Giriş
Uzun süre tartışmalara neden olan konu, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından önemli ve örnek bir karar ile netlik kazandı. Bu karar, kiralanan taşınmazların gösterilmesine ilişkin yeni bir perspektif getirerek, taraflar arasındaki hukuki süreçleri kolaylaştırmayı amaçlamaktadır.
Yargıtay Kararının Detayları
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, şartların oluşması halinde, kiralananın gösterilmesine yönelik istemli davalarda ihtiyati tedbir yoluyla bu işlemin gerçekleştirilebileceğine hükmetti. Bu karar, kiracıların haklarına saygı gösterirken, mülk sahiplerinin de haklarını koruma altına alıyor. Böylece, kiracı bulunulan konut, iş yeri veya ofis gibi alanların satışa çıkarılması durumunda, olası alıcıların gösterim talebinde bulunması engel olmaktan çıkmış oluyor.
Uzun ve Maliyetli Davalar
Gayrimenkul Hukuku Uzmanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, mevcut durumda açılan davaların genellikle 1.5 ila 2 yıl arasında sürdüğünü belirtiyor. Bu durumun maddi kayıpları oldukça artırdığını vurgulayan Kiraz, “Sonuçta, mülk sahibi kendi mülkünü satma hakkına sahip. Ancak, kiracılı alanlarda bu süreç giderek zorlaşıyor. İhtiyati tedbir kararı alınarak, 15 gün ile 1 ay arasında belirli bir zaman diliminde, satıştaki kiracı bulunan mülkler olası alıcılara kolaylıkla gösterilebilir. Bu gösterim sırasında, kiracının uygun olduğu gün ve saat belirlenir. Örneğin, ‘mülk sahibi veya emlakçı, çarşamba günü saat 13:00 ile 15:00 arasında evi göstermek zorundadır’ diyerek net ve uygulanabilir bir sistem oluşturulur” dedi.
Gelişen Yasal Çerçeve ve Gri Alanlar
Yeni Borçlar Kanunu ile ilgili maddelerle, kiracının satışa çıkarılan mülkü göstermesi zorunlu hale getirilmiş olsa da, bazı gri noktalar bıraktığı da dikkat çekiyor. Bu boşluklardan yararlanan taraflar, sistemi tıkayabilir ve süreci uzatabilir. Bu durum, hem ekonomik hem de manevi kayıplara neden oluyor. İhtiyati tedbir dosyası açılarak, bu süreçlerin hızlandırılması ve tarafların haklarının korunması, adil ve doğru bir yaklaşım olarak öne çıkıyor. Ayrıca, taraflar arasında uygun zaman ve saat diliminin net olarak belirlenmesi, sürecin düzgün ilerlemesini sağlıyor ve kiracı lehine olumlu sonuçlar doğuruyor.
Sonuç
Uzmanlar, bu yeni yaklaşımın, hem mülk sahiplerine hem de kiracılara yönelik önemli bir adım olduğunu ve uygulamada yerinde olduğunu belirtiyorlar. Bu düzenlemenin, hukuki süreçleri kısaltması ve tarafların haklarını daha etkin koruması açısından büyük bir avantaj sağladığı düşünülüyor.
