OZAN BİNGÖL: Merkezi Yönetim Bütçesi ve EYT Düzenlemesi Üzerine Analiz
2024 yılı itibarıyla Merkezi Yönetim Bütçesi, 2 trilyon 106 milyar lira gibi tarihi bir bütçe açığı ile karşı karşıya kalmıştır. Bunun yanı sıra, faiz dışı açık rakamı da 835 milyar lira olarak kaydedilmiştir. Bu durum, borçların faizini bile ödeyebilmek için yeniden borçlanmak zorunda kalındığını göstermektedir. Faiz dışı açık, mali disiplinden önemli bir kopuşun en belirgin göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. 2025-2027 Orta Vadeli Program’a (OVP) göre, 2025 yılında 1,9 trilyon, 2026 ve 2027 yıllarında ise 2 trilyon liralık bütçe açığı öngörülmektedir.
Maliye Bakanı, birçok mülakatında deprem ve EYT düzenlemesini, bu yüksek bütçe açıklarının temel sebepleri arasında saymıştır. Ancak, 2024 yılına ait Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH), Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve bütçe verileri netleştiğinde, EYT düzenlemesinin gerçekten bütçe dengelerini nasıl etkilediğini verilerle inceleme fırsatını bulmuş olduk. Verilere dayanarak, EYT ile ilgili iddiaların gerçeklikle ne kadar çeliştiğini ortaya koymak önemlidir.
Sosyal Güvenlik Kurumuna Bütçeden Yapılan Transferler Tarihi Dip Seviyelerde
EYT düzenlemesinin bütçede yarattığı etkileri anlamak için, SGK’ya yapılan bütçe transferlerinin toplam bütçe içindeki oransal büyüklüğündeki değişimleri incelemek gerekmektedir. Eğer EYT düzenlemesinin ardından bu oranlarda ciddi bir sapma meydana gelmişse, bu durum EYT’nin bütçeye büyük bir yük getirdiğini gösterir. Aksi takdirde, EYT düzenlemesi nedeniyle bütçe açıklarının arttığı iddiası, büyük bir çarpıtma olmaktan öteye gitmeyecektir.
Aşağıdaki grafikte, 2007 yılından 2024 yılı sonuna kadar SGK’ya bütçeden yapılan transferlerin toplam bütçe içindeki payı gösterilmektedir. Veriler, EYT düzenlemesinin de uygulandığı son üç yılda bütçeden SGK’ya yapılan transferlerin son 18 yıl içindeki en düşük seviyelerde olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durum, emeklilik sisteminin bütçe üzerindeki yükünün, son 18 yılın en düşük seviyesine gerilediğini göstermektedir. 2020 yılında toplam bütçe harcamalarının %20,4’ü SGK’ya görevlendirme gideri ve Hazine Yardımı olarak ödenirken, EYT düzenlemesinin ardından 2024 yılında bu oran yalnızca %13,9 olmuştur. Bu veri, EYT’yi günah keçisi ilan edenlerin, yanlış bilgileri kasıtlı ya da kasıtsız bir şekilde yaydıklarını göstermektedir.
Emekli Sayısı Artarken, Emeklinin Milli Gelirden Aldığı Payın Düşmesi İzaha Muhtaçtır
Türkiye’nin nüfusu her yıl yaşlanmakta ve emekli sayısı artmaktadır. Bu artış, aktüeryal dengeyi olumsuz etkilemektedir. Emekli sayısının artmasıyla birlikte, toplam emekli aylığı ödemelerinin GSYH içindeki payının da artması beklenirken, aşağıdaki veriler, emeklilerin milli gelirden aldıkları payın sayıları artmasına rağmen azaldığını göstermektedir.
Tablo 1: Emekli Aylığı Ödemelerinin GSYH İçindeki Payı
Yıllar | Emekli Aylığı Ödemeleri (1.000 TL) | GSYH (1.000 TL) | Emekli Aylığı/GSYH |
2009 | 68.603.972 | 1.006.372.482 | 6,8% |
2010 | 78.957.499 | 1.167.664.479 | 6,8% |
2011 | 91.615.378 | 1.404.927.615 | 6,5% |
2012 | 105.293.799 | 1.581.479.251 | 6,7% |
2013 | 119.161.662 | 1.823.427.315 | 6,5% |
2014 | 134.391.514 | 2.054.897.828 | 6,5% |
2015 | 151.990.402 | 2.350.941.343 | 6,5% |
2016 | 185.157.568 | 2.626.559.710 | 7,0% |
2017 | 209.545.653 | 3.133.704.267 | 6,7% |
2018 | 245.105.705 | 3.761.165.557 | 6,5% |
2019 | 298.614.722 | 4.317.809.824 | 6,9% |
2020 | 343.045.567 | 5.048.567.945 | 6,8% |
2021 | 406.024.423 | 7.256.141.737 | 5,6% |
2022 | 668.794.524 | 15.011.775.979 | 4,5% |
2023 | 1.408.623.532 | 26.276.307.373 | 5,4% |
2024 | 2.667.846.296 | 43.410.514.000 | 6,1% |
Kaynak: SGK ve TÜİK verilerinden hareketle tarafımızdan oluşturulmuştur. © Dr. Ozan Bingöl
Yukarıdaki tabloya göre, EYT düzenlemesinin etkilerini de dikkate alarak, 2024 yılı itibarıyla emeklilerin GSYH içindeki payı %6,1’dir. Bu oran, 2020 ve öncesindeki tüm yıllardan daha düşük bir seviyeye tekabül etmektedir. Sürekli büyüyen bir ekonomide ve 18 çeyrektir büyümeyle övünülen bir ortamda, yaşlanan nüfus ve EYT düzenlemesiyle artan emekli sayısına rağmen, emeklilerin milli gelirden aldığı payın daha düşük bir seviyeye inmesi durumu izaha muhtaçtır. Bu durumun tek açıklaması ise, emeklilerin yoksulluk paydasında birleştirilmiş olmasıdır.
SGK’nın Gelir-Gider Dengesi 2002 Yılından Bu Yana Hiç Olmadığı Kadar İyi
Sosyal Güvenlik Sisteminin gelir-gider dengesi, gelirlerinin giderlerini karşılama oranı 2002 yılından bu yana hiç olmadığı kadar iyi bir durumda bulunmaktadır. Peki, emekli sayısı ve EYT düzenlemesiyle artan emekli sayısı göz önüne alındığında, aktüeryal denge neden bu kadar düşmüşken bu durum nasıl gerçekleşmektedir? Bunun tek yanıtı: Emekliler enflasyona ezdirilmiştir ve emekliler yoksulluk paydasında eşitlenmiştir. Verilmesi gereken emekli maaşları, bütçe disiplini sağlanarak değil, emeklilerden kısılarak kontrol altına alınmıştır.
Sonuç Olarak
EYT düzenlemesinin, artan emekli sayısı dolayısıyla Merkezi Yönetim Bütçesi ve SGK finansal tablolarında etkiler yaratması kaçınılmazdır. Ancak son dönemde;
- Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) ödemeleri,
- Katılım Hesaplama Modeli (KKM) gibi uygulamalar,
- Yüksek faiz giderleri,
- Belirsiz bütçe kalemlerinden yapılan yüz milyarlarca liralık harcamalar,
- Gerekçesi bilinmeyen ve etkileri ölçülemeyen görevlendirme giderleri,
- Baskı, cilt giderleri, taşıt kiralama, temsil ve ağırlama giderlerindeki yüksek artışlar
gibi verimsiz bütçe uygulamalarıyla bozulan bütçe dengesinin sorumlusunu EYT olarak ilan etmek, hem insafsızlık hem de yukarıda sunduğumuz verilerle çelişmektedir. Türkiye’deki bütçe açığının en büyük sebepleri arasında yanlış ekonomi, para ve maliye politikaları bulunmaktadır. Verimsiz ve öngörüsüz bütçe harcamaları, israf ve kamu ihale sisteminin bozulması, kamu alımlarında yolsuzluk riskinin artmasına neden olmaktadır. Suçluyu yanlış yerde aramayın!