı. Banka, altın fiyatları için ise mevcut tahminlerini koruyor ve önümüzdeki yıl altının 3 bin dolar seviyesinin altında kalmasını bekliyor. Citigroup’un raporunda, gümüş arzındaki daralma ve yatırım talebindeki artışın fiyatları yukarı yönlü desteklediği vurgulandı. Ayrıca, analistler, son dönemdeki gümüş fiyatlarındaki yükselişin sadece altına yetişme çabası değil, güçlü temel göstergelerin de etkili olduğunu belirtti.
Bu gelişmeler, altın ve gümüş piyasalarının önümüzdeki dönemlerde nasıl bir seyir izleyeceğine dair önemli ipuçları sunarken, yatırımcıların küresel ekonomik gelişmeleri yakından takip etmeleri gerektiğini ortaya koyuyor.
